Ana SayfaGüncel10 Ekim Katliamı davasında karar: 9 sanığa 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası

10 Ekim Katliamı davasında karar: 9 sanığa 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası

HABER MERKEZİ – 10 Ekim Ankara Katliamı davasında sanık Esin Altuntuğ’un Yakup Karaoğlu hakkındaki itiraflarının dikkate alınması talebi reddedildi. Öte yandan duruşmada söz alan sanık Hakan Şahin, saldırıda kullanılan araca ilişkin çelişkili ifadeler kullanılırken, son sözleri sorulan sanıklardan beraat talebinde bulunanlar, ‘adalet’ talebinde bulunanlar, pişmanlık belirtenler ve birbirini suçlayanlar oldu. Mahkeme, 9 sanığı 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve ‘öldürmeye teşebbüs’ten 10 bin 557’şer yıl hapisle cezalandırdı.

10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Garı’nda yapılmak istenen Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ne IŞİD tarafından düzenlenen ve 103 kişinin hayatını kaybettiği canlı bomba saldırısına ilişkin açılan davanın 10. tur blok duruşması, dördüncü gününde Sincan Cezaevi Yerleşkesi Mahkeme Salonu’nda görüldü.

19’u tutuklu 36 sanıklı davanın karar duruşması Salı günü başlamıştı.

Dava karar gününde, sanıkların beyanı ile başladı.

Sanıkların esasa ilişkin savunmaları

Gar Katliamı’nda keşif yapmakla yargılanan Hakan Şahin, sanık Yakup Yıldırım’ın ifadesine ilişkin, “Yakup’un dediği gibi onun telefonunu kullandım şarjım ve kontörum olmadığı için” dedi.

Mahkeme başkanının yönelttiği, Hüseyin Tunç ve diğer sanıklarla görüşüp görüşmediği yönündeki soruya ise “hatırlamıyorum” yanıtını verdi.

Ankara’ya keşif için değil tedavi için geldiğini ileri süren Şahin, “Araç kiralamak için Ulus’ta kaldığım otel personeline sordum. Onlarda beni Çankaya’ya yönlendirdi. En son gelen mailde Yunus Durmaz’ın beni keşif için Ankara’ya gönderdiği söyleniyor. Ben kendim geldim Ankara’ya. Yunus Durmaz göndermedi” dedi.

‘Kullanılan araç benim üzerime kayıtlı’

Saldırıda kullanılan aracın kendi üzerine kayıtlı olduğunu ama aracı sadece bir kez gördüğünü iddia eden Şahin, “Bu aracın nasıl işlerde kullanıldığını ben bilmiyorum. Konuşmalarda da var zaten ellerinde başka araç olmadığı için bu aracı kullanmışlar. Ben aracı üzerime aldım fakat sadece bir kere gördüm aracı. Kod adımın Davut olduğu söyleniyor ama ben bu ismi hiç kullanmadım” diye konuştu.

Sanık Şahin: Hangi avukata dokunsak vicdanen kabul etmedi

Ardından söz alan sanık Yakup Şahin, daha önce mütalaaya ilişkin savunma yapmak için ek süre talebinde bulunduğunu ama bu talebin reddedildiğini belirterek, yeniden ek süre talebinde bulundu.

Mahkeme Başkanı bu talebi de reddetti. Avukatı olmadığı için esasa ilişkin savunma yapmayan Şahin, “Avukatla savunma hakkımı kullanmadım. Hangi avukata dokunsak ya çekilmek istediler ya da vicdanen kabul etmediler. CMK avukatları çekip gittiler. CMK avukatlarını kabul etmiyorum” dedi.

Sanıkların beyanlarının ardından diğer sanıklar Abdülhamit Boz, Abdülhamit Demir ve Hüseyin Tunç’un avukatı Orhan Şahin konuştu. Şahin, sanık Yakup Şahin’in vekili olma talebinde bulundu.

Sanık avukatları: İnşallah adil bir karar çıkar

Ardından savunmaya başlayan Şahin, söze “Adil bir yargılama olmadı inşallah adil bir karar çıkar” diyerek başladı.

İlk önce Abdülhamit Boz’un savunmasını yapan Şahin, “Eğer Abdülhamit Boz sizin dosyanızdaki Abdülhamit Boz olsaydı Antep’teki patlamadan yargılanması gerekirdi. Ama yargılanmadı. Şu anda Abdülhamit Boz için yeniden mütalaa gerekmektedir. Hem beraatını hem de adlı kontrolsüz tahliyesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘FETÖ’cülerin işi’

Savunmasına Kur’an ayeti ile devam eden Avukat Orhan Şahin’e, aileler tepki gösterdi.

Yeniden savunmaya devam eden Orhan, dosyadaki fotoğrafların müvekkiline ait olmadığını savunarak, “Bunlar FETÖ’cü alçakların işidir. Şuan ölen Yunus Durmaