Ana SayfaYazarlarElend AydınYengeçle dans – Elend Aydın

Yengeçle dans – Elend Aydın


Elend Aydın


Yokluğumu fark edenlere de etmeyenlere de merhaba! Sezen’in; “Bir Çocuk Sevdim”inin eşliğinde “Bir doktor sevdim!” diyerek yaralı halimle birkaç cümle yazayım istedim.

Evet, bir doktor sevdim, inandım, güvendim, yanılmadım ve tıptaki insaniyet, etik ve de Hipokrat Yemini’nin halen yaşıyor olduğunu gözlerimle görerek insanlığımıza, insan olmanın sonsuz ve bazen de tarifsiz güzelliğine sonsuz kez teşekkür ettim.

“Malignite” kötü huylu demek Latincede, nam-ı diğer “cancer” (kanser), yani yengeç! Yengeç burcu olmamam ve suları sığ ırmaklarda bol bol yengeç avlayan bir çocukluk geçirmeme rağmen sol göğsümde bir yengeç’in yuvalanmış ve de hortlamış olduğu şüphesi oluştu tetkikler sonucunda. Ve notagiller familyasından biri olarak üçüncü kez Neşter ve Narkoz (anestezi) ile ‘dans etmem’ gerekti… Sol göğsümde şimdi, üç gün önceden kalma küskün, esrik ve ketum bir büyük yara olsa da iyiyim ve patoloji sonucunun temiz çıkacağına inanıyorum. Çünkü Op. Dr. Hüseyin Öner’in hastası olma şansını yakaladım, bu yüzden yengeçler beni yakalayamaz. Ha, bence nenemin (büyük bir ciddiyetle “Doktor” değil de “tabip” derdi nedense) tabiriyle tabibimin binlerce adı vardır şimdi; yürek, bilinç ve hayat ışıldatan aydınlıklardan, gökkuşağıyla bezenmiş hümanizmalardan…

Yengeç ile olan dansım devam edecek çünkü dedim ya uçurtma tadındaki yazlarda herkes gibi pırıl pırıl bir çocukken savaş açtım onlara. Sinsi sinsi ve yampiri yampiri, tüm güzellikleri hırpalamak için sızma girişimlerine karşı cesur kızkardeşimle amazon gibi savaştım. Yağma yok! Bunca zulmün, asırlık esaret ve izolasyonun diz çöktüremediği beden ve ruhum zavallı sinsilere pabuç bırakmaz.

Nerede kalmıştık demek gereksiz sanırım. Ama yarım olan üç kitaba dair sözüm vardı, paylaşacaktım: Ulrike Meinhof, Yarım Kalan Bir Şarkı ve adını hatırlayamadığım (hastayım ya, gidip bulamam şimdi) kitaplardan söz etmiştim. İkisi halen yarım ama arada Emma Goldman’ın biyografisine baktım. Tahmin edileceği gibi bulutlu bir zamandı benim için, hayaletlerle boğuştum bazen, umutsuzluğu kapı dışarı ettim, kalbime yıldızları nakşettim. İyi oldu e mi?

İçimden, 8 yıl önceden kalma şiirimi çevirmek geldi şimdi, sevenlere armağan ederim:

Hasta düş

benim hastam ol

yüzyıl önceki Halep’e

rahvan atımla gidip bahçeler getireyim sana

Hasta düş

benim hastam ol

uyumak yakışmıyor şairlere