Ana SayfaYazarlarElend AydınZeytin ağaçlarının baladı – Elend Aydın

Zeytin ağaçlarının baladı – Elend Aydın


Elend Aydın


Zeytin ağaçlarının kikirdemesiyle irkildim. Her yaprakta bir düş, her dalda bir şarkı, her gölgede bir direniş şarabı… Afrin’de ağaçlar, dere tepe zeytinler, yemyeşil gerçekler. Bir de baktım, yürümeye başladı zeytin ağaçları… Eteklerinde sarhoş rüzgarlar kâh kuğu adımları kâh gerilla koşusu. Afrin’de ağaçlar yolcu… Afrin’de ağaçlar amazon, ellerinde oklavalarıyla şövalye neneler, zeytin gözlü kızlar saçlarında Arin masallar…

Ufukta kızıl bir gün batımı, ceplerimizde direnç zeytinleri, kol saatlerimizde Afrin’in deli kuşları. Uçuyorlar işte, bombardımana karşı. “Onlar duman, biz uçuş; onlar işgal, biz bitmeyen varoluş” diyor Afrin kuşları. Afrin şimdi kızıl bir gün batımı ve binlerce kuş dansı. Kuşlar kuşlar! Tümümüzün kalbinden uçarlar. Afrin şimdi asude bir cennet kalbimizdeki kadim zeytin ağaçlarıyla, Mahmud Derviş’in dizelerini mırıldar:

Görüyorum ki şarabında kanım var

İçecek misin beni arkadaş

Afrin’deki zeytin ağaçları… / Fotoğraf: Nazım Daştan

Kikirdiyor zeytin ağaçları, F16 durmadan dönüyor ölüm taşıyarak. Kikirdiyor zeytin ağaçları, kuşların günbatımı uçuşlarına bir buğu gibi karışarak. Kalbimizde zeytinler, gözlerimizde Arin’in Afrin çocukluğu.

Ağaçlar yürüyor işte, taşlar şarkı söylüyor, tarlalar uğulduyor. Tahta kepçe ve kaşıklar kendine güvenen şiirler mırıldanıyor. Afrin’in tavşanları ise Vietnam ve Kobanê’yi hatırlatıyor.

Ne diyordu Kızıl Tugaylılar: “Şimdi vatan İspanya’dır”. Şimdi vatan Afrin’dir ey zeytin ağaçları! Ey gün batımının kızıl çiçeği, 72 uçak bombardıman yaparken nasıl da korkusuzdu kuşların. Onlar devasa demirlerin içinde ölüm yağdırırken bile korkuyorken, kuşların Afrin; kapkara dumanlara karşı dans ediyordu.

Zeytin ağaçları mırıl mırıl…

Ünlü yaseminleri geri kalır mı? Yaseminler de siperde Afrin’de, yağdı yağacak kar bulutları da. Kirpiklerle zeytin yaprakları yan yana uykusuz düşler görmekte. Afrin’de her şey nöbette.

Aylardan Ocak ya, aklımda Mahabad! Yıl 1947 değilse de değişen bir şey yok. Mahabad ve Azerbaycan devrimcilerine şanlı Kızıl orduyken bile ihanet ederek, kasapların silahsız Kürt ve Kızıl Azerbaycan isyancılarını parçalamalarını, birkaç adım mesafeden votka içip seyredenler, sözden dönmenin çirkinliğine batmışlardır bir kez daha. İhanette fark yok ama Kürdistan’da fark var. Afrin size hiç güvenmemişti ki! Zira zeytin ağaçları sizi Mahabad’tan tanır… Almıştır selamını bir kere Çarçıra kahramanlarının…