Ana SayfaÇalışma YaşamıSOMA DAVASI | Ailelerden ‘delil yok’ diyen Can Gürkan’a: 301 mezar var

SOMA DAVASI | Ailelerden ‘delil yok’ diyen Can Gürkan’a: 301 mezar var

HABER MERKEZİ – Soma’da 301 işçinin yaşamını yitirdiği iş cinayetine ilişkin açılan davanın karar duruşmasının ilk gününde mütalaaya karşı savunma yapan Can Gürkan’ın “delil yok” sözlerine aileler “301 mezar var” diyerek tepki gösterdi. Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.

Manisa’nın Soma ilçesinde 2015’in Mayıs ayında 301 madencinin yaşamını yitirdiği iş cinayeti ile ilgili davanın 22’nci duruşmasının ilk günü görüldü.

Duruşmaya, tutuklu sanıklar getirilirken tutuksuz sanıkların ise bir kısmı katıldı.

Duruşmada sanıkların yanı sıra taraf avukatları, hayatını kaybeden işçilerin aileleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri ve adayları, çok sayıda sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcisi de hazır bulundu.

Savcılığın önceki duruşmada verdiği mütalaa tekrarlandı. Söz konusu mütalaada savcı, maden sahipleri Alp Gürkan, Can Gürkan ile genel müdür Ramazan Doğru ve yönetim kurulu üyeleri Akın Çelik, Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, İsmail Adalı hakkında, “Bilinçli taksirle öldürme” ve “Bilinçli taksirle yaralama” suçlamalarıyla 22 yıl 6’şar ay hapis cezası istemişti.

Savcılık ayrıca tutuksuz sanıklardan patron Alp Gürkan ile Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Yiğit’in de tutuklanmasını istemişti.

Yine mütalaada, 33 sanık hakkında beraat kararı verilmesi talep edilirken, 11 sanık hakkında da “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçlamasıyla 15’er yıl hapis cezayla cezalandırılmaları istenmişti.

Kozağaçlı: Cezasızlık uygulamasıyla eş değer

Mütalaanın ardından davanın tutuklu avukatı Selçuk Kozağaçlı’nın cezaevinden gönderdiği savunma dilekçesi okundu.

Kozağaçlı, dilekçesinde savcılığın mütalaasında işveren ve işveren vekillerinin tüm kusurlarını sıralayıp ardından, “Olası kastla birden fazla kişinin ölümüne sebep olunduğunu” görmediğini ve cezalandırmanın “Bilinçli taksirle” yapılmasını istenmesinin cezasızlık uygulanmasıyla eş değer olduğunu kaydetti.

Ardından söz alan avukat Can Atalay da savcılık mütalaasında bahsedildiği gibi “Bilinçli taksir” olamayacağını, aksine “Olası kastla” cezalandırmanın yapılması gerektiğini ifade etti.

‘Bu değerlendirme bir hukuk skandalı’

Avukat Nergiz Tuba Aslan da mütalaadaki eksik ve çelişkili hususlara dikkat çekerek şöyle konuştu:

“Biz hala katliam olduğunu düşünüyoruz. Bunu hamaset olarak söylemediğimizi de kanıtladık. Tarihsel bir karar vereceğinizin eminim ki farkındasınızdır. Bu değerlendirme bir hukuk skandalıdır. Kanundan ve sözleşmeden kaynaklanan garantörlük yükümlülüklerini ihmal etmişlerdir. TCK’nın 83.maddesi uygulanmalı ve ailelerin adalet beklentisi karşılanmalıdır.”

Avukat savunmalarının ardından savcılık makamı, mütalaasını tekrarladığını belirterek, mütalaaya göre cezaların verilmesini istedi.

Mahkeme, duruşmaya bir saat ara verdi.

Ailelerden Can Gürkan’a: 301 mezar var

Aranın ardından duruşma sanıkların söz almasıyla devam etti.

