Ana SayfaÇeviriEkvador’da Amazon kadınlarından protesto: ‘Bizler ormanların koruyucusuyuz’

Ekvador’da Amazon kadınlarından protesto: ‘Bizler ormanların koruyucusuyuz’

HABER MERKEZİ – Bir haftadır Ekvador’un başkentindeki meydanda kamp kuran Amazon kadınları, “Biz ormanların koruyucusuyuz” diyerek doğa ve yerli hakları mücadelesini sürdürüyor.

Ekvador’da Amazon kadınları, petrol ve maden endüstrilerinin yerlileri olumsuz etkilemesi nedeniyle düzenledikleri protestoya devam ediyor.

Geçtiğimiz hafta Pazartesi gününden itibaren başkent Quito’da bulunan başkanlık sarayının önündeki meydanda kamp yapan yerli kadınlar, Cuma günü Başkanlık Sekreteri Sebastian Roldan ile görüştü.

Telesur’un haberine göre yerlilerin temsilcisi olan Ekvador Amazonu Ulusal Yerli Konfederasyonu (Confenaiae), 20 maddelik listesini sundu.

Listede, Amazon bölgesindeki toplulukların ihtiyaçlarının yanı sıra orman arazilerinin devam eden yok ediliş süreci hakkında yorumlara da yer verildi.

Temsilcilerden Nina Gualinga, Roldan ile görüşmesinde “Biz ormanların koruyucusuyuz” diyerek, bölgedeki sosyal liderlere yönelik suç ve tehdit hakkındaki soruşturmaların hızlandırılması için hükümetten talepte bulundu.

Gualinga ayrıca petrol bölgelerinin yakınlarında birçok cinsel saldırı yaşandığına dikkat çekti.

Başkanla görüşme 22 Mart’ta

Yerli kadınlar, Perşembe günü Ekvador Devlet Başkanı Lenin Moreno ile görüşecek.

Kadınlar, petrol ve maden endüstrilerinin beraberinde getirdiği yıkıma karşı mücadele için oluşturdukları talep listesini sunacak.

Ne olmuştu?

Bir grup yerli kadın, geçtiğimiz hafta Pazartesi günü başkanlık sarayı Carondelet’in önünde kamp yapmış, devlet başkanı Moreno görüşmeyi kabul edene kadar ayrılmayacaklarını söylemişti.

Salı günü ise polis yerlileri kent meydanından çıkarmaya çalışmasına rağmen yerliler meydandan ayrılmayı reddetmişti.

Confeniae, uzun yıllardır ülkenin çeşitli bölgelerinde petrol şirketlerine sondaj izni veren hükümeti şiddetle eleştiriyordu.

Amazon toplulukları Shuar, Achuar, Sapara, Kichwa, Shiwiar, Waorani ve Andoas’ın risk altında bırakıldığı ve olumsuz etkilendiği belirtiliyordu.

Nankints ve Tundayme topluluklarının yaşadığı bölgelerde yerlilerden birçok kişi, maden sektörü yüzünden zorla yerinden edilmişti.


Karınca Dış Haberler



Önceki Haber
Sur'da bir tokat, bir cenaze ve bir şiir – Gülşen Özbek
Sonraki Haber
‘Güvercin’ filmine Sofya Film Festivali’nde ‘En İyi Yönetmen’ ödülü