Ana SayfaGüncel32 barodan ortak bildirge: TCK çocukları istismardan korumakta yetersiz

32 barodan ortak bildirge: TCK çocukları istismardan korumakta yetersiz

HABER MERKEZİ – Diyarbakır Barosu öncülüğünde 32 baronun katılımıyla düzenlenen ‘Çocuk Çalıştayı’nın sonuç bildirgesinde çocuk hakları için alınması gereken önlemlere dair ortak kararlar alındı. TCK’nin istismara ilişkin cezaların yetersiz olduğu belirtilen bildirgede cezaevlerinde 700 çocuğun annesi ile birlikte olumsuz koşullarda yaşadığı da kaydedildi.

Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi öncülüğünde düzenlenen 2 günlük ‘Çocuk Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi açıklandı.

Türkiye’nin çeşitli illerinden 32 baronun Çocuk Hakları Komisyonu temsilcisinin katıldığı çalıştayın sonuç bildirgesinde alınan ortak kararlar yer aldı.

Çalıştayda; çocuk istismarı, çocuk yaşta zorla evlilik, cezaevinde bulunan çocuklar, çocuk işçiliği, aile içerisinde ve aile hukukunu ilgilendiren sorunlarda çocuğun korunması, OHAL’in çocuklar üzerindeki etkileri, çocuğun yaşam hakkı gibi başlıklar üzerinde değerlendirmelerde bulundu.

Annesi tutuklu veya hükümlü olan 700 kadar çocuğun cezaevinde hiç uygun olmayan koşullarda yaşadığı belirtilen çalıştayda, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) cinsel suçlara ilişkin düzenlemelerinin yetersiz olduğuna vurgu yapıldı.

Sonuç bildirgesinde alınması gereken önlemler 

Ortaklaşılan bildiride tespit edilen sorunların çözümü için şu önerilerde bulunuldu:

• Çocuk İzleme Merkezleriyle (ÇİM) ilgili yasal düzenleme yapılmalı. Buradaki işleyişin ayrıntıları belirlenmelidir. Bu düzenleme yapılırken sistemde ÇİM ve KİM’lerin birleştirilmesi veya herhangi bir biçimde çocuklar ile yetişkinlerin aynı birimlerden hizmet almasına neden olacak düzenlemelerden kaçınılmalıdır.

• Adli sistem içerisindeki sorunlar görünür kılınmalıdır.

• Adli sistem içerisinde çocukla çalışan herkesin (hakim, savcı, avukat, sosyal hizmet uzmanı, ve bütün diğer meslek mensupları) çocuk psikolojisi, çocuk yargılaması ve çocuk koruması alanlarında uzmanlaşması sağlanmalıdır.

• Bu alanda çalışan bütün kurumlar arasında işbirliği sağlanmalıdır.

• Ailelerin, çocukların ve çocukla çalışanların çocuk koruma ve adalet sisteminin işleyişi, çocukların hakları gibi konularda bilgilendirilmesi sağlanmalıdır.

• Bildirim yükümlülüğü olan öğretmen, doktor gibi meslek elemanlarının çocuk adalet sistemine dahil edilmesi ve ihbar mükellefiyetini yerine getirmeleri sağlanmalıdır.

• Çocukların adli sistem içerisinde girdikleri durumların yasaya uygun olarak ASP Bakanlığına bildirilmesi sağlanmalı ve ASP Bakanlığı bu gibi durumlarda davaya katılan sıfatıyla katılmak yerine bir sosyal hizmet uzmanının çocuğun yanında bulunmasını sağlamalı ve bu suretle çocuğun koruyucu ve destekleyici hizmetlere olan ihtiyacı belirlenmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır.

• Şiddet kriz merkezi gibi, mağdur çocukların bütün hizmetleri tek elden ve uzmanlaşmış meslek elemanları marifetiyle alabilecekleri hizmet birimleri oluşturulmalıdır.

• TCK 103 ve 104 maddeleri, çocuk istismarı materyallerinin üretimi ve paylaşılması ile ilgili eylemlerin de çocuk istismarı sayılacağı, çocuktan yetişkine yönelik cinsel davranışların başka bir şart aranmadan çocuk istismarı suçu kapsamında kabul edileceği, akranlar arası cinsel davranışları ise ceza sorumluluğu kapsamı dışında tutacak bir düzenleme yapılmalıdır.

• Bilişim suçları çocuklar için özel olarak düzenlenmeli, çocukların bu tür suçlar ile suçlanmaları engellenmelidir.

• Çocukla yapılan evlilikler, nerede yapılmış olursa olsun tescil edilmemeli, erken evliliklerin önlenmesi için koruma sistemi kapsamında hizmetler üretilmelidir.

• Boşanma ve diğer aile hukuku davalarında Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi’nin uygulanması sağlanmalı, sosyal inceleme ile çocuğun yararı belirlenmeden kişisel ilişki konusunda karar verilmemesi sağlanmalı, bu işlemleri ile ilgili usul bir mevzuat ile düzenlenmelidir.

• Ailesi dışında korunan çocuklar için kamu vesayeti makamı nezdinde teşkilat oluşturulmalı, kuruma kararı ile birlikte velayet ve kişisel ilişkinin tesis edilmesi sağlanmalıdır.

• LGBTİ çocuklara özgü hizmetler planlanmalıdır.

• Çocukların bulundukları kurumlar bağımsız denetime açık olmalıdır.

• Çocuk işçiliğinin en kötü biçimlerinin önlenmesine yönelik genelgelerin uygulanmasını izleme mekanizması oluşturulmalıdır.

• Çocukların suça itildikleri durumlarda, onlarla ilgili işlemleri yapan bütün makamların çocuğa özgü olması sağlanamamaktadır. Örneğin tutuklama kararları sulh hakimlerince verilmektedir. Başka şehirde bulunan çocukların SEGBİS vasıtasıyla ifadesinin alındığı hallerde yanında avukat bulunmamaktadır. Suça itilen çocuklar için cezanın son çare olmasını sağlayacak alternatif tedbirler uygulanamamaktadır.

• Çocukların suça sürüklendikleri durumlarda, önceliğin alternatif tedbirlere verilmesini sağlayacak biçimde TCK değiştirilmeli, bu alanda uygulanabilecek tedbirler geliştirilmeli, etkili hizmet ve kuruluşların bulunması sağlanmalıdır. Çocukla ilgili adli işlemlerin hepsinin çocuğa özgü mahkemelerce yapılmasını sağlayacak biçimde görevlendirme yapılmalıdır.

• SEGBİS ile ifade alınan durumlarda, çocuğa bulunduğu yerde de bir müdafi tayin edilmesi sağlanmalıdır
.
• Ceza infaz kurumlarında çocukların açık görüşleri haftada bir olmalı, müdafi görevlendirmeleri çocukların kurumda bulundukları süre boyunca avukatın hukuki yardımından yararlanmasına imkan verecek biçimde düzenlenmelidir.

• Çocukların aile bireyleri ile birlikte ceza infaz kurumlarının uygun olmayan koşullarda yaşamalarını engellemek için dünyadaki iyi örneklerden de yararlanılarak, alternatif uygulamalar geliştirilmelidir.

• Göç eden veya ailesi sınır dışı edilme tehdidi altında olan çocukların, aileleri ile birlikte yaşama hakları ve bir kanunu temsilciye sahip olma ihtiyaçları dikkate alınmalı, refakatsiz veya velisi dışında bir refakatçi ile seyahat eden çocuklar için vasi tayin edilmesi sağlanmalı ve bu çocuklara hukuki yardımda bulunmak üzere avukat tayin edilmesi bir hak olarak düzenlenmelidir.

• Medyada mağdur ve suça sürüklenen çocukların kimlik ve adreslerinin anlaşılmasına neden olacak yayın yapılmamalıdır.

• Çocuklar, aileler ve çocuklarla çalışanlar için bilişim suçları konusunda bilgilendirici çalışmalar yapılmalıdır.

• OHAL ve KHK uygulamaları, birçok temel hak alanında olduğu gibi çocuk hakları alanında da ihlallere neden olduğu için, derhal kaldırılmalıdır.

• Hangi sebeple olursa olsun çocuk hakkı ihlaline neden olan uygulamaların cezasız kalması engellenmeli, doğan zararların giderilmesi sağlanmalıdır.