Ana SayfaÇeviriLula hapiste: Bilmeniz gerekenler – Juan Cruz Ferre

Lula hapiste: Bilmeniz gerekenler – Juan Cruz Ferre

HABER MERKEZİ – Brezilya’da sonbahardaki seçimlerin favorisi Lula, hakkında verilen 12 yıllık hapis cezasının ardından polislere teslim oldu. Peki Brezilya’daki seçimler öncesi yaşanan bu gelişmede bilmemiz gerekenler neler?


Juan Cruz Ferre

Çeviri: Barış Yıldırım


Brezilya Yüksek Mahkemesi tarafından rüşvetten suçlu bulunan ve 12 yıl hapis cezasına çarptırılan eski Brezilya devlet başkanı Luiz Inacio Lula Da Silva polise teslim oldu. Yüksek mahkeme, on saat süren bir oturumun ardından, Lula’nın tutuksuz yargılanma talebini bir oy farkla -beşe karşı dört oyla- reddetti. Bu durum, İşçi Partili (PT) devlet başkanı Dilma Rousseff’i Ağustos 2016’da deviren “sivil darbe”nin bir devamı olarak görülebilir ancak.*

Lula’ya yönelik dava; çok sayıda üst düzey yönetici ve politikacının hapse girmesiyle sonuçlanan, ülkedeki şiddetli, derin ayrılıkları ayyuka çıkaran “Araba Yıkama” başlıklı yolsuzluk soruşturmasının parçası. Seçim anketlerinde başı çeken Lula, bu yıl [Ekim ayında] yapılacak genel seçimlerde aday olmaktan da men edildi.

Lula’nın halefi Dilma Rousseff’e karşı gerçekleşen sivil darbeden bu yana, Brezilya artan bir siyasi ve toplumsal kutuplaşma yaşıyor. Üç hafta önce, her köşesinde ordu birliklerinin konuşlandığı Rio de Janeiro’nun göbeğinde, Sosyalizm ve Özgürlük Partisi’nden (PSOL) belediye meclisi üyesi olan Marielle Franco polis tarafından öldürüldü. Birkaç gün önceyse, Lula’nın otobüs konvoyuna Parana yolunda dört el ateş edildi.

Yüksek mahkemenin çifte standardı

Lula’nın gerçekten de bir rüşvet olayına karışmış olması ihtimali mevcut; ancak kendisine yönelik olarak yürütülen soruşturmanın sürati gerçekten olağanüstü. “Araba Yıkama” skandalıyla doğrudan bağlantılı olan diğer politikacılar çok daha hayırhah bir muamele gördü: Örneğin yüce mahkeme, zamanında Brezilya Senatosu Başkanı olan Renan Calheiros hakkında zimmete para geçirme suçlaması nedeniyle görevden uzaklaştırma kararı vermişti. Ancak Calheiros ve Senato bu karara uymayı reddince, yüce mahkeme geri adım attı ve görevde kalmasına izin verdi; sadece ileride başkan olma hakkını elinden aldı.

Basında çıkan haberlere göre, sağcı PMDB (Brezilya Demokratik Hareket Partisi) lideri senatör Aécio Neves, rüşvet suçlamasıyla yargılanırken, yüksek mahkeme başkanı Cármen Lúcia ile defalarca görüştü. Ardından Lucia kritik bir oy kullanarak, Senato’ya bu olayda yüksek mahkemenin kararını veto etme hakkı tanıdı. Yüksek mahkeme ayrıca, mevcut devlet başkanı Michel Temer’in kabinesini rüşvetten yargılanan yetkililerle doldurmasına da izin verdi; oysa geçmişte Lula’nın Rousseff hükümetinde yer alması rüşvet suçlaması nedeniyle engellenmişti. Bizzat Michel Temer, geçen sene yüksek mahkeme tarafından yargılanmaktan kurtuldu, çünkü Kongre’deki müttefikleri onu rüşvet, adaleti engelleme ve organize suç örgütleriyle işbirliği gibi suçlamalara karşı korudu.

Bu durumda, yüksek mahkemenin Lula Da Silva’yı, anketlere göre devlet başkanlığı seçimlerindeki en güçlü aday olduğu bir noktada hedef alması, Brezilya halkının oy hakkına karşı açık bir saldırı teşkil ediyor. Dahası, genel kurmay başkanı General Villas Boas, attığı bir twitle, Lula’nın cezası onaylanmadığı takdirde askeri müdahale olasılığına işaret etti. Lula’nın tutuklanması emri, medya devi Red Globo ve diğer büyük gazetelerce ayakta alkışlandı.

Yargı erki Bonapart rolünde

“Araba Yıkama” soruşturmasının başındaki yargıç Sérgio Moro, Wikileaks belgelerine göre, ABD Dışişleri Bakanlığı’nda eğitim almış bir isim. Dilma Rousseff’in 2014’te yeniden devlet başkanı seçilmesinin ardından, yargı erki, ülke politikasında giderek büyüyen bir rol oynadı. Hatta bu nedenle kimi siyasi analistler ona “yargı partisi” ifadesini yakıştırdı.

Brezilya ekonomisi 2012’de tökezledi ve o zamandan beri de toparlanabilmiş değil; bu durum halk arasında huzursuzluk ve artan bir sosyal kutuplaşmaya yol açıyor. Yargıç Sérgio Moro, yolsuzlukla mücadele kisvesi altında, 2016’da Dilma Rousseff’in azledilmesiyle sonuçlanan soruşturmayı başlattı; bu süreç pek çok kesim tarafından bir sivil darbe olarak niteleniyor.

Şişirilmiş bir yargı erkinin yürütme erkini etkisiz kılmasının ve halkın demokratik haklarını çiğnemesinin ardında, gittikçe cesaret kazanan bir sağ var: Brezilya sağı, daha sert kemer sıkma politikaları uygulamayı, çalışma ve emeklilik reformları yoluyla emeğin belini kırmayı amaçlıyor. Lula’nın başkan olması halinde bu planları tehlikeye girecekti.

Bir yanda Özgür Brezilya Hareketi (MBL) ve Sokağa Gel (“Vem pra Rua”) gibi örgütlenmelerin başını çektiği muhafazakar hareket ile, öte yanda devlet başkanı Temer’in kemer sıkma politikalarına net biçimde karşı çıkan yoksul kesimler ve işçi sınıfı arasındaki uçurum büyürken, yargı erki bu ikisinin arasında bir tür hakem gibi yükseliyor. Brezilya halkına hesap verme durumunda olmayan bu ‘Bonapart’, son İşçi Partisi (PT) hükümetinin tasfiye edilmesinde ve Temer’in amaçlarını gerçekleştirmesinde önemli bir rol oynadı.

Sol renk körü

Sol ise, kapitalizmde demokratik hakları savunmanın öneminin farkıda değilmiş gibi hareket ediyor. PSTU (Birleşik Sosyalist İşçi Partisi) buna iyi bir örnek. Lula’nın tutuklanması arifesinde, PSTU internet sitesinde bir bildiri** yayımlayarak, yüksek mahkeme kararını destekledi ve naif bir biçimde bütün yoz politikacıların hapsedilmesini savundu. Bu açıklama, Brezilya’da yargı erkinin son 4 yıl içinde oynadığı rolü ciddi bir biçimde yanlış anladıklarını göstermesinin yanı sıra, devletin baskı aygıtının “adaleti” tecelli ettireceğine yönelik tuhaf bir güven de içeriyor. Anlaşılması güç olsa da, PSTU 2016 yılında Dilma Rousseff’a yönelik olarak gerçekleşen darbeden bu yana bu pozisyonu sürdürüyor. Zımnen sivil darbeyi olumlayan bu pozisyon nedeniyle, PSTU’nun yarısı koparak Bağımsız Alternatif Sosyalist Hareket’i (MAIS) kurdu.

Pek çok farklı eğilimi içinde barındıran bir sol örgüt olan Sosyalizm ve Özgürlük Partisi (PSOL) ise, Lula’nın hapsedilmesine karşı bütünsel bir tutum geliştirmeyi başaramadı. Parti içindeki CST gibi gruplar Lula’nın tutuklanmasını desteklerken, MES gibi başka ekipler mahkemenin kararını protesto etti, Lula’nın serbest bırakılmasını istedi ve seçimlere katılma hakkını savundu.

Devrimci İşçi Hareketi (MRT) ise mahkemenin kararını, Rousseff ve PT’ye yönelik olarak 2016’da gerçekleşen sivil darbenin devamı olarak görüyor ve yargı erkinin halkın haklarını çiğnemesini kınıyor. PT’nin itidal çağrısını ve sendika konfederasyonu CUT’un pasifliğini eleştirirken, Lula’nın tutuklamasını ve seçimlere katılmaktan men edilmesini kınıyor.

Uyuyan dev

Brezilya Yüksek Mahkemesi’nin demokratik haklara yönelik bu saldırısını eleştirmek, Lula Da Silva’yı veya PT’yi desteklemek anlamına gelmemeli. Zira, mevcut başkan Michel Temer’i 2014 yılında başkan yardımcısı yapan bizzat Dilma Rousseff’ti. Yüksek Mahkeme Başkanı Cármen Lúcia ise Lula tarafından atanmıştı. Köken itibariyle bir metal işçisi olsa da Lula zamanla bir burjuva politikacı haline geldi; devlet başkanlığı sırasında anti-kapitalist önlemler almadığı gibi, sağın taarruzunu durdurabilecek yegane toplumsal güç olan Brezilya işçi sınıfını seferber etmekten geri durdu.

7.4 milyon işçiyi temsil eden Birleşik Emek Konfederasyonu (CUT), Brezilya’daki en büyük sendika konfederasyonu. CUT büyük ölçüde PT yöneticilerinin kontrolü altında olduğu halde, konfederasyon Lula’nın tutuklanması kararına karşı iş durdurma, grev ya da benzer aktif önlemlere başvurmadı. PT de, bu ‘yumuşak’ darbeyi durdurmak için sokakta mücadele çağrısı yapmaktan geri durdu. CUT ve PT’nin sınıf mücadelesi alanında sürdürdüğü ateşkes, Brezilya işçi sınıfının elini kolunu bağlıyor. Bunun nedenleri ise, hem işçi sınıfını harekete geçirmekten çekinmeleri, hem de zamanında Dilma Rousseff’in sağcılarla beraber işçi haklarını tırpanlamasının yaratmış olduğu demoralizasyon. Rousseff hükümetini lekelemiş olan yolsuzluk skandalları, PT’yi sağ için çok daha kolay bir hedef haline getiriyor. Brezilya işçi sınıfı içinde bulunduğu ataleti kıracaksa, PT yöneticilerinin üstünden atlamak, zincirlerini sallamak ve kendi gücünün farkına varmak durumunda.


* Brezilya’da 2016’da gerçekleşen ‘sivil darbe’ konusu için bakınız: http://baslangicdergi.org/brezilyada-sivil-darbe/
** www.pstu.org.br/stf-nega-habeas-corpus-e-prisao-de-lula-e-decretada/

Left Voice‘ta yayınlanan bu yazıyı biz Başlangıç Kolektifi‘nden aldık.


Brezilya’da seçimin favorisi Lula tutuklandı

Previous post
Trump: Suriye konusunda 48 saat içinde 'önemli kararlar' verilecek
Next post
HDP'li Burcu Çelik Özkan'a yeniden görülen davada 6 yıl hapis cezası