Ana SayfaEkonomiNobel ödüllü iktisatçı: Türkiye Asya tipi krizin eşiğinde

Nobel ödüllü iktisatçı: Türkiye Asya tipi krizin eşiğinde

HABER MERKEZİ – Nobel ödüllü iktisatçı Paul Krugman, 1997’de yüksek büyüme hızına rağmen Doğu Asya’da baş gösteren kriz dönemine atıfta bulunarak, Türkiye’nin ‘kendi kendini besleyen bir ekonomik kriz’in eşiğinde olduğunu vurguladı ve ekledi: “Türkiye böyle bir şey karşısında kesinlikle çok kırılgan.”

Nobel ödüllü iktisatçı Paul Krugman, son zamanlarda yurtiçi ve yurtdışından ‘kriz uyarı’larının geldiği Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Krugman, Twitter üzerinden takipçilerine “Türkiye 1997-98 dönemi Asya tipi finansal kriz riski taşıyor mu” diye sorup “Rakamlara göre evet” diye yanıtladı.

Dünya Bankası rakamlarına göre Türkiye’nin dış borç stokunun, ülkenin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’sının (GSYH) yüzde 48’ine ve toplam ihracatının yaklaşık iki katına denk düştüğünü vurgulayan iktisatçı, bu borç yükünün büyük ölçüde özel sektörün üzerinde olduğunu ve bu durumun 1996’da Endonezya’da yaşananlarla benzeştiğini belirtti.

O dönem Endonezya’daki güven kaybının ‘kurda kendi kendini besleyen bir çöküş’e yol açtığını hatırlatan Krugman, “Kurdaki bu çöküş döviz cinsinden dış borçla da birleşince borç/GSYH oranında, 1996’daki yüzde 58’den 1998’deki yüzde 168’e dev bir sıçramaya neden oldu. Bütün bunların muhakkak olacağını söylemiyorum ama Türkiye böyle bir şey karşısında kesinlikle çok kırılgan” dedi.

Asya krizi neden yaşandı?

Doğu Asya Mali Krizi, Temmuz 1997’de Tayland’da başlayan ve “Asya Kaplanları” olarak bilinen birçok Doğu Asya ülkesinin para birimlerini, borsalarını ve diğer kıymetlerini etkileyen ekonomik krizdir.

Kriz, Tayland’dan başlayarak 80’lerin sonlandıran itibaren yüzde 8 ila 12 arasında ekonomik büyümeyi gerçekleştiren Malezya, Endonezya, Filipinler, Singapur ve Güney Kore’ye sıçramıştır.

Söz konusu krizin, Tayland, Endonezya ve Güney Kore’deki özel sektörün büyük miktardaki cari hesap açığından kaynaklandığı belirtilmiştir.

Ancak kriz, aynı zamanda bölgede ahbap çavuş kapitalizminin doruk noktasını temsil ettiği bir döneme denk gelmiştir.

Sonradan yapılan incelemeler sonucu siyasal iktidar, kamu çalışanları ve iş insanları ilişkisine dayalı, yapılmaması gereken birçok işin yapıldığı, verilmemesi gereken izinlerin verildiği, açılmaması gereken kredilerin açıldığı ortaya çıkarılmıştır.