Maden sahibi Can Gürkan, “ Bu olay yüzünden 4 yıldır tutukluyum. Ben katliam demiyorum. Hala olay diyorum. Olayın nedenini hala bilmiyoruz. Bir sürü hoca ‘şöyle böyle söylüyor diyor’ da; sorarım size, hangi hoca ömürlerinde bir ay yer altında kalmış” sözleri ile kendini savundu.

Gürkan, savunmasının devamında bilirkişi raporlarının “ideolojik” olduğunu öne sürerken, zorlama şekilde kendisinin sorumlu kılınmaya çalışıldığını iddia etti.

“Olayın sebebini bulamadığınız  sürece, isterseniz idam edin. Emsal olmaz” diye devam eden Gürkan, “İşçi olmadan işveren, işveren olmadan işçi olmaz. Komünist sistem olsaydı olabilirdi, ama işçi sınıfı ile işveren sınıfı birbirine düşman iki sınıf olarak yansıtmak doğru olmaz” diye konuştu.

Delil olmadığı için savunma yapmadığını, içini döktüğünü söyleyen Gürkan’a ailelerden biri “301 mezar var” sözleriyle tepki gösterdi.

“Bizim eşlerimiz neden işe başladıktan üç gün sonra öldü?”

Gürkan’ın ardından Soma Holding AŞ. Genel Müdürü Ramazan Doğru’nun savunmasına geçildi.

Doğru, savunmasını duvara yansıttığı slayt gösterimi ile yaptı.

Savunmasında Meclis Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan rapor ile bilirkişi raporlarından başlıklar veren Doğru, maden ocağındaki eksikliklerin Park Teknik firmasının Soma Holding AŞ. tarafından devir alınmadan önce var olan ancak kendilerine bildirilmeyen eksiklikler olduğunu söyledi ve bilinçli olarak bir eksiklik yapmadıklarını iddia etti.

İşçilere Celal Bayar Üniversitesi’nce eğitim verilmesi kapsamında anlaştıklarını ve eğitim süresinin 3 gün olduğunu belirten Doğru, eğitimlerin aksamadığını savunurken, yakınları işe başlamasından 2 gün sonra madende yaşamını yitirenlerin aileleri Doğru’ya “Bizim çocuklarımız/eşlerimiz o zaman neden işe başladıktan 3 gün sonra öldü” diye tepki gösterdi.

Doğru’nun savunmasının ardından mahkeme duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verdi.

‘Dava işçi kanıyla büyüyen patronlara dur demek için önemli’

Karar duruşması öncesi Soma Madenci Aileleri ve Sosyal Haklar Derneği’nin (SHD) çağrısı ile yüzlerce kişi Akhisar Tren İstasyonu önünde bir araya geldi.

Yürüyüşün ardından mahkeme önünde grup adına açıklamayı yapan Soma Madenci Aileleri’nden katliamda yaşamını yitiren Uğur Çolak’ın babası İsmail Çolak, 22 duruşmadır Soma’da katledilen madenciler için adalet istediklerini belirtti.

Seçim meydanlarında vaatler yağdıranlara inat emeğin ve alın terinin anlamına göre hareket edeceklerini vurgulayan Çolak, davada kararın çıkmasına az bir zaman kaldığını kaydetti.

Bir yıl boyunca bekledikleri mütalaanın suçlulara ödül niteliğinde olduğunu hatırlatan Çolak, sanıkların yüzlerine bakarak inatla adalet arayışlarını haykıracaklarını dile getirdi.

Çolak, davadan çıkacak kararın çocuklarını geri getirmeyeceğini belirterek, şunları söyledi:

“Bu davanın sonucu iş güvenliğinin alındığı, her iş cinayetinde emsal teşkil edecek, işçi kanıyla büyüyen patronlara dur demesi açısından önemlidir. Bir Soma, bir Ermenek, bir Şirvan daha yaşanmayacaktır.” 

‘Bizi isyan ettirenlere oy yok’

24 Haziran erken seçimlerine de sayılı günler kaldığını belirten Çolak, “Oyalama senaryoları ile şu adliye koridorlarında bizi isyan ettirenlere oy yok. Bugün buradan çıkacak tek oy emek, alın teri ve adaletedir” dedi.