Ana SayfaDünyaSuriye’ye hava saldırısının ardından: Kim ne diyor?

Suriye’ye hava saldırısının ardından: Kim ne diyor?

HABER MERKEZİ – Suriye rejiminin Duma’da kimyasal saldırı düzelediği iddialarının ardından ABD Başkanı Trump’ın askeri müdahale sinyali vermesiyle başlayan kriz dün saldırıya dönüşmüş; ABD, Britanya ve Fransa Suriye’ye hava saldırısı düzenlemişti. Saldırının yankıları sürerken gün içindeki gelişmeleri, taraflardan gelen açıklamaları ve kimi değerlendirmeleri canlı sayfamızdan okuyabilirsiniz.

Suriye’ye yönelik saldırılara destek verenler:

  • NATO
  • Türkiye
  • Almanya
  • Suudi Arabistan
  • Katar
  • Kanada
  • Japonya
  • Avustralya
  • İsrail
  • Avrupa Birliği

Suriye’ye yönelik saldırılara karşı çıkanlar:

  • Rusya
  • İran
  • Çin
  • Suriye
  • Irak

16:30 | Trump’tan medyayı hedef alan yeni tweet

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’ye dönük harekâtın ardından yaptığı son değerlendirmede “Görev mükemmel bir şekilde yürütüldü” dedi.

Trump, saldırının ardından kullandığı “Görev Tamamlandı” terimine gelen eleştirilere yanıt verdiği ve medyayı hedef aldığı mesajında şunları söyledi:

“Suriye baskını özenli şekilde, öyle mükemmel yürütüldü ki yalan haber medyasının küçümsemesinin tek yolu, benim ‘Görev başarıldı’ ifadesini kullanmam oldu. Buna takılacaklarını biliyordum ama öyle müthiş bir askeri terim ki, geri getirilmesi, daha sık kullanılması gerekiyor.”


15:50 | Almanya Cumhurbaşkanı’ndan ABD ve Rusya’ya Suriye için çağrı

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Bild am Sonntag gazetesine verdiği demeçte Alman hükümetine Rusya ile ilişkilerde diplomatik çabalardan vazgeçmeme çağrısı yaptı. Steinmeier, Rusya ve ABD’yi ise Suriye için bir ilk adım atmaya çağırdı.

DW Türkçe’nin aktardığına göre Almanya Cumhurbaşkanı’nın Suriye’de düzenlenen hava operasyonunun ardından Washington ve Moskova’ya yaptığı ‘ortak bir barış inisiyatifinde bulunma çağrısı’ şöyle:

“Büyük güçler daha büyük bir sorumluluk taşıyor. Burada bir ilk adım atılmalı. Putin ve Trump bunu dünyaya borçlu. Eğer Washington ve Moskova Suriye konusunda ortak bir yol bulamazsa, Suriye’deki durumun iyileşme şansı sıfır.”


15:45 | Saldırının ardından Şam’da Rus vekillerle bir araya gelen Esad: Kimin silahı geri kalmış gördük

ABD ve müttefiklerinin Duma’da kimyasal silah kullanıldığı iddiaları sonrası Suriye rejimine müdahalesinin ardından Beşar Esad, Şam’ı ziyaret eden Rus vekiller heyetini kabul etti.

Sputnik’in haberine göre ABD, Fransa ve İngiltere’nin düzenlediği hava saldırılarını değerlendiren Esad, “Amerikan filmlerinde, Rus yapımı silahlar ‘geri kalmış’ gibi gösteriliyor. Bugün kimin silahının geri kalmış olduğunu görüyoruz” dedi.

Heyete başkanlık eden Rus vekil Dmitriy Sablin, Esad’ın görüşmede şu ifadelere yer verdiğini aktardı:

“Dün ABD’nin saldırganlığını gördük. Bu saldırganlığı, 1970’li yıllarda üretilen füzelerle püskürtmeyi başardık. 1990’lı yıllardan başlayarak Amerikan filmlerinde, Rus yapımı silahlar ‘geri kalmış’ gibi gösteriliyor. Bugün kimin silahının geri kalmış olduğunu görüyoruz.”

Sablin ayrıca Esad’ın, Suriye’de altyapının yeniden inşasının çok önemli olduğunu, bunun maliyetinin en az 400 milyar dolar olacağını, bunun için de 10 ilâ 15 yıla ihtiyaç olduğunu söylediğini aktardı.

Görüşmede Esad’ın başta petrol ve doğalgaz üretimi olmak üzere Batı şirketlerini beklemediklerini açıkladığı da belirtilirken, onun, “Bunu daha önce Soçi’de (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’le görüşmede de söyledim. Burada Rus şirketlerin çalışmasını istiyoruz, onların hızlı ilerlemesine güveniyoruz. Rus şirketlere tüm ayrıcalıklar tanınacak” dediği kaydedildi.


13:40 | “Saldırının ardından ABD ve Rusya Suriye’de ittifak kurma zeminini yakaladı”

TEV-DEM Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Aldar Xelil

ABD ve müttefiklerinin Duma’da kimyasal silah kullanıldığı iddiaları sonrası Suriye rejimine müdahalesi, müdahalenin boyutları, müdahale ile birlikte Suriye krizinin geldiği son nokta ne aşamada?

Bu sorulara bölgedeki isimlerden biri, Rojava Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Yürütme Meclisi Eşbaşkanı Aldar Xelil yanıt verdi.

Fırat Haber Ajansı’na konuşan TEV-DEM Eşbaşkanı ilkin, “Başkaları teorik olarak kimyasal silahlara karşı çıkıyorsa biz Kürtler bunun acılarını bizzat yaşadığımız için her kim kullanırsa kullansın, buna karşıyız” derken, bu konuda taraf olmadıklarını ve barışçıl bir çözümden yana olduklarını vurguladı.

Xelil’e göre ABD ve müttefiklerinin son saldırısıyla beraber ise ‘sahada ittifak kurma zemini doğdu’. Xelil bunu şöyle izah ediyor:

“ABD, İngiltere, Fransa ve müttefikleri Suriye’de tüm inisiyatifin Rusya’nın eline geçmesini kabul etmiyorlar. Astana görüşmeleri ve Suriye’de yapılan hamleler ABD’nin çıkarlarına göre işleyen hamleler değil. ABD, Rusya’nın etkisini kırmak istiyor, Rusya-Türkiye-İran arasındaki ittifakı yıkmak istiyor, Cenevre’yi yeniden etkinleştirmek istiyor. Bunun gibi birçok hesap var. ABD’nin Suriye ve bölgede birinci güç olarak kalmasını sağlamaya çalışıyorlar. Duma’daki kimyasal iddialarını görünür kılan bunlar oldu, yoksa yüzlerce kez kimyasal da kullanılsaydı sözü bile edilmeyebilirdi. Rusya da bu gerçeği gördü. Rusya, Suriye sahasında tek başına olmadığını gördü.

Bu saldırılarla birlikte sahada ittifak kurma zeminini yakaladılar. Bu kadar müdahale, bu karşıt güçler arasında bir anlaşma için yeterli oldu. Ne Trump’ın başta söylediği gibi her taraf yerle bir edilecek ne de Rusya’nın istediği gibi her şey onlara göre olacak. Ortak bir çözüm buldular.

Rusya’ya haber verildikten sonra rejimin bazı noktaları vuruldu. Böylece mesajlarını verdiler: ‘Bakın işte istediğimiz zaman cevap verebiliriz, siz de Suriye’de bir şey yapmak istediğinizde sınırınızı bilin ve bizim de sahada olduğumuzu bilin’ demek istediler. ‘Bizsiz çok fazla hesap yapmayın’ dediler.

Şüphesiz ki bunun bazı sonuçları olacak. Ama askeri olarak çok fazla sürdürüleceğini zannetmiyorum. Bu müdahale; Rusya’nın Suriye’deki hamlelerinin geleceğini, Astana sürecini, Cenevre’nin geleceğini, her fırsatta ABD ve koalisyona yapılan ‘Suriye’den çık’ çağrılarını, Rusya-Türkiye ilişkisini ve daha birçok siyasi süreci biraz daha netliğe kavuşturacak. Ama burada mühim olan siyasi bir çözümün gelişip gelişmeyeceğidir.”

Son saldırı karşısında Ankara’nın aldığı tutumu da değerlendiren Xelil, ABD ve müttefiklerinin saldırısından “memnuniyet duyduğunu” belirten Türkiye’nin bu hamleden sonra ilişkilerinde bazı değişiklikler olacağı kanısında:

“Rusya ve İran’la eskisi gibi alıp vermesi zor görünüyor. ABD ve Batı ile ilişkileri de eskisi gibi kalmayacak. Türkiye artık bazı tercihler yapmak zorunda kalacak. Bazı defterleri kapatmak zorunda kalacak. Rusya, Afrin’i işgal iznini Türk devletine verdikten sonra bazı taahhütleri yerine getirmesini isteyecek. Türkiye birçok hesabını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacak. Bu yeni formülü görmesi gerekecek. ABD ile Batı’nın Suriye’de sessiz olmadığını görmesi gerekecek.

Türk devleti her ne kadar Rusya’ya yanaşsa da NATO üyesi bir ülkedir. Bakın, çok küçük bir imtihandı, ama ne yapacaklarını şaşırdılar. Tahminlerimize göre önümüzdeki aydan itibaren Rusya’nın Türk devletine taahhütlerini yerine getirmesi için tanıdığı süre yeni bir aşamaya geçiyor… Türk devleti bu taahhütleri yerine getirdiyse o zaman tarafını seçmiş olacak, yok eğer yerine getiremezse o zaman Rusya ile ilişkisinin geleceği hakkında bir karar almak durumunda kalacak.”


12:45 | ABD, Fransa ve İngiltere’den yeni ‘hamle’

ABD, İngiltere ve Fransa, kimyasal saldırılarla ilgili bağımsız bir araştırmanın yürütülmesi için BM Güvenlik Konseyi nezdinde yeni bir girişim başlattı.

Üç ülkenin sunduğu tasarıda, Şam yakınlarındaki Duma bölgesine yönelik kimyasal saldırı iddialarıyla ilgili bağımsız bir araştırma yürütülmesi çağrısı yinelendi.

Ayrıca üç ülke, insani yardımların kesintisiz bir şekilde ulaştırılması, ateşkesin yürürlüğe sokulması ve Suriye’nin BM nezdindeki barış görüşmelerine katılması için de çağrı yapıyor.


09:30 | “Afrin’e saldırı Guta’yı ve bugünkü krizi tetikledi”

Suriye’deki gelişmeleri ve son saldırı ile birlikte Suriye krizinin geldiği yeni aşamayı değerlendiren Ortadoğu uzmanı ve gazeteci Musa Özuğurlu, bugün ortaya çıkan sonuçta Türkiye’nin Afrin’e saldırısının etkili olduğunu söyledi.

Mezopotamya Haber Ajansı’ndan Kenan Kırkaya’ya konuşan Özuğurlu, “Türkiye, büyük bir orkestrasyon ile Afrin’e girmeye çalışırken bir yandan Suriye rejimini Afrin çözümüne zorlamak için Guta’yı harekete geçirdi ya da zaten harekete geçmiş olan Doğa Guta’daki gelişmeler için Türkiye bir katalizör rolü gördü” değerlendirmesinde bulundu ve özetle şunları söyledi:

“Afrin başladıktan sonra Guta’daki gelişmeleri tetiklemesi ve şu anki krizi düşünecek olursak Kürt dinamiği ve varlığı orada bütün bu sürecin önemli noktalarından birisidir.

Afrin’e giriş bir taraftan Guta’yı hareketlendirdi ve kimyasal saldırı meselesi gündeme geldi. Hiç kimse Kürt dinamiğini yok sayarak Suriye’de adım atamaz. Buna Suriye yönetimi de dahil.

2012’den başlayan Kürt dinamiği kazanımlarının geriye gideceğini düşünmüyorum. Siyasi bir tanımlama yapılmasa da Kürtler kazanımlarından geri dönmez Suriye yönetimi de buna sert şekilde yaklaşmaz.

 Kürtlerin ABD ile kuracağı ilişki Suriye’deki geleceği belirleyecektir.”


09:20 | Suriye ordusu: Doğu Guta’da tamamen kontrolü sağladık

Suriye ordusu, “Doğu Guta’nın tamamen Suriye hükümetinin kontrolüne geçtiğini” duyurdu. Ordunun bu açıklaması, ABD, İngiltere ve Fransa’nın ülkeye yönelik saldı düzenlemesinin üzerine geldi.

Suriye resmi haber ajansı SANA’nın aktardığına göre Suriye ordusundan bir kaynak, “ordunun ülkede düzeni yeniden sağlamak için neye mal olursa olsun ülkede terörizmin kökünü kurutmaya kararlı olduğunu” söyledi. Açıklamada, daha önce Duma’yı kontrolünde tutan grupların bölgeyi terk ettikleri belirtildi.

Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada da bölgede bulunan 21 bin militan ve ailesinin tamamının tahliye edildiği belirtildi.


Suriye’ye hava saldırısı: Kimler destek verdi, neler oldu?

BM Güvenlik Konseyi acil gündemle toplandı: Rusya ve ABD’den karşılıklı suçlamalar

Türkiye’nin ABD’nin saldırısından duyduğu “memnuniyet” ne anlama geliyor?

Previous post
Erdoğan: İstanbul'un nüfusu 15 milyona ulaştı, Marmaray var, ne güzel değil mi?
Next post
Avukat Buckel iklim değişikliğini protesto etmek için bedenini ateşe verdi