Ana SayfaToplumsal CinsiyetSuriyeli kadın şairler: Kendimizi ölüm ve cinsel saldırı dolu dizeler yazarken bulduk

Suriyeli kadın şairler: Kendimizi ölüm ve cinsel saldırı dolu dizeler yazarken bulduk

HABER MERKEZİ – Suriye’deki savaş nedeniyle Türkiye’ye göç eden kadın şairler, savaşla birlikte şiirlerinin de değiştiğini söylüyor. Önceleri şiirlerinde doğa ve kültürleri anlattıklarını belirten kadınlar savaş koşullarından sonra bunların yerini ölüm ve tecavüzün aldığını ifade ediyor.

Suriye’deki iç savaş nedeniyle Türkiye’nin İzmir kentine göç etmek zorunda kalan Suriyeli kadın şairler, yazdıklarının da hayatları gibi değiştiğini söylüyor.

MA’dan Ruken Demir ve Ayşe Sürme’ye konuşan kadınlar, savaş ve beraberinde yaşadıkları zorlukların, ölüm ve cinsel saldırıların şiirlerine de yansıdığını belirtiyor.

‘Bu ülkeye yetim geldik, Türkiye’nin her yerinde bu böyle’

Arapça öğretmeni ve ülkesinde tanınan bir şair olan Hanza Çavuş, topraklarını ve tüm yaşamlarını kaybettiklerini belirterek, Türkiye’de mülteci olmanın zorluklarını şöyle anlatıyor:

“Geldiğimiz zaman sınırı geçtik, çok zorluklar yaşadık. Paramız yoktu. Sadece giydiğimiz kıyafetlerimiz vardı. Kimse iş vermiyordu. Türk vatandaşlarının aldığı ücretin yarısına lokantada çalıştım. Haksızlıklara uğradık. Savaş mağduruyduk, Suriyeliydik diye bize rahat bağırıp çağırıyorlardı. Bu ülkeye yetim geldik. Türkiye’nin her yerinde de bu böyle. Suriyeli işçiysen hep çok ucuza ve boş çalışıyorsun. Bunlar beni çok hüzünlendiriyordu. Acılarımı artık nasıl dile getirebilirim diye düşündüm. Ve Türkiye’de yaşadığımız zorlukları yazdım şiirlerime.”

‘Savaşta en fazla zararı kadınlar ve çocuklar görüyor’

Çavuş, Suriye’nin doğasını, kültürünü, güzelliklerini yazdığı sırada kendini; kadınların, çocukların maruz kaldığı tacizi, cinsel istismarı ve katliamları anlattıkları dizeler yazarken bulduğunu belirterek şunları söylüyor:

“Bugün, savaşta en fazla zararı kadınlar ve çocuklar görüyor. Bugün, Suriye’nin her yerinde biz kadınlara yetim çocuklar kaldı. Ben ilk olarak Türkçeyi öğrenmek zorundaydım. Onlarca şiirlerim var. Suriye’nin her yerinde hala savaş var ve bitmiş değil. Ne zaman biter bu savaş bilmiyorum. Ama artık barış olsun istiyoruz. Suriye’deki savaş bittiği takdirde özgürce var olduğumuz ve yaşadığımız topraklarımıza geri dönmek istiyoruz.”

‘Hep ölüm ve savaş’

Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan kadınlardan Fatime Narsen de Arapça öğretmeni ve şair.

Artık bomba seslerinin kulaklarında yankılandığını ve bu yüzden şiir yazmak istemediğini dile getiren Narsen, ölümü yazmaya başladığını anlatıyor:

“Ölümle yaşıyorduk. Hep ölüm, hep savaş hep insanlar yarım kalıyordu. Ben de insanların acılarını şiir yapmak istemedim. Türkiye’ye gelirken hiç yazmadım; ama baktım ki yazmasam o zaman yaşananları nasıl anlatacağım? Oturdum ve Suriye halklarını yazdım.”

‘Kadınsız özgür yaşam mümkün değil’

Şiir yazarken o anları yaşadığını ve bu yüzden duygulandığını ifade eden Narsen, “Savaşta katledilen ve yaşamını yitiren kadınlar ve çocuklar oldu. Şiirlerimde hep onları yazdım. Çünkü en çok zarar gören kadındır. Kadın katlediliyor, kadına tecavüz, ediliyor. Yaşayan kadın da direniyor. Şiirlerimde sevgiyi yazmak istedim” ifadelerini kullanıyor.

Kadınsız özgür yaşamın mümkün olmadığını belirten Narsen, “Savaş bittiği gibi biz döneceğiz. Çünkü insan topraksız yaşayamaz. Bütün topraklar o bölgede yaşayan insanlarındır, başkasının değildir. Suriye’de kalan insanlar, savaşa direniyor. Bir gün yazarsam orada kalan halkın mücadelesini yazmak isterim” diyor.

Previous post
Kemal Kurkut'un annesinden Newroz'a katılacaklara mesaj: Oğlumu unutmayın
Next post
Sur'da bir tokat, bir cenaze ve bir şiir – Gülşen Özbek