Ana SayfaGüncelHDP’li Önder: Öcalan’ın anlatacaklarından tedirginler

HDP’li Önder: Öcalan’ın anlatacaklarından tedirginler

HABER MERKEZİ – “Kürt Sorunu ve Darbe Mekaniği” başlıklı forumda konuşan HDP Ankara Miletvekili Sırrı Süreyya Önder, 15 Temmuz’da “darbe mekaniğinin” İmralı’yı özel olarak hedef aldığını ve bunun ortaya çıktığını söyledi. Önder, “Öcalan’dan bunun boyutlarını öğrenmemize iktidar şiddetle karşı çıkıyor. Sayın Öcalan’ın neyi anlatacağından tedirginlerse mutlak ötesi bir tecrit politikasını sürdürüyorlar” dedi.

HDP Ankara Milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, Asrın Hukuk Bürosu tarafından düzenlenen “Kürt Sorunu ve Tecridin Hukuk politiği” başlıklı forumda konuştu.

“Kürt Sorunu ve Darbe Mekaniği” başlıklı bir konuşma yapan Önder sözlerine çözüm sürecindeki ‘Dolmabahçe Mütabakatı’ndan üç ay önce İmralı’da yaptıkları görüşmeye ilişkin o dönem çıkan bir gazete haberini okuyarak başladı.

Bu haberdeki Öcalan’ın darbe mekaniği tanımlaması ve uyarılarına dikkat çeken Önder, “Tarafların süreci doğru ciddi ve kararalı yürütmemeleri halinde darbe mekaniğinin sonuç alacağı uyarısında bulunmuştu” dedi.

Öcalan’ın bu uyarıları üzerine kendilerinin de bu uyarıyı yaptıklarını belirten Önder, buna rağmen birçok çevrenin  “Bizi siz darbe sopasıyla insanları korkutmak istiyorsunuz” şeklinde çok yoğun bir yönelimine maruz kaldıklarını ifade etti.

Aradan geçen süre içinde “darbe mekaniği”nin hem teorik hem pratik boyutuyla gündeme geldiğini belirten Önder şunları söyledi:

“Sayın Öcalan hayatımda tanıdığım kavramsallaştırma kabiliyeti en yetkin şahsiyetlerden birisiydi. Tarihteki herkesi tanımadık ama eserlerinde biyograflarından gözlemle şansımız oldu. Şaşmaz bir öngörü ve mutlaka tarihselliği ve felsefi boyutuyla belirlemeleriyle geçti yaşadığımız süreç. Ve öngörülerinin bir teki bile rötar yapmadan gerçekleşti. Hangi koşullar altında olacak dediyse o koşullar altında oldu.”

“Cumhuriyetle birlikte çoklu hukuk giderek tekleştirildi. Ve tekleştirildikçe nizam kurabilme becerisi de ortadan kalktı” diyen Önder, “21. yüzyılla birlikte Kürtlerin dünyada yeni bir paradigmayla nizam kurabilme becerisi ve pratiğini kurabildiklerini” söyledi.

“Rojava bunun en kristalize olmuş örneğidir” diyen Önder, Öcalan’ın Rojava’da hayata geçirilen ve geçirilemeyen pratiklerle ilgili ile de “darbe mekaniğine” işaret ettiğini söyledi.

Bakanlar Numan Kurtulmuş ve Efkan Ala’nın Suruç ziyareti sırasında yaşananları hatırlatan Önder, burada yaşananların da darbe mekaniğiyle bağlantılı olduğunu söyledi.

Önder şöyle konuştu:

“Numan Kurtulmuş ve Efkan Ala yeni bakan oldular ve Suruç’a bir ziyarette bulundular. O sırada Rojava gergindi. Tabiri caizse ölümden döndüler. Orada bir arbede yaşandı durup dururken bir yönelim oldu ve canlarını zor kurtardılar. Öcalan o zaman bunun soruşturulması gerektiğini söylemişti. Bunu bir görüşmenin başat meselesi haline getirdi. Devlet de araştırdı ve ortaya çıktı ki bu bir gladyo operasyonu.

Bugünkü 15 Temmuz darbe teşebbüsünün temel aktörlerinden cemaat, sürecin başından itibaren süreci zemininde koparmaya çalıştı.”

‘Öcalan’ın neyi anlatacağından tedirginlerse mutlak ötesi bir tecrit politikasını sürdürüyorlar’

Darbe girişimi sırasında da “darbe koalisyonunun” İmralı’yı özel olarak hedef aldıklarının ortaya çıktığını söyledi. Önder şunları belirtti:

“15 Temmuz’da İmralı’daki yapılanmanın cemaat kontrolünde darbe koalisyonunun İmralı’yı özel olarak hedef aldıkları gerçeği ortaya çıktı.

Öcalan’dan bunun boyutlarını öğrenmemize de iktidar şiddetle karşı çıkıyor.

Sayın Öcalan’ın neyi anlatacağından tedirginlerse mutlak ötesi bir tecrit politikasını sürdürüyorlar.”

‘İmralı rejimi’ başlıklı oturum

Önder’in konuşması öncesi forumun “Temel Hakların Sürekli Askı Hali-Genelleşen İmralı Rejimi” başlıklı oturumunda konuşan avukat Ercan Kanar, “Genelleşen İmralı rejiminin uluslararası hukuk anlayışı ile değerlendirilmesi” konusunda değerlendirmelerde bulundu.”

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın tutulduğu İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nin “bir tecrit laboratuvarı olarak kullanıldığını” belirten Kanar, “Öcalan’a uygulanan tecrit ölüm koridoruna dönüşmüştür” tespitinde bulundu.

Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi ‘nin(CPT) iki yılın ardından geçtiğimiz Mart ayında açıkladığı İmralı raporunu eksiklikleri nedeniyle eleştiren Kanar, “CPT, 2017 yılında da geldi. Birçok cezaevinde inceleme yaptı ama İmralı’ya gitmedi. Bu İmralı tecridinde AİHM, CPT, Avrupa Konseyinin katkısı vardır. Her şey politiktir. Bu tartıştığımız konular da politiktir” dedi.

Oturumda konuşan Öcalan’ın avukatı Özgür Erol, “Tecrit nedir” sorusuyla konuşmasına başladı. Tecridi 1999’dan bu yana ele aldıklarını belirten Erol, Öcalan’ın avukatlarıyla 2011’den bu yana görüşemediğini, 2015’ten bu yana ise sadece bir aile görüşü yapıldığını söyledi.

CPT’nin 2016’da yaptığı İmralı ziyaretinin görüşmelerini yaklaşık 2 yıl sonra açıklamasına değinen Erol, bu raporun olgularının yetersiz olduğunu söyledi.

Erol, “Düşman hukukuna karşı Sayın Öcalan’ın yarattığı bir direnişin tekniği de mevcuttur. Bütün devletin tekniklerini nasıl terse çevirir. İmralı bunun eses yüzüdür” dedi.

Previous post
Günlük kiralık evlere ‘aile sayısı’ kısıtlaması: “Kafana göre kiralayamayacaksın”
Next post
RSF Almanya Başkanı Mihr: Kayyum Kürt medyasına yönelik baskılarda yeni bir zirve