Ana SayfaEkonomiVergi zamları ile ‘bütçe açığı artacak, yoksul daha da yoksullaşacak’

Vergi zamları ile ‘bütçe açığı artacak, yoksul daha da yoksullaşacak’

HABER MERKEZİ – Hükümetin ‘yeni silah alımı’ ve ‘bütçe açığı’nı kapatmak için dillendirdiği vergilere zam oranları ile Irak Kürdistan Bölgesi’ne yönelik ambargo yurttaşları ve ekonomiyi nasıl etkileyecek? Ekonomist Erol Katırcıoğlu’na göre hükümetin bu politikası, ‘yüksek enflasyon ve dar gelirli yurttaşların daha da yoksullaşmasına’ neden olacak.

Orta Vadeli Program’da Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) ve Özel Tüketim Vergisi’ne (ÖTV) öngörülen yüzde 40’ı aşan zamlara tepkiler sürüyor.

Zamlar, bağımsızlık referandumuna giden Irak Kürdistan Bölgesi’ne yönelik ‘yaptırımların’ tartışıldığı bir dönemde geldi.

Hükümet ise vergi zammının gerekçesini “yeni silah alımı” ve “bütçe açığı” olarak açıklıyor.

Peki, ekonomistler bu zamlar için ne diyor?

Erol Katırcıoğlu’na göre bu gelişmeler daha yüksek bir enflasyon politikasına dönüşecek ve özellikle sabit gelirli yurttaşlar daha da yoksullaşacak.

Erol Katırcıoğlu

Ekonomist Katırcıoğlu, Mezopotamya Ajansı’na yaptığı değerlendirmede konuyla ilgili olarak şunları söylüyor:

Batı ile ilişkilerin bozulması ve ihtiyaç duyulan silahların temininde yaşanan zorluklar, hükümeti savunma sanayi konusunda daha büyük yatırımlar yapmaya itmektedir. Hükümetin özellikle MTV vergisi ile ne yapmak istediğini Hükümet Sözcüsü Mahir Ünal açıkça söyledi. Ünal ‘Yapılacak iş, savunma sanayi için başka kaynak oluşturulduğu takdirde, MTV zammını aşağıya çekmek. Buradan gelecek kaynağa göre de MTV artışı revize edilecektir’ dedi. Yani MTV vergisinin yüzde 40 gibi yüksek bir oranda açıklanmasının nedeni savunma sanayisine kaynak aktarmaktır. Anlaşılan hükümet silah sanayisine yapılacak yatırımların büyümeye katkısı olacak yatırımlar gibi görmektedir. Oysa açıktır ki silaha yapılan yatırımların ekonomiye ‘geriye doğru’ bir katkısı olabilir ama ‘ileriye doğru’ bir katkısı yoktur.

Savaş ekonomisine ağırlık verilecek

Silah yapımında ekonomik bir gelir yaratılabilir ancak silah üretildikten sonra ekonomik herhangi bir gelir söz konusu olmaz. Bu gerçekler ve hükümet yetkililerinin açıklamalarından anlaşılan, önümüzdeki yıllarda ‘kendi silahımızı yapmak’,’kendi uçağımızı yapmak’ biçiminde ifade edilen bir anlayış çerçevesinde silaha ya da savaş ekonomisine büyük ağırlık verileceğidir.

Bütçe açığı artacak

AKP hükümetinin bugüne dek tek başarılı olduğu konu ‘bütçe disiplini’ydi. Gerçekten de AKP’nin iktidar olduğu 2002 öncesi dönemlerde sürekli olarak bozulan bütçe disiplini çok yüksek oranlarda enflasyon vergisi olarak halkın ödemek zorunda olduğu bir bedel ile geriye dönmekteydi. Kemal Derviş’in kemer sıkma politikalarıyla sağlanan makro dengelerden biri olan ‘bütçe dengesi’ AKP hükümetince de daha sonraları devam ettirildi. Fakat 2016’dan sonraki gelişmeler bütçe disiplinin elden kaçtığını ve önemli bir risk unsuru olarak önümüzde durduğunu söylüyor. En son bilgi olarak 2017’nin ilk 8 ayında merkezi yönetim bütçesinin 24,7 milyar TL açık vermiş olduğudur. Bunun yanı sıra 220 milyar TL’ye varan Kredi Garanti Fonu (KGF) kredilerinin bir kısmının batağa düşeceğini de eklersek 2017’nin bütçe açığının çok daha yüksek olacağı ortadadır. Son vergi artışlarının ise bu öngörü çerçevesinde açığı kontrol altında tutma çabasından başka bir şey değildir.

Kürtlere ambargo

Irak Kürdistan Bölgesi’nde yapılan bağımsızlık referandumu sonrası gündeme gelen ekonomik ambargoya ilişkin de konuşan Katırcıoğlu, “Federe Kürdistan Bölgesi’ne uygulanacak ambargo dünya petrol fiyatlarının artmasına yol açarak herkesin aleyhine olabilecek sonuçlar üretebilir” diyor.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın Kürdistan Bölgesi için söylediği “Vanayı kapatırız” sözlerine karşı Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, “Kürdistan’a vana kapatılmamalı” sözlerini hatırlatan Katırcıoğlu, şöyle devam ediyor:

Bu çıkış bence aslında ‘aklın yolu’na uygun bir çıkıştı. Ama maalesef Türkiye bu konuda aklını yitirmiş gibi konuşuyor. Kürtlere ambargo dediği, Türk ekonomisine önemli bir kaynak olan bir bölgeyi denklemin dışına taşımak demektir. Bence bu politika, bırakın ekonomik rasyonaliteyi, siyasi rasyonalite bakımından da yanlış. Çünkü o bölge insanlarıyla bizim vatandaşımız olan Kürtler, akrabalar ve onlara yapılacak bir ambargo uygulaması kendi vatandaşlarımıza karşı da yapılmış bir uygulama olacaktır.