Ana SayfaÇeviriYazarlardan sanatçılara: 200 isimden Afrin, İdlib ve Doğu Guta için açık mektup

Yazarlardan sanatçılara: 200 isimden Afrin, İdlib ve Doğu Guta için açık mektup

HABER MERKEZİ – BM’nin ateşkes çağrısı içeren kararına rağmen Suriye genelinde devam eden şiddet olayları için “son yedi yıldır aynı formül tekrar tekrar uygulanıyor” diyen yazarlardan sanatçılara 200 kişi, kaleme aldıkları açık bir mektup ile BM ve üyesi ülkelerin sorumluluklarını yerine getirmesi için çağrıda bulundu. Mektupta, “İdlib ve Afrin yanarken, Guta’da kaçınılmaz olan ortaya çıkıyor” deniliyor.

Aralarında Tunus’un eski Cumhurbaşkanı Mohamed Moncef Marzouki’nin de bulunduğu, sanatçı, aktivist, gazeteci, yazar, şair ve akademisyenden oluşan 200 kişi, son dönemde saldırıların yoğunlaştığı Suriye’de yıllardır ‘aynı formülün tekrar tekrar uygulandığını’ belirterek, Birleşmiş Milletleri (BM) ve çatısı altında toplanan üye ülkelere harekete geçmesi için çağrıda bulundu.

“BM, Suriye için kelimeleri tükettiğini söylüyor, ancak aşağıda imzası bulunan bizlerin, uluslararası düzenin bel bağladığı hükümetlere, parlamenterlere, seçmenlere ve iktidarların kanaat önderlerine hala birtakım sözü var” ifadeleriyle başlayan açık mektupta, “Dünya, Suriyelilerin hayatlarını mahveden katliama seyirci” denildi ve şöyle devam edildi:

“Yaşananların tümü, her şeyi gören ancak harekete geçmeyi reddeden dünya genelindeki izleyicilerin gözü önünde yaşandı.

Suriyeliler, adaletsizliği protesto ettiği için güpegündüz vuruldu ve öldürüldü. Tutuklandılar, işkence edildiler ve infaz edildir. Bombalandılar ve bombardımana tutuldular. Abluka altına alındılar, tecavüz edildiler ve aşağılandılar. Gazla zehirlendiler. Yerinden edildiler, mallarından mahrum edildiler.

Harekete geçmek için gücü olanlar sempati göstermekte cömert davrandı ancak sivillerle -grotesk bir şekilde “sivil savaş” dedikleri- savaşın sona ermesini dilemekten başka hiçbir şey ortaya koymadı. Şiddette görünür bir şekilde tekele sahip olan sadece tek bir taraf olmasına rağmen, “tüm taraflara” tadilli olma çağrısı yapıyorlar; muhalefetin kozu olmamasına rağmen, müzakere etmeleri için tüm tarafları teşvik ediyorlar. Rejimin “askeri çözüm” dışında bir çözüme inandığını gösteren hiçbir işaret olmamasına rağmen, “askeri çözüm yoktur” diyorlar. Bunlar yaşanırken, yardım kuruluşlarından ve tehlike altındaki Suriyelilerden yapılan çağrılar kulak ardı ediliyor.

Bugün, İdlib ve Afrin yanarken, Guta’da kaçınılmaz olan ortaya çıkıyor; devasa açık hava konsantrasyon kampı beşinci yılına abluka altında girmek üzere. Sırada olacak olanlar öngörülebilir; çünkü son yedi yıldır aynı formül tekrar tekrar uygulanıyor. Sivil halkın rehin olarak tutulmasından, gıdayı, ilacı ve her türden yardımı engellemesinin ardından rejim bölgeyi durmak bilmeden, özellikle de tıbbi merkezleri, teslim olana kadar bombalıyor. Kurtulanlar ise siyasi olarak homojen coğrafyalar yaratmak amacıyla yapılan demografik mühendislik için el konulan evlerinden ayrılmaya zorlanıyor.

Güvenlik Konseyi’nin rolü hakkında artık ortada herhangi bir illüzyon olmamasına rağmen her üye ülke yine de BM’nin Soykırımı Önlenmesi doktrini altında yer alan Koruma Sorumluluğu’nu kabul etti ve destekleme sözü verdi. Suriye’nin yıkımı önlenebilirdi ve şimdiyse Suriye’de savaş suçlarının, etnik temizliğin ve BM savaş suçları soruşturmacılarının kendilerinin “imha suçu” olarak adlandırdığının tehlikesi altındaki toplumu koruyarak, Koruma Sorumluluğu altında yer alan yükümlülüklerini yerine getirmeleri durumunda, sadece demokratik organların seçilmiş ve atanmış üyelerince sona erdirebilir.

Suriye halkının ızdırabının sona ermesi için, bu, zorla durdurulmalı. İnsanlığa karşı büyük suçların failleri bir an önce kesin olarak durdurulmalı. Bunun mecburi olduğuna dair sayısız jeopolitik neden var; ancak hiçbiri yaşamın ve özgür iradenin kullanılmasının kutsallığı kadar acil ve önemli değil. Eylemsizlik, bu ilkeleri tüm anlamlardan yoksun bayağılığa indirger. Suriyelilerin şanssızlığına, Suriyeliler bu ilkelere inanmaya cesaret etti; onlar, onur için mücadelenin yalnızca kendilerinin olmasına rağmen, 21. yüzyılda böyle bir kadere terk edilmeyeceklerine inanmaya cesaret etti.

Bugün, bir kez daha demokrasi ve uluslararası hukukun üzerine inşa edildiği etiğe ve ahlaki davranış kurallarına başvurarak, Suriyeli soykırımının durdurulması için sizi harekete geçmeye çağırıyoruz; derhal ateşkes yapılmasını, derhal tüm ablukaların kaldırılmasını, derhal yardım kuruluşlarına erişimin sağlanmasını, siyasi tutukluların serbest bırakılmasını ve tüm Suriyelilerin hayatları için derhal koruma talep ediyoruz.”


İmzacıların isimlerine BURADAN ulaşabilirsiniz.

Kaynak: NY Books

PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
AGİT'ten Türkiye'ye: İnternet medyasında çok seslilik kısıtlanmamalı
Sonraki Haber
Javier Bardem ve Penelope Cruz başrollerde: ‘Loving Pablo'dan ilk fragman