İnsan sömürüyor, dünya tükeniyor: Bir yılın kaynağı 212 günde tükendi

HABER MERKEZİ – Ekonomik çıkarlar için kaynak sömürüsü ‘rekor’ düzeye ulaştı. Küresel Ayak İzi Ağı adlı uluslararası örgüt, doğanın bir yıl içinde yerine koyabileceği kaynakların insanlar tarafından yalnızca 212 gün içinde tüketildiğini bildirdi.

İnsanın ekonomik büyüme adına yeryüzünün karbon, gıda, su, toprak ve ağaç gibi kaynaklarını sömürüsü ‘rekor’ düzeye geldi.

Öyle ki, 2018 yılında doğanın bir yıl içinde yerine koyabileceği kaynakların insanlar tarafından yalnızca 212 gün içinde tüketildiği bildirildi.

BBC Türkçe’nin haberine göre uluslararası araştırma örgütü Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network), bu yıl Dünya Limit Aşımı Günü’nün iki gün öne alınarak 1 Ağustos tarihine çekildiğini açıkladı.

Son iki yılda ivme kazanan sömürünün bu hızla artması durumunda önümüzdeki yıl Dünya Limit Aşımı Günü’nün ilk kez Temmuz ayına çekilebileceği uyarısında bulunuldu.

Dünya Limit Aşımı Günü, bundan yalnızca 30 yıl önce 15 Ekim olarak belirlenmişti. 20 yıl önce ise bu tarih 30 Eylül, 10 yıl önce de 15 Ağustos’tu.

Sonuçları neler?

Küresel Ayak İzi Ağı, yeryüzü kaynaklarına yönelik şu anki tüketimin sürdürülebilmesi için şimdiki Dünya’nın 1.7 katı büyüklüğünde bir gezegene ihtiyaç olduğunu bildirdi.

Örgütün başındaki isim olan Mathis Wackernagel, “Dünya’nın gelecek kaynaklarını şu andaki ekonomilerimizi sürdürmek için kullanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Wackernagel, ulusların, şirketlerin ve evlerin sürekli borca girmesinin sistemin çöküşü anlamına geleceği uyarısında bulundu.

Ayrıca bu durumun uzun süreli sonuçları arasında toprak erozyonu, su kıtlığı ve iklim değişikliği yer aldığı belirtildi.

Kaynakların tüketimi neden artıyor?

Dünya Limit Aşımı Günü’nün öne çekilmesinde ekonomik krizlerin etkisi olduğu tahmin ediliyor.

2008’deki ekonomik krizin bu tarihi beş gün öne attığı belirtilirken, 1970’lerdeki petrol krizi ve 80-90’lardaki ekonomik duraklamaların da bu konuda etkili olduğu bildiriliyor.

Öte yandan Küresel Ayak İzi Ağı, siyasi olarak pozisyon almanın kişisel tercihlerin çok daha ötesinde sonuçlar doğuracağını söylüyor.