Ana SayfaManşetBir tutuklunun anlatımıyla: Cezaevinde askeri nizam, Türk bayrağı öptürme ve ‘hücre içinde hücre’ cezası

Bir tutuklunun anlatımıyla: Cezaevinde askeri nizam, Türk bayrağı öptürme ve ‘hücre içinde hücre’ cezası

HABER MERKEZİ – OHAL ile birlikte cezaevlerinde tutuklulara yönelik hak ihlalleri artmaya devam ediyor. Son olarak İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’nden tutuklu bulunan Cebrail Ancar, yaşanan hak ihlallerine dikkat çekerek temel haklarının gasp edildiğini ve tutuklulara yönelik psikolojik ve fiziki işkencelerin arttığını belirtti. Ancar ailesi ise durumu gündeme getirmek ve çözüm bulunmasını sağlamak amacı ile TBMM Cezaevi İnceleme Komisyonu’na başvuruda bulundu.

15 Temmuz darbe girişimi ardından ilan edilen Olağanüstü Ohal (OHAL) ve bu kapsamda yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile birlikte cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri artarken, ihlallere yönelik başta Adalet Bakanlığı olmak üzere yetkili kurumların duyarsızlığı ise devam ediyor.

Türkiye genelindeki birçok cezaevinde yaşanan hak ihlallerine karşı tutuklular açlık grevi başta olmak üzere çeşitli eylemler yapıyor.

İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Cebrail Ancar, ailesi ile gerçekleştirdiği son görüşte yaşanan hak ihlallerine dikkat çekerken, babası Sıddık Ancar ise Adalet Bakanlığı’nın yürürlükte olan kendi mevzuatına dahi uymadığını belirtti.

2009’dan bu yana cezaevinde olan ve 3 kez müebbet hapis cezası verilen Cebrail Ancar, gardiyanların fiziki şiddetine maruz kaldığını, psikolojik olarak baskı altına alındığını belirtti. Ancar, cezaevinde tutuklulara askeri nizam kurallarının dayatıldığını, itiraz edenlerin ise fiziki şiddete maruz bırakıldığını söyledi.

“Irkçı saldırıda bulunuldu”

Gardiyanlar tarafından kendilerine zorla Türk bayrağı öptürme gibi dayatmalarda bulunulduğu belirten Ancar, yaşananlara ilişkin açtığı dava için ise avukatı ile görüşme hakkının engellendiğini belirtti.

Cebrail Ancar

Cebrail Ancar aynı zamanda söz konusu uygulamalara itiraz etmesi sonucu kendisine ‘hücre içinde hücre’ cezası verildiğini belirterek, günde bir saat ile kısıtlı olan havalandırma hakkının da elinden alındığını söyledi.

Ancar konuya ilişkin şunları kaydetti:

“Askeri nizam uygulamaları, zorla bayrak öptürme gibi ırkçı saldırılar, darp edilmeler, gardiyanların grup halinde fiziksel saldırı ve tehditleri, sözlü hakaretler, görüş sürelerinin ciddi manada minimum seviyenin altında tutulup sürekli bahanelerle engellenmeye çalışılması, kişisel eşyalara keyfi şekilde el koymalar, mektupların engellenmesi ve hükümlü tarafından talep edilen mazeretli nakil talep dilekçelerinin engellenmesi ve yalnızca gün içerisinde 1 saati bulmayan havalandırma hakkının dahi gaspı; bunlar kurumda yaşanan hak ve hukuk ihlallerinin yalnızca bir kısmı olup bu sorunların ivedikle incelenip çözülmesi gerekmektedir.”

TBMM’ye başvuru: “Elinizi taşın altına koyun”

Cebrail Ancar tarafından cezaevinde yaşanan hak ihlallerini içeren dilekçelerinin kurumdan çıkmasının engellendiğini belirten Ancar ailesi ise durumu gündeme getirmek ve çözüm bulunmasını sağlamak amacı ile TBMM Cezaevi İnceleme Komisyonu’na başvuruda bulundu.

Aile, Cebrai Ancar’ın ‘insan onuru ile bağdaşmayan ceza ve muameleye’ tabi tutulduğunu, cezasının infazında ‘zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda’ bulunulduğunu belirterek; komisyonun cezaevinde yaşanan ihlalleri incelemesi ve etkin bir araştırma ile sonuca vardırmasını talep etti.

Konuya ilişkin Gazete Karınca’ya konuşan Cebrail Ancar’ın babası Sıddık Ancar, yatalak hasta olduğunu, oğlunun maruz kaldığı uygulamalara üzülmesi nedeni ile hastalıklarının ağırlaştığını belirtti.

Oğlunun 2009’dan beri sırasıyla Mersin Cezaevi, Kürkçüler F Tipi, Ceyhan M Tipi ve İskenderun T Tipi cezaevlerine sevk edildiğini söyleyen Sıddık Ancar, mevzuatta hükümlünün ailesinden birinin ağır hastalığı olması halinde en yakın cezaevine sevk edilmesine ilişkin hüküm olmasına rağmen, yaptıkları tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını, hatta talep dilekçelerinin cezaevi idaresince işleme dahi konulmadığını belirtti.

Kendisinin engelli raporu olduğunu, kendilerinin de bu rapor doğrultusunda yaptıkları tüm başvuruların cevapsız kaldığını belirten Sıddık Ancar şunları kaydetti:

“Milletvekilleri ve insan hakları kurumlarından rica ediyorum, gidip yaşananları yerinde incelesinler. Cezaevlerinde yaşananlar içeride kalıyor, idarelerin bilinmesini istemedikleri hiçbir şey cezaevi duvarları dışına çıkamıyor. İçeride koşulları giderek ağırlaşıyor, oğlum son yaptığımız görüşmede darp edildiğini bizlere iletti. Bu gidişatı durdurabilecek kim varsa lütfen bir an evvel elini taşın altına koysun. Ağır hastayım ve gidip oğlumu görmek gibi bir şansım yok. Kurumlara yasada olmayan bir talep ile gitmiyoruz, yasayı uygulamalarını ve sevki gerçekleştirmelerini, işkencelere son vermelerini talep ediyoruz. Ancak tüm bu taleplerimiz karşılıksız kalıyor.”