Ana SayfaGüncel9 aydır tutuklu olan ETHA muhabiri Temel: Gücümüzü medya patronlarından değil halklardan alıyoruz

9 aydır tutuklu olan ETHA muhabiri Temel: Gücümüzü medya patronlarından değil halklardan alıyoruz

HABER MERKEZİ – Aralarında ETHA muhabirleri İsminaz Temel ve Havva Cuştan ile EHB’li avukatların da bulunduğu 13’ü tutuklu 23 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşmasında savunma yapan tutuklu avukat Özlem Gümüştaş, kendilerine ‘düşman ceza hukuku’ uygulandığını belirterek, “Biz bu tablo içinde adaletin hangi sac ayağından tutacağız?” dedi. İsminaz Temel ise savunmasında “Gücümüzü medya patronlarından, egemenlerden değil gerçeğin sahibi halklardan alıyoruz. Sorumluluğumuz da sadece onlara karşıdır” ifadelerini kullandı.

9 aydır tutuklu bulunan Etkin Haber Ajansı (ETHA) muhabirleri İsminaz Temel ve Havva Cuştan, Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB) avukatları Sezin Uçar ve Özlem Gümüştaş’ın da aralarında bulunduğu 13’ü tutuklu 23 kişinin yargılandığı davanın İstanbul 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasında avukatlar hazır bulundu.

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, avukatlar izleyici sıralarında yer alan polislerin duruşma salonundan çıkarılmasını istedi.

Avukatlar, polislerin yargılananların sorgusuna katıldığını dile getirerek, “Bir tehdit olarak görülebilir” dedi. Ancak mahkeme avukatların talebini reddetti.

Ardından söz alan avukat Bilgin Aydın, dosya kapsamında dört avukatın yargılandığını dile getirerek, avukatların soruşturmaya dahil edilebilmesi için Adalet Bakanlığı’ndan izin alınması gerektiğini kaydederek, bu yönlü bir iznin alınmadığını belirtti.

‘Soruşturma süreci hukuka aykırı olarak yapıldı’

Tüm soruşturma sürecinin hukuka aykırı olarak yapıldığını vurgulayan ÖHP İstanbul Eşsözcüsü Avukat İlknur Alcan ise “Arama, yakalama, el koyma, gözaltı işlemlerinin tamamı kanuna aykırı olarak yapıldı” dedi.

İddianameye dayanak olarak sunulan delillerin toplanırken savcılık talebi ve hakimlik kararının olmadığına dikkat çeken Alcan, “Polis kendince görüntü alıp arşiv oluşturuyor. Sonra 2017’de tespit diyor. Kolluğa böyle bir tespit emrini kim verdi? Hakimlik kararı yok. Sadece burada yargılanan 23 kişi tespit ediliyor. Görüntüler delil olarak sunuluyor. Bu hukuka aykırı. Bu görüntü ve kayıtlarla suç isnat etmek, sorgulamada bunların sorulması yargılamayı hukuksuz hale getirecek. Bunlar dosyadan çıkarılmalı” diye konuştu.

Alcan ayrıca gizli tanık beyanları ve polisin arama sırasında el koyduğu dijital delillerin de dosyadan çıkarılması gerektiğini söyledi.

Mahkeme tüm talepleri reddetti

Avukatların talepleri ardından mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya kısa bir ara verdi.

Mahkeme heyeti verdiği ara kararında tüm taleplerin reddine karar verdi.

Duruşma iddianamenin özetinin okunmasının ardından tutuklu avukat Özlem Gümüştaş’ın savunmasıyla devam etti.

Gümüştaş: Bu siyasi bir yargılama

Gümüştaş, sözlerine bir dönem yanında çalıştığı Tahir Elçi’yi anarak başladı. Yargılamanın siyasi olduğunu söyleyen Gümüştaş, tutuklanmalarının tek gerekçesinin ise İstanbul 5. ve 8. Sulh Ceza Hakimliklerinin kararında yer alan “Tutuklamaya engel bir durum olmadığına” cümlesi olduğunu ifade etti.

Dosyada delil olarak ileri sürülen iddiaların tümünün 2013 ve 2016 arasını kapsadığını hatırlatan Gümüştaş, “Sorgu hakimi ve soruşturma savcısına göre bundan iki yıl önce olmuş olayların delillerini hem karartabilir, hem de kaçabiliriz” dedi.

Kendilerine ‘düşman ceza hukukunun’ uygulandığını kaydeden Gümüştaş, “Savcılar ve sulh ceza hakimlikleri hükümet karşıtlarını baskılamak ve kontrol etmek için çalıştılar. Biz bu tablo içinde adaletin hangi sac ayağından tutacağız?” ifadelerini kullandı.

‘Biz inandığımız değerleri ölüm ve yaralanmalara rağmen koruyoruz’

“ESP eylemlerine katıldığımız için ‘yasadışı örgüt üyesi’ olmaktan sorgulandık” diyen Gümüştaş, devamla şunları dile getirdi:

“Partinin yöneticisi ve hukukçusu olarak, ESP 2010’da Yargıtay’a başvurarak kurulmuş yasal bir parti. İddianamede ESP’den terör örgütü yaratılmaya çalışılıyor. Biz bu ülkede inandığımız değerleri, ilkeleri bombalara, tutsaklığa, ölüm ve yaralanmalara rağmen koruyoruz, direne direne siyaset yapıyoruz.”

Gümüştaş’ın savunmasının ardından davaya 1 saat ara verildi.

Arada mahkeme başkanı değişti

Davaya bakan 27. Ağır Ceza Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, bu sabah Yargıtay’a atandığı gerekçesiyle duruşma arasında, duruşmadan çekilerek görevini Halit İçdemir’e bıraktı.

Heyetin değişmesinin ardından devam eden davada savunma yapan avukat Sezin Uçar sözlerine, 10 Ekim Ankara Katliamında yaşamını yitiren meslektaşı Avukat Uygar Coşkun’u ve Diyarbakır’da katledilen Tahir Elçi’yi anarak başladı.

‘Adalet mücadelesini duruşma salonlarından ibaret görmediğimiz için tutukluyuz’

Uçar, “Adalet mücadelesini duruşma salonlarından ibaret görmediğimiz için, özel yetkili mahkemelere karşı olduğumuz için, bağımsız yargı mücadelesi verdiğimiz için 9 aydın tutukluyuz” dedi.

Mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerini belirten Uçar, şöyle devam etti:

“Devrimcilerin avukatlığını yaptığımız için, kadına yönelik şiddete karşı mücadele ettiğimiz için, Kürt halkına karşı işlenen insanlık suçlarına ortak olmadığımız için tutukluyuz. Daha önce Asrın Hukuk Bürosu, Çağdaş Hukukçular Derneği ve Halkın Hukuk Bürosu çalışanı avukatların şimdi de bizim tutuklu yargılanmamız; avukatlık pratiğimizden rahatsız olunduğunu göstermektedir. 2 yıldır devam eden OHAL-KHK yönetimi süreklileşmiştir. Yasama-yürütme ve yargının tek kişinin elinde olması, hukuk örgütleri dahil demokratik kitle örgütlerinin kapatılması sonrasında, bugün de avukatlık pratiğimizin yargılanıyor.”

Uçar, takipsizlik veya beraat kararı verilen eski dosyalarının bile kanaat oluşturmak için iddianameye konulduğunu belirterek, “Nasıl ki yaşamını yitiren müvekkillerimizin cenazelerini teslim alıp otopsi işlemlerine katıldıysak, cenaze ve anmalarına da katılırız. Bunun suç olarak görülmesi insanca yaklaşımdan uzaktır” dedi.

‘Gücümüzü medya patronlarından değil haklardan alıyoruz’

Ardından söz alan ETHA editörü İsminaz Temel, savunmasına Metin Göktepe ve özgür basın mücadelesinde yaşamını yitiren tüm gazeteci meslektaşlarını anarak başladı.

Muhalif bir gazeteci olduğu için yargılandığını vurgulayan Temel, “Gücümüzü medya patronlarından, egemenlerden değil gerçeğin sahibi halklardan alıyoruz. Sorumluluğumuz da sadece onlara karşıdır” dedi ve ekledi:

“Yaptığım haberlerden, çalıştığım ajansın muhalif haber çizgisinden dolayı yargılanıyorum. Gazetecilik de haber yapmak da suç değildir.”


Bu haber MA ve ETHA’dan derlenmiştir.