Ana SayfaDünyaRıza Sarraf: Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon euro ve 7 milyon dolar rüşvet verdim

Rıza Sarraf: Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon euro ve 7 milyon dolar rüşvet verdim

HABER MERKEZİ – ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını yasa dışı yollarla delmekle suçlanan eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı davada suçunu kabul eden ve tanık olan Rıza Sarraf ilk kez jüri karşısına çıktı. Sarraf, Hakan Atilla’nın Halkbank’ta yaptırım kurallarıyla ilgili en bilgili kişi olduğunu ve Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon euro ve 7 milyon dolar rüşvet verdiğini söyledi. Sarraf ayrıca, Egemen Bağış’ın kendisine Aktifbank’ta hesap açılması için bankanın CEO’suyla görüşme ayarlamaya yardım ettiğini de öne sürdü.

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) İran’a yönelik yaptırımlarını yasa dışı yollarla delme, rüşvet ve para aklama suçlamasıyla ABD’nin New York kentinde dün başlayan davada, Rıza Sarraf bugün savcılığın tanığı olarak jüri karşısına çıktı.

Sarraf’ın sanıkken tanık olduğu davanın jürili duruşması Türkiye saati ile 18.30 sularında başladı.

Davayı yerinden takip eden Law360 muhabiri Pete Brush, Twitter hesabından Sarraf’ın yemin edip ifade vermeye başladığını aktardı.

Gazeteci Brush, Rıza Sarraf’ın savcılıkla işbirliği yaparken üç yükümlülüğü olduğunu söyledi: ‘Yalnızca ve yalnızca gerçeği söylemek, ABD hükümetiyle işbirliği yapmak ve bundan sonra hiçbir suça karışmamak’.

Brush’ın aktardığına göre Sarraf, ABD hükümetinin kendisine hiçbir müsamaha sözü vermediğini ve kısmen kendi dürüstlüğüne göre cezanın dava yargıcı tarafından belirleneceğini ifade etti.

“Hakan Atilla, Halkbank’ta yaptırım kurallarıyla ilgili en bilgili kişi”

Sarraf, ‘İşbirliği sorumluluk kabul ederek, hapisten çıkmanın en hızlı yoluydu’ dedi.

Rıza Sarraf aynı zamanda kesinlikle hareket serbestliği olmadığını ve FBI denetimi altında olduğunu belirterek, otelde olduğu iddialarını yalanladı. Sarraf ayrıca, alkol ve cep telefonu kullanımı için gardianlara rüşvet verdiğini de kabul etti.

Sarraf konuşmasında, “‘Yaptırım şeması’ ortaya çıktı çünkü İranlılar petrol ve doğalgaz satışlarından elde ettikleri gelirleri uluslararası ödemeler için kullanamıyorlardı. Hakan Atilla, Halkbank’ta yaptırım kurallarıyla ilgili en bilgili kişidir. Atilla, yaptırım şemamızı ABD yaptırımlarına uygun göstermek için destek verdi” ifadelerini kullandı.

Sarraf’tan Egemen Bağış iddiası

Sarraf daha sonra Aktifbank’ta hesap açılması sürecini anlatmaya başladı ve ilk denemesinin başarısız olduğunu ifade etti.

Rıza Sarraf, eski Avrupa Birliği (AB) Bakanı Egemen Bağış’ın kendisine Aktifbank’ta hesap açılması için ise bankanın CEO’suyla görüşme ayarlamaya yardım ettiğini öne sürdü.

Sarraf ifadesinde, 2010 ve 2011’de dönemin İran Merkez Bankası Başkanı Mahmut Bahmani ile görüşerek merkez bankasına doğrudan nakit aktarma konusunda anlaşmaya vardıklarını söyledi. Sarraf, daha sonra ise bu ilişkinin sona erdiğini belirtti.

Sarraf, İran Merkez Bankası ile yaptığı anlaşmadan sonra aralarında Hüseyin Necefizade’nin de bulunduğu Bank Mellat yetkilileriyle görüşüp ABD yaptırımlarını delmeye başladıklarını da söyledi.

Rıza Sarraf, 2010 ve 2011’de İran ve Banka Mellat ile çalışırken bir yandan da Aktifbank ile kârlı bir ilişki içinde olduğunu belirtti.

Halkbank süreci

Rıza Sarraf daha sonra Aktifbank’ın doğrudan İranlı yetkililerle çalışmaya başladığını ve kendisinin devre dışı bırakıldığını bunun üzerine 2012’nin başlarında Halkbank ile temasa geçtiğini söyledi.

‘Aktifbank gelirinizin önemli bir bölümünü oluşturuyor muydu?’ diye sorulan Sarraf, buna ‘kesinlikle evet’ dedi.

Sarraf, Halkbank ile olan bağlantılarının daha eskiye dayandığını söyledi.

‘Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon euro ve 7 milyon dolar rüşvet verdim’

Zafer Çağlayan

Eşinin (Ebru Gündeş) Türkiye’de çok tanınan bir sanatçı olması nedeniyle kendisinin de göz önünde olduğunu belirten Sarraf, bu nedenle Halkbank’ın dönemin Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın ilk etapta kendisiyle çalışmak istemediğini söyledi.

Aslan’ın kendisine ‘altın ticareti yapmak için çok popülersin’ demesi üzerine Sarraf, dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a yöneldiğini belirtti. ‘Neden Çağlayan’a yöneldi?’ sorusu üzerine Sarraf, “Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı’ydı” dedi.

Sarraf, “Zafer Çağlayan’a Halkbank’taki işi almak için 45 ila 50 milyon euro civarında rüşvet verdiğini” söyledi.

Rıza Sarraf, Çağlayan’a 45-50 milyon euroya ek olarak 7 milyon dolar ve yaklaşık 2.5 milyon Türk Lirası olarak da rüşvet verdiği ifadesinde bulundu.

Ayrıca Sarraf, Çağlayan’ın İran’a altın ticareti karşılığında elde edilecek kârı yüzde 50-50 paylaşmak istediğini iddia etti.

Duruşmaya öğle arası verildi.

Gazeteci Soylu: Sarraf, Çağlayan’a verdiğini iddia ettiği 30 küsur milyon euro rüşvete dair belge sundu

Daily Sabah’ın Washington temsilcisi Ragıp Soylu, Rıza Sarraf’ın dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a verdiğini iddia ettiği rüşvet yönelik şu bilgiyi paylaştı:

İtirafçı Rıza Sarraf Türkiye’de reddettiği 17 Aralık FETÖ operasyonu iddialarını kabul etti. Zafer Çağlayan’a Halkbank’tan altın ticareti yapabilmek için 45-50 milyon Euro rüşvet verdiğini iddia etti. Bunun 30 küsür milyonunu verdiğini gösteren şirket içi muhasebe kaydı sunuldu.

Çağlayan’a ödemeler nasıl yapıldı?

Ara verilen duruşmanın ardından tekrar tanık sandalyesine gelen Sarraf’a ‘Çağlayan’a bu ödemeler nasıl yapıldı?’ diye soruldu.

Sarraf, “Nakit olarak, değerli eşyalarla ve banka transferleriyle” diye cevap verirken, Çağlayan’ın ailesine de ödeme yaptığını öne sürdü.

Savcı, Çağlayan’ın kardeşine ait olduğu iddia edilen ve İran’la ticaret üzerinden gelen 2.4 milyon TL’ye dair banka dekontunu sunmak istedi. Savunma bu talebi reddetse de mahkeme kanıt olarak sunulmasına karar verdi.

İran ile altın ticareti nasıl yapıldı?

Reza Zarrab grafikSarraf ifadesinde, İran Ulusal Petrol Şirketi’nin paravan şirketiyle olan ilişkisine geçti. Sarraf bir şema çizmek üzere tanık sandalyesinden kalkarak, İran ile altın ticaretinin nasıl işlediğini anlatmaya başladı.

Daily Beast’in muhabiri Katie Zavadski’nin aktarımına göre Sarraf, altın ticaretini şema üzerinden şöyle anlattı:

Ticaret önce İran’ın Türkiye’ye ham petrol ve gaz satmasıyla başlıyor. İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) petrolün satışını Tüpraş’a, gazınkini Botaş’a yapardı. Onlar da NIOC’ye para borçlu olurdu. Tüpraş, Botaş, NIOC’nin Halkbank’ta hesapları var.

Halkbank’a gelen paranın Sarraf’ın ifadesine göre Halkbank’tan çıkışı euro ve Türk Lirası olarak Deniz Bank’a gelişiyle yapılıyordu. Daha sonra Sarraf’ın Türkiye’deki şirketi Royal Group’tan aldığı altının Dubai’deki şirketine gidiyordu.

Sarraf, altının satılıp nakde çevrilecek konuma geldiğini de aktardı. Sarraf, İran’ın altına ihtiyacı olmadığı için ülkenin borçlarını ödemek adına nakde çevrilen bir paraya ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Sarraf’a göre Dubai’de yapılan işlemler aracılığıyla İran’ın uluslararası borçlarının ödenmesi amaçlandı.

Yargıcın paranın kurtarılması için kaç işlem yapılması gerektiği sorusuna ise Sarraf, “En az 10 işlem” cevabını verdi.

Sarraf, bütün bu sistemin Halkbank’ta sıkışmış olan İran parasını kurtarmak, böylece İran’ın dünya çapındaki borçlarını ödemek amacıyla tasarlandığını savundu.

Savcılık çizilen şemayı delil olarak kabul etti ve bu nedenle söz konusu şemanın daha sonra kamuoyuyla paylaşılacağı belirtildi.

‘Süleyman Aslan İran yaptırımlarının ne olduğunu biliyordu’

Davada eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın sekreteriyle olan telefon görüşmesinin tapesi kanıt olarak sunuldu.

Mahkemeye sunulan ve Sarraf’la Süleyman Aslan arasında geçtiği iddia edilen telefon görüşmesi dökümünde Aslan, Sarraf’a İran petrol şirketinden aracı firmaya gönderilmesi gereken 70 milyon doların yanlışlıkla doğrudan Sarraf’ın hesabına yatırıldığını söyledi.

Telefon konuşması dökümünde Aslan’ın, bu transferin Hakan Atilla’nın onayıyla yapıldığını belirttiği ileri sürüldü.

Sarraf, İran Ulusal Petrol Şirketi’ne gitmesi gereken bir paranın kendi hesabına gelmesinden ötürü Halkbank yetkililerine sinirlendiğini anlattı. Ayrıca Süleyman Aslan’ın ve Halkbank’ın yaptırımların ne olduğunu ve hangi işlemlerin yaptırımları deleceğini bildiğini aktardı.

‘Aslan ve Atilla bana altının son durağı olarak nereyi yazmam gerektiğini söyledi’

Duruşmaya sunulan bir belgenin Türkiye’de kullanılan gümrük beyannamesi olduğunu belirten Sarraf’a göre Halkbank’tan Süleyman Aslan ile sanık Hakan Atilla, kendisine gümrük beyannamesinde İran destinasyonlu altın ticareti yapıldığının yazılması gerektiğini söyledi.

Hakimin ‘İran’a altın gönderdin mi?’ sorusuna ise Sarraf, “Hayır” yanıtını verdi. Sarraf, altınların İran destinasyonlu olduğunu ancak İran yerine Dubai’ye gönderildiğini söyledi.

Sarraf, “Bu bize bağlı değildi, bizim tercihimiz değildi. Halkbank’ın kendi kuralları nedeniyle bunu yapmak zorundaydık” dedi.

‘Halkbank’tan birkaç milyar euro çektim’

Savcının ‘Halkbank’tan ne kadar para çektin?’ sorusuna Sarraf, “birkaç milyar euro” diye yanıtladı.

‘Birkaç milyar diye bahsettiğiniz para altın almak için mi harcandı?’ diye sorulan Sarraf, “Birkaç milyar euro, İranlılardan aldığımız ve altın olarak gizlediğimiz uluslararası ödeme talimatlarını gerçekleştirmek için kullanıldı” diye yanıtladı ve “Bunu Süleyman Aslan ve diğerleriyle de görüşmüştük” dedi.

Duruşmaya bugünlük ara verildi, Sarraf’ın ifadesi yarın kaldığı yerden devam edecek.

Rıza Sarraf ‘yıldız tanık’

Duruşma öncesinde savcılık makamından yapılan açıklamalarda, Sarraf ‘yıldız tanık’ olarak nitelenmişti.

Dünkü duruşmada savcı David Denton, tanık olan Rıza Sarraf’ın “ayakkabı kutuları ile Türk yetkililere nasıl rüşvet verildiğini anlatacağını” söylemişti.

Denton, Sarraf’ın “olayın iç yüzünü anlatacağını ve yalanların ardındaki gerçekleri ortaya çıkaracağını” kaydetmişti.


ABD’li Savcı: Sarraf ayakkabı kutularını ve rüşveti anlatacak


Atilla’ya 50 yıl hapis cezası isteniyor

New York Güney Bölgesi Mahkemesi’nde görülen davada Rıza Sarraf’ın aleyhine tanıklık yapacağı ve yargılanan isim ise tutuklu sanık eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla.

Atilla, 50 yıl hapis cezası ve iki milyon dolar ceza talebiyle yargılanıyor.

Davada Atilla dışında sanık konumunda olan eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan hakkında yakalama kararı bulunuyor. Eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, eski Genel Müdür Yardımcısı Levent Balkan’ın da yakalanmaları isteniyor.


Sarraf’ın itirafçı olduğu dava: ‘ABD bütün bilgileri kullansa Türkiye’de hükümet düşer’


 Bu haberde BBC Türkçe ve Euro News Türkçe’den de yararlanılmıştır.

PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
'Barbarın Kahkahası' – Elend Aydın
Sonraki Haber
AB: Gülen hareketini terör örgütü olarak görmüyoruz