Ana SayfaGüncelAf Örgütü’nden hak savunuculuğu raporu: “Rehin politikaları devam ediyor”

Af Örgütü’nden hak savunuculuğu raporu: “Rehin politikaları devam ediyor”

HABER MERKEZİ – Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Türkiye’de hak savunuculuğuna ilişkin bir rapor hazırladı, hak savunucularının gerçeğe aykırı bir biçimde ‘devlet düşmanı’, ‘terörist’ ve ‘vatan haini’ itham edildiğini belirtti. Tutuklamalara dikkat çeken Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, “Rehin politikaları devam ediyor” dedi.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, “Fırtınaya Göğüs Germek: Türkiye’deki Korku İkliminde İnsan Haklarını Savunmak” adlı bir rapor hazırladı.

DW Türkçe’den Burcu Karakaş’ın haberine göre Türkiye’de insan hakları savunucularının yaşadığı zorlukların anlatıldığı raporda, tanıklıklara yer veriliyor.

“Keyfi gözaltı ve tutuklamalar”, “Sivil toplum örgütlerinin kapatılması” ve “Hak savunucularına yönelik hedef göstermeler” başlıkları altında hazırlanan raporda, “Genel ifadelerle kaleme alınmış muğlak terörle mücadele yasaları muhalif görüşleri kriminalize etmek için kullanılıyor” deniliyor.

Rapor için tanıklığına başvurulan İnsan Hakları Derneği Genel Sekreteri Osman İşçi, amacın korku iklimini muhafaza etmek olduğunu dile getirerek, “Polis tarafından gözaltına alındığınızda aileniz için çok korkuyorsunuz. Bu durum keyfi, öngörülebilir değil, etkin bir biçimde itiraz edemediğiniz için de cezasızlık söz konusu” diyor.

“Muhalefete yönelik hoşgörüsüzlüğün en bariz örneği”

Raporda, sivil toplum alanında çalışmalarıyla bilinen ve halen tutuklu bulunan Osman Kavala ile Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç’ın yanı sıra hak savunucuları Orhan Kemal Cengiz, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Murat Çelikkan ve Eren Keskin’in devam eden yargılamalarına da yer verildi.

Ayrıca Afrin’e düzenlenen askeri operasyon hakkında yaptıkları açıklama nedeniyle “örgüt propagandası” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” ile suçlanan Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyelerine yönelik gözaltılar için “muhalefete yönelik hoşgörüsüzlüğün en bariz örneği” ifadesi kullanıldı.

“Aşırı güç kullanımı rutin hale getirildi”

Türkiye’de sivil topluma yönelik baskıların da yer aldığı Af Örgütü raporuna göre bin 300’den fazla sivil toplum örgütü ‘terör’ örgütleriyle bağlantılı olduğu gerekçesiyle kanun hükmünde kararnameyle (KHK) kapatıldı. Kapatılan örgütler haklarında verilen kararlara karşı idare mahkemelerinde etkili bir biçimde itiraz edemedi.

Öte yandan rapora göre son beş ay içinde toplanma özgürlüğü üzerindeki haksız kısıtlamalar ve protestoların bastırılması için aşırı güç kullanımının rutin bir hale geldi.

Son üç yılda İstanbul ve Ankara’da birden fazla Onur Yürüyüşü etkinliğinin yasaklandığı dile getirilerek, “Ankara Valiliği olağanüstü hal yetkilerini kullanarak Alman LGBTİ Film Günleri Etkinliği’ni, ‘organizasyona katılacak olan grup ve şahıslara yönelik olarak birtakım toplumsal duyarlılıklar nedeniyle bazı kesimler tarafından tepki gösterilebileceği ve provokasyonlara neden olabileceği’ gerekçesiyle yasakladı” denildi.

“Hak savunucuları ‘devlet düşmanı’ olmakla itham ediliyor”

Raporda, muhalif sesleri susturma amacıyla gerçekleşen tehdit, iftira ve yıldırmalar da yer aldı.

“İnsan hakları savunucularını kamuoyu önünde (ve gerçeğe aykırı bir biçimde) ‘terörist’, ‘darbe savunucusu’, ‘vatan haini’, ‘yabancı ajan’, ‘düşman yandaşı’, ‘casus’, ‘devlet düşmanı’ olmakla ya da ulusal veya ahlaki değerlere karşı çıkmakla itham ettiği birçok örnek mevcut” denildi.

Benzer ifadelerin insan haklarına yönelik şiddeti teşvik ettiği, hak savunucularının hükümet yanlısı veya diğer devlet dışı aktörler tarafından fiziksel saldırı ve öldürmeler de dâhil olmak üzere ciddi saldırı riskiyle karşı karşıya kalmalarına sebep olduğu belirtildi.

Gardner: Rehin politikaları devam ediyor

Rapor için basın mensuplarıyla bir araya gelen Uluslararası Af Örgütü Türkiye Araştırmacısı Andrew Gardner, keyfi gözaltılar için yasaların muğlak, dolayısıyla oldukça müsait olduğunu ifade etti.

Gardner, “Dört ay tutuklu kalan birinin serbest kalmasına iyileşme, iyi bir haber gibi bakılıyor. Ancak rehin politikaları devam ediyor, hatta daha kötüye gidiyor” dedi. Hak savunucularının hiçbir somut delil olmadan ceza alabildiğini söyleyerek, bütün hak savunucularının serbest bırakılması gerektiğini de sözlerine ekledi. Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye ilişkilerinde insan hakları konusunun ele alınmasının önemine vurgu yaparak, “Konuşulmaması yanlış bir yöntem” dedi.

Previous post
Adana'da iş cinayeti: Yük asansörünün altında kalan Suriyeli işçi yaşamını yitirdi
Next post
Kadıköy’de bir kız çocuğuna saldırıp serbest kalmıştı: Saldırgan hakkında yakalama kararı