Ana SayfaGüncelGazi Katliamı’nda yaşamını yitirenler anıldı: ‘Aramızda gezen katiller cezalandırılsın’

Gazi Katliamı’nda yaşamını yitirenler anıldı: ‘Aramızda gezen katiller cezalandırılsın’

HABER MERKEZİ – Gazi Katliamı’nda yaşamını yitirenler anısına Gazi Mahallesi’nde düzenlenen yürüyüşte konuşan Ergin Engin, “Yeni canların öldürülmemesi için aramızda gezen katillerin cezalandırılmasını istiyoruz” dedi. Ayrıca yürüyüşte sık sık ‘Afrin halkı yalnız değildir’ sloganları atıldı.

İstanbul’un Sultangazi ilçesine bağlı Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995’te yapılan katliamın 23. yıldönümünde anma düzenlendi.

Gazi Ümraniye Şehit Aileleri ve Sultangazi Alevi Kurumları tarafından düzenlenen anma etkinliğine aralarında Halkların Demokratik Partisi İstanbul İl Eş Başkanı Cengiz Çiçek’in de bulunduğu yüzlerce kişi katıldı.

Gazi Cemevi’nde toplanan grup, üzerinde katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarının yer aldığı “Gazi ve Ümraniye katliamını unutma unutturma” pankartı açıp katliamın yapıldığı Eski Karakol Durağı önüne yürüdü.

“Gazi şehitleri ölümsüzdür”, “Katiller halka hesap verecek”, “Davamız mahşere kalmayacak”, “Afrin halkı yalnız değildir” sloganlarını atıldığı yürüyüşün ardından katliamda yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunuldu.

Grup adına açıklamayı yapan katliamda yaşamını yitiren Sezgin Engin’in ağabeyi Ergin Engin, Gazi halkına yönelik bu tür saldırıların yeni olmadığını, her dönem baskı ve terörün olduğunu dile getirdi.

‘Katliamın amacı devrimci muhalefeti sindirmekti’

Katliamın amacının devrimci muhalefeti sindirmek olduğunu belirten Engin şunları söyledi:

“Gazi halkı böyle saldırılara alışık. Ama alışık olmak kanıksamak anlamına gelmiyor, tam tersine öfkeyi kabartıyordu. Kabaran öfkeyle halk bir anda sokakları doldurdu. Eli kanlı katillerin amacı halkı birbirine kırdırmak, Alevi-Sünni çatışması yaratmaktı. Ama Gazi halkı provokasyonu yapanı da, yaptıranı da, nedenini de biliyordu. Amaç Gazi’de devrimci muhalefeti sindirmek ve tüm devrimci, demokrat halka gözdağı vermekti.”

‘Bölgedeki halklara açılan savaşı reddediyoruz’

Yapılan saldırının Alevi – Sünni tüm halka yönelik olduğunu vurgulayan Engin bu saldırıların bugün de devam ettiğine dikkat çekti:

“Gazi halkının zalime ve zulme direnişi, sokağa çıkma yasağına, katliamlara, devletin sergilediği vahşet görüntülerine, 18 şehit, yüzlerce yaralıya rağmen 3 gün boyunca sürmüştür. Yine Ümraniye’de katiller tarafından 4 canımız katledilmiştir. Katillerin cezalandırılacağına olan inancımız yok. Bugün OHAL kapsamında devrimci, demokrat, aydın birçok insan yargılanıyor, hapishanelerde özgür tutsaklara tek tip dayatmasıyla tüm halka saldırılar devam ediyor. Bütün bunlar, yönetememe krizinin sonucu olarak, yaratılan milliyetçi cephe iktidarı üzerinden bölgemizde olan tüm halklara karşı savaş açılmıştır. Bu savaş bizim savaşımız değildir ve reddediyoruz. Bu dönemde tek seçeneğimiz örgütlü olmaktır.”

‘Aramızda gezen katillerin cezalandırılmasını istiyoruz’

Engin, polisler tarafından öldürülen herkes için son nefeslerine kadar mücadele edeceklerini belirterek, “Yeni canların öldürülmemesi için aramızda gezen katillerin, Gazi olaylarını planlayan ve organize eden sorumluların bulunarak cezalandırılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamanın ardından yüzlerce kişi Gazi mezarlığına giderek yaşamını yitirenlerin mezarına karanfil bıraktı.

Ne olmuştu?

12 Mart 1995’te Gazi Mahallesi’nde üç kahvehane ile bir pastane, otomobilden açılan ateşle tarandı. Ölümleri protesto etmek isteyen ve karakola yürüyen halka ateş açıldı, 22 kişi yaşamını yitirdi. Ümraniye’de de halkın üzerine açılan ateşte beş kişi hayatını kaybetti. Resmi kayıtlara göre 300 kişi yaralandı.

20 polise Eyüp 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı, dava “güvenlik gerekçesiyle” Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşındı. Dava, Kasım 2001’de, üç şehir gezdikten sonra sonuçlandı.

Polis Ahmet Albayrak hakkında, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 50. maddesine göre indirim yapılarak 3 yıl 24 ay hapis cezası ve 9 ay kamu hizmetlerinden geçici mahrumiyet kararı verildi. Mehmet Gündoğan ise bir kişi öldürmekten 1 yıl 8 ay hapis ve 3 ay kamu hizmetlerinden yasaklı olma cezası aldı.

İkisinin cezası da 4616 sayılı İnfaz Yasası’na göre ertelendi. 18 polis ise beraat etti. Ceza alan polisler de davadan kısa süre sonra polisliğe geri döndü.

Öldürülenlerin yakınları, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdı. Mahkeme, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2. maddesinde düzenlenen yaşam hakkı ve 13. maddesinde düzenlenen milli makamlara başvuru yollarının kapatılması hükümlerine aykırı davrandığı sonucuna vardı. Türkiye tazminata mahkum oldu.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Hakkında uzaklaştırma kararı vardı: Boşanma aşamasında olduğu eşini öldürüp intihar etti
Sonraki Haber
'Savaştan Sonra' sıra dışı bir dostluk