Macaristan’da mültecilere yardım edenlere hapis cezası verilecek

HABER MERKEZİ – Macaristan parlamentosu, yasal hak tanınmayan mültecilere yardım edenlere hapis cezası verilmesini öngören yasa paketini onayladı. İçişleri Bakanı, “Macaristan’ın bir göçmenler ülkesi haline gelmesine engel olmak” istediklerini söyledi.

Macaristan’da yasal hak tanınmayan mültecilere yardım edenlere ceza verilmesini öngören yasa tasarısı parlamentodan geçti.

Yasa kapsamında söz konusu mültecilere yardım eden kişi yada gruplar hapis cezasına çarptırılabilecek.

Paket aynı zamanda, insan hakları grupları ve sivil toplum örgütlerinin faaliyet alanlarının yasal olarak daraltılmasını içeriyor.

DW Türkçe’de yer alan habere göre “STOP Soros” (Soros’u durdur) adlı tasarı paketi, 160’a karşı 18 oyla geçti.

Neden ‘Soros’?

Macaristan Başbakanı Viktor Orban daha önce, 2015-2016 yıllarında yaşanan ‘mülteci krizi’nden Macar asıllı Amerikalı milyarder iş insanı George Soros’u sorumlu tutmuştu. Soros ise yöneltilen suçlamayı reddetmişti.

Soros’un sahibi olduğu Açık Toplum Vakfı’nın (OSF) Budapeşte bürosu da geçen aylarda 1984 yılından beri faaliyet gösterdiği Macaristan’dan ayrılarak Berlin’e taşınma kararı almıştı.

‘Göçmen ülkesi olmayacağız’

Yasanın en büyük savunucularından olan İçişleri Bakanı Sandor Pinter, yasa tasarısındaki gerekçelendirme metninde “Macar halkı haklı olarak hükümetten, yasa dışı göç ve ona yardım eden faaliyetlerle mücadele etme amacıyla gerekli tüm araçları kullanmasını beklemektedir” ifadelerini kullandı.

Pinter, “STOP Soros adlı yasa paketi, yasa dışı göç organizasyonunu cezalandırılabilir bir suç haline getirme amacına hizmet etmektedir. Bu yasaları Macaristan’ın bir göçmenler ülkesi haline gelmesine engel olmak için kullanmak istiyoruz” dedi.

Öte yandan meclis, “yabancı bir halkın” Macaristan’a yerleşemeyeceğini öngören bir anayasa değişikliğini de kabul etti.

Avrupa’dan yasaya tepki

Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), mültecilere karşı çıkarılan bu yasaya tepki gösterdi.

Konsey ve AGİT yasayı, “keyfi” ve üstü kapalı olarak nitelendirdi ve bunun Avrupa hukukuyla uyumsuz olduğunu vurguladı.