Sivas katliamı sanıklarının avukatlığını yapan İBB Başkanı Uysal: Onlar mağdur

HABER MERKEZİ – Bir dönem Sivas Katliamı sanıklarının avukatlığını yapan İBB’nin yeni başkanı Mevlüt Uysal, katliam nedeniyle hapis yatanları ‘mağdur’ olarak nitelendirdi. Sanıkların avukatlığını yaptığı için pişmanlık duymadığını da belirten Uysal, “O süreçte baktığım pencereden yaptığım mücadele doğru mu derseniz, evet doğru” dedi.

Kadir Topbaş’ın istifasının ardından göreve gelen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) yeni başkanı Mevlüt Uysal, Meclis oturumu öncesi grupları ziyaret etti.

Bu sırada Cumhuriyet Halk Partili (CHP) İBB Meclis Üyesi Hüseyin Sağ, Uysal’a 1993 yılındaki Sivas Madımak Katliamı’nın sanıklarının avukatlığını yaptığını hatırlatarak şu soruyu yöneltti: “Bugün olsa Sivas Katliamını savunur musunuz? Bir özeleştiri yapmayı düşünüyor musunuz?”

Hürriyet’ten Fatma Aksu’un haberine göre Uysal bu soruya, katliam sanıklarının yargılandığı davaya girmekten pişman olmadığı yanıtını verdi.

‘Hapis yatıp bedel ödeyenler mağdur’

“Ancak Sivas olaylarıyla ilgili tespitim, o günkü tespitimle kesinlikle örtüşmüyor. Şu anda çok farklı bakıyorum” diyen Uysal hapis yatanları da ‘mağdur’ olarak nitelendirdi ve şunları söyledi:

Sivas olayları halkın birbirine yaptığı bir şey değil. Orada can verenler de, orada hapis yatıp bedel ödeyenler de mağdur diye bakıyorum. Nasıl ki, oradaki vatandaş bire bir oraya yakma niyetiyle gitmediyse, bedel ödeyenler de böyle bir niyetle oraya gitmedi. Maalesef, bizzat avukatlığını yaptığım vatandaş, hiç orada bulunmamasına rağmen idam cezasına çarptırıldı.  Türkiye bu olayları çok yaşadı.. İnşallah, şimdiden sonra bu tür olayları yaşamayız. O süreçte biz bir şekilde şuna inanıyorduk. Hiç kusuru olmayan, masum olan, orada muhafazakar olan kesimin üzerine bir şey yıkılmaya çalışılıyor.

‘Yaptığım mücadele doğru’

Uysal’ın katliamı meşrulaştıran sözlerine CHP’li meclis üyesi Hasan Tapan ise “Olayı basitleştiriyorsunuz” cevabını verdi.

Katliamı 12 Eylül dönemi ile kıyaslayan Uyar sözlerine şöyle devam etti:

O süreçte baktığım pencereden yaptığım mücadele doğru mu derseniz, evet doğru. Nasıl ki 12 Eylül öncesinde, karşılıklı birbirine silah çeken iki kardeş yaptığının doğru olduğuna inanıyordu, mesele bu.