Ana SayfaYazarlarEmre CakaBir efsanenin doğuşu: Gianluigi Buffon – Emre Caka

Bir efsanenin doğuşu: Gianluigi Buffon – Emre Caka


Emre Caka


“O henüz 17 yaşındaydı. Dönemin kuşkusuz en iyi takımlarından biriyle, Milan ile karşılaşacaktık. As kalecimiz Luca Bucci’nin sakatlığı nedeniyle genç takım kalecisini A Takım kadrosuna dahil ettik. Salı günü A takım ile ilk idmanına çıktığında forvetlerimiz ona bir gol dahi atamadı ve kaleci antrenörümüze dönüp, ‘Gördüklerimi sen de görüyor musun?’ diye sordum, nutkumuz tutulmuştu.” (Milan o sezonu 4. sırada tamamlamıştır.)

Bu afili sözler dönemin Parma teknik direktörü Nevio Scala tarafından Gianluigi Buffon’a söylenmişti.

28 Ocak 1978 yılında İtalya’nın küçük bir kasabası olan Carrara’da dünyaya gelen Buffon, henüz sokak arasında top koştururken ailesinden gelen atletik genlerini hissettirmeye başlar.

Kariyerine orta saha olarak başlayan deneyimli eldiven, 1990 Dünya Kupası’nda Kamerun’un kalesini koruyan Thomas N’Kono (Kamerun 1990 Dünya Kupası’nda İngiltere’ye 3-2 mağlup olarak çeyrek finalde turnuvaya veda eder) ile tanışır ve gözünü ebeveynlerin itirazlarına rağmen kaleye diker (Anne: disk atıcısı – Baba: İtalya’da tanınan haltercilerden).

Buffon o dönemleri “Ailem gol atan, asist yapan, göz önünde olan bir futbolcu olmamı istiyordu. Ben ise o dünya kupasını hala hatırlıyorum. 2. takımım muhakkak Kamerun” diye anlatır.  Şimdilerde ise kalecilik hayali kuran çocuklara ufak bir tavsiyesi var: “Pozisyonunuzu değiştirin!”

İlk kez Parma A Takımı’nda 19 Kasım 1995’de Milan’a karşı sahaya çıkan Gigi, henüz 17 yaşında olmasına karşın kendisine duyduğu güveni Scala’ya hissettirmiştir. İlk 11’de başladığı karşılaşmada George Weah, Roberto Baggio gibi isimlere gol fırsatı vermeyen genç eldiven, sadece kendi adına dahil dünya futbol tarihi adına da büyük bir iş yaptığını yıllar sonra fark edecektir.

6 yıl boyunca alt yapısında oynadığı Parma’dan onu koparacak astronomik teklifi herhangi bir kulübün reddetmesi mümkün gözükmezken, teklif edilen kişinin de ona duyulan güveni boşa çıkarmaması gerekir. 2001 yılında Juventus’a 52 milyon euroya transfer olan Buffon, burada ‘tarihin en iyi kalecisi’ diye anılacağı günlere ilk adımını atmış olur.

Tarihler 28 Mayıs 2003 gösterdiğinde ise Buffon hayatının en zor günlerine giriş yapar. Kariyerinde ilk kez Şampiyonlar Ligi finalinde boy gösteren Gigi, penaltılara giden karşılaşmanın ardından bir adım uzakta kırmızı-siyahlıların kupayı kaldırışını izler, kendisi ise üç direk arasında gözyaşlarına hakim olamaz. Kulüpler arası en büyük kupayı kaybetmenin üzüntüsünü atlayamayan deneyimli eldiven, yaşadığı psikolojik sorunları saklama kararının kendisinde yarattığı çöküntüyü fark edip yakınlarıyla paylaşmaya başlar:

“Başlarda durumu kendime saklamak zorundaydım çünkü herkesin gözünün önünde olan biri olarak bunu paylaşmam kolay değildi. Maçlara çıkmamak aklımın ucundan bile geçmedi çünkü bana güvenen insanları yarı yolda bırakamazdım. Psikolojik destek de alarak bundan kurtulmaya çalıştım. Kolay olmadı.”

Bu sözlerle durumunu özetlerken İtalyan gazetesi La Stamba 2008 yılında çıkan bir röportajında futbola ara vermeyi planladığının sinyallerini verir. Ancak ardından yapılacak her hatanın oraya atılacağını düşünerek psikolog yardımıyla güçlü kaldığını belirtir.

Muhteşem dönüş ve düşüş

2004 yılının sonlarına kadar bu depresyonla mücadele edip atlatmayı başaran başarılı eldiven, İtalya ile 2006 Dünya Kupası’nda harikalar çıkartır. Final maçının 104. dakikasında Zidane’ın kafa vuruşunu inanılmaz bir refleksle kornere tokatlar. “Hayatınızın en güzel kurtarışı mı?” sorusuna ise “En güzeli mi bilmem ama en değerlisi olduğuna eminim” yanıtını verir.

Ancak “Yaşadığı psikolojik sorunları atlattı mı?” sorularına sahada cevap veren Buffon’u belki de kariyerinin en kötü haberi bekliyordur: Şike!

Dünya Kupası mutluluğuna gölge düşüren haberler her geçen gün artarken, Napoli savcılığının başlattığı soruşturmada sona gelinir. Buffon ve arkadaşlarına bir alt ligin yolu görünmür.  Juventus bariz şekilde şike yapmıştır.

Del Piero, Nedved, Buffon, Chiellini gibi oyuncuların takımda kalmasıyla bir sezon sonunda yeniden Serie A’ya yükselen Juventus -9 puanla lige başlar, uzun zaman da şampiyonluk şansı tanınmaz. Ancak başta takımda kalan oyuncuların önderliğinde harika bir grafik yakalayan siyah-beyazlılar, lige ambargo vurmuş durumdadır.

Depresyon ile rövanş

2001 yılında geldiği Juventus ile sayısız kupalar kazanan Buffon, 2003’ün ardından 2015 yılında da Şampiyonlar Ligi finali oynamaya hak kazanır. Bu, yıllar önce girdiği depresyon ile de rövanş maçıdır. Ondan tamamen kurtulacak ya da rövanşta da kaybedip bu defa kaybetmeyi öğrenecektir. Bu kez de rakip İspanyol devi Barcelona’ya kaybeden siyah-beyazlılarda yine en büyük hüznü Buffon yaşar.

Şeytanın bacağını kırma ve son şans ise 2017 yılı olur. Yine bir İspanyol devi Real Madrid, Buffon’un Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırmasına müsaade etmez. Bu yıl da, geçen sene finalde kaybettikleri Real Madrid’e hala tartışılan hakem kararı ile yarı finalde kaybedip turnuvaya veda ederler.


Kısaca başarıları

  • Dünya futbolunun en iyi file bekçileri arasında yer alan Buffon, 17 yıl boyunca formasını terlettiği Juventus ile  1 Serie B, 10 Serie A, 4 İtalya Kupası, 5 İtalya Süper Kupası şampiyonluğu tattı.
  • 176 kez giydiği Milli Takım forması ile Dünya Kupası’nı kazanan deneyimli eldiven, bir defa da Avrupa ikincisi olmayı başardı.
  • Juventus’a geldiği ve alt yapısından yetiştiği Parma ile de UEFA kupası, İtalya Süper Kupası ve İtalya kupasını birer kez kazanma başarısını gösterdi.
  • 39 yaşındaki kaleci, Serie A’da 39,680 dakika forma giyen Giampiero Boniperti’nin rekorunu kırmayı başardı ve 2016 yılında Dino Zoff’un 903 dakikalık gol yememe rekorunu da kırarak tarihe geçti.

Previous post
Temelli: Adaylar Demirtaş çağrılarında ısrarcı olmalı
Next post
İnce: Eğitim sistemini ülkücüler, sosyalistler ve muhafazakarlarla tartışacağız