İlknur Üstün: Eşitlik, özgürlük ve adaleti ancak hakikatin üzerine kurabiliriz

HABER MERKEZİ – Tutuklu hak savunucusu İlknur Üstün kendisini cezaevinde ziyaret eden milletvekili Aylin Nazlıaka aracılığıyla gönderdiği mesajda, eşitlik, özgürlük ve adaletin ancak hakikatin üzerine kurulabileceğini ifade etti.

İstanbul Büyükada’da 5 Temmuz’da gözaltına alınan ve 13 gün sonra önce mahkemeye çıkarılarak ‘adli kontrol’ şartıyla serbest bırakılan ardından savcının itirazı üzerine tutuklanan hak savunucularından İlknur Üstün’ü Ankara Bağımsız Milletvekili Aylin Nazlıaka cezaevinde ziyaret etti.

Üstün’ü Sincan Kapalı Kadın Cezaevi’nde ziyaret eden Nazlıaka, “İlknur Üstün, dayanışmaya ihtiyacı olan herkese destek olmak için adeta çırpınır. Böyle naif bir insandan terörist yaratma çabası tam bir kara mizahtır” dedi.

Nazlıaka: İddianamenin içeriği tam bir fiyasko

İddianamedeki suçlamaları okuyunca hukuk adına üzüldüğünü söyleyen Nazlıaka sözlerini şöyle sürdürdü:

İddianamenin hazırlanması için 100 gün bekledik. Bu süreçte dosyaya kısıtlama kararı getirip ‘içinde neler var neler’ dediler. Bir Bakanımız ‘hızlanacak o iş’ dedikten hemen sonra iddianame açıklandı. Bakan’ın yargıya müdahalesini geçtim, iddianamenin içeriği tam bir fiyasko. Neymiş; tutuklular telefonlarının pin ve puk kodunu hatırlamadığı için suçluymuş! Acaba bu iddianameyi hazırlayan savcı kendi telefonunun kodlarını ezbere biliyor mu? ‘İçinde neler var neler’ dedikleri iddianamenin neredeyse üçte birini, internette herkese açık olan Hayır Meclisi’nin kararlarıyla doldurmuşlar.

Üstün: İyilikten vazgeçmemenin yolu hakikati göstermektir

Nazlıaka aracılığı ile bir mesaj ileten hak savunucusu İlknur Üstün, “Bizim doğrudan, iyiden vazgeçme lüksümüz yok. Bundan vazgeçmemenin tek yolu hakikatin ne olduğunu görmek ve göstermektir. Eğer adalet diyorsak, eğer özgürlük diyorsak, eğer eşitlik diyorsak, bunu ancak hakikatin üzerine kurabiliriz” ifadelerini kullandı.

‘Biz ancak dayanışarak özgürlüğe gidebiliriz’

Umutlu olduğunu belirten Üstün mesajında devamla şu ifadelere yer verdi:

Her şeyin flulaştırılmaya çalışıldığı bir ortamda hakikati zor da olsa bulup çıkarmamız ya da daha görünür hale getirmemiz gerekiyor. Biz elinde büyük güçleri olan insanlar değiliz. Biz ancak birbirinin derdini dert edinip, birbiri ile dayanışarak adalete, özgürlüğe, eşitliğe gidebiliriz.

Ve inanıyorum ki ister insan hakkı, ister kadın hakkı mücadelesi versin, ister kamuda görev yapsın, ister Meclis’te olsun, her yerde bunun için çabalayan insanlar var. Böyle olduğu sürece yaşananlar hiçbirimizi umutsuzluğa düşüremez.