Ana SayfaEkonomiİktisatçı Alp Altınörs değerlendirdi: Teşvik değil, burjuvaziye patronaj projesi

İktisatçı Alp Altınörs değerlendirdi: Teşvik değil, burjuvaziye patronaj projesi

HABER MERKEZİ – İktisatçı Alp Altınörs, hükümetin açıkladığı ‘ekonomi teşvik paketi’ni Gazete Karınca’ya değerlendirdi, yeni sistemi “Bir tür burjuvaziye patronaj projesi” sözleriyle tanımladı. Ekonomi için yapılan uyarılara hükümetin tepki gösterdiğini hatırlatan Altınörs, ekonominin yükselişte olduğu dönemlerde böyle projelerin açıklanmayacağını belirterek, “Ülkede kriz yoksa 135 milyar lira niye veriliyor?” diye sordu. Altınörs son olarak, “sıfır risk, yüksek kar” ile burjuvazinin siyaseten iktidara bağlandığını belirterek, “Şu teşviki alan şirketlerden hangi biri bir şekilde iktidarın aleyhine başka bir siyasi partiyi destekleyebilir?” diye sordu.


Haber: Tolga Er


Dış ticaret açığı hız kesmeden artış gösterirken, enflasyon ve işsizliğin de tek haneli rakamlara düşürülememesinin ardından hükümet, 2019 yılı seçimleri öncesinde “Proje Bazlı Yatırım Teşvik Sistemi” adlı projesini açıkladı.

Saray’da düzenlenen tanıtım programıyla yeni sistem kamuoyuna tanıtılırken, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın detaylarını duyurduğu 23 yatırım projesi için teşvik belgesinden yararlanacak firmaların büyük ölçekli şirketler olması dikkat çekti.

135 milyar liralık destek sağlanması hedeflenen şirketlerin Alvi Medica, Assan, Atayurt, BMC (4 adet proje), CFS, Dow Aksa, Ekore, Ersan, SASA (2 adet proje), İpek Mobilya, Most Makine, Siirt Bakır, Metcap Enerji, TUSAŞ, Oyak Renault, Yıldız Metalurji, Vestel, Sütaş ve Tosyalı olduğu duyuruldu.

Gazetemize konuşan iktisatçı Alp Altınörs, proje için belirlenen şirket seçimlerini ve proje detaylarını değerlendirdi.

“Kriz yoksa 135 milyar lira niye veriliyor?”

Altınörs, “Proje Bazlı Yatırım Teşvik Sistemi” adı altında hibeden vergi muafiyetine kadar birçok yolla desteğin verildiği projeyi “Bir tür burjuvaziye patronaj projesi” sözleriyle tanımladı ve “Daha çok kamunun, kapitalist firmaları desteklemesi söz konusu. Buradaki devlet desteğinin özü bu. ‘Artık bu firmalardan vergi alınmayacak’ gibi bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu durumda onlardan alınmayacak olan 135 milyar TL’nin kimden alınacağı sorusu gündeme geliyor. Bu da her zaman vergi yükünün sırtına bindirildiği işçi, emekçi ve yoksul kesimler olacaktır” dedi.

Altınörs ayrıca, hükümet tarafından ekonomiye dair yapılan olumlu açıklamaların gerçeği yansıtmadığının ortaya çıktığını belirterek, “Ülkede kriz yoksa 135 milyar lira niye veriliyor?” diye sordu:

“Ekonominin yükselişte olduğu dönemlerde hiçbir zaman böyle projeler açıklanmaz. Yalnız üretimin dibe vurduğu dönemlerde, ekonomiyi canlandırmak adına özel sektöre kamu kaynaklarından bir para verilmesi söz konusu olur. Bu da bu kapsamda bir paket.”

“Teşvik alan şirketlerin hangi biri iktidarın aleyhine bir parti destekleyebilir?”

Alp Altınörs, açıklanan teşvik sistemiyle hükümetin olası hedeflerini de değerlendirdi. İktisatçı, hükümetin “Seçimlere kadar bir şekilde bu döngü devam etsin, ödemeler zinciri kopmasın” düşüncesinde olduğunu söyledi:

“Amaçları, krizin üstesinden gelinemeyecek bir düzeye çıkmaması. Yani bir şekilde krizi erteleme. Nasıl ki insanlar her ay kredi kartıyla geçim sıkıntısını erteliyorsa, bir yerden sonra kredi kartları patlıyor ve iflas ediyorsa, hükümet de aynı şekilde. İşte 135 milyar liralık teşvikle bu şirketlerin birkaç sene daha ayakta tutulması söz konusu. Sonrası için ‘Allah kerim’ diye bakıyorlar anladığım kadarıyla.”

Öte yandan Altınörs’e göre teşvik paketiyle beraber şirketler de siyaseten iktidara bağlanmış oldu. İktisatçı, bu duruma şu sözlerle açıklık getirdi:

“Şu an zaten 135 milyar liralık garanti olmadan kapitalistler yatırım yapmak, kendini riske etmek istemiyor. Bu tür paketler sıfır risk, yüksek kar getiren paketlerdir. Bu da politik patronaj koşuluna bağlı. Sizce şu teşviki alan şirketlerden hangi biri bir şekilde iktidarın aleyhine başka bir siyasi partiyi destekleyebilir? Teşviklerin verildiği bütün firmalar, seçimlerde iktidar için çalışacaktır. Hükümet, aslında siyaseten burjuvaziyi kendine bağlamış oluyor. Belki şirket başındakilerin siyasi fikri başka yöndedir ama bu firmalar AKP’yi destekleyecektir. Çünkü sıfır risk yüksek kar imkanı sunuluyor kendilerine. Yoksa yatırım yapamazlar bu dönemde.”

Son olarak iki şeker fabrikasının özelleştirildiğini anımsatan Altınörs, “Aynı gün Türkiye’de bir de yatırım toplantısı yapılıyor, ülkenin ne kadar ürettiği, ne kadar büyük yatırımlar yaptığı anlatılıyor. Türkiye çelişkiler ülkesi” dedi.

Previous post
Sendika ve meslek örgütlerinden 1 Mayıs kararı
Next post
Deizm Bahçeli'nin de gündeminde: 'İmam Hatiplilerin bu kategoriye alınması düşündürücü ve sarsıcı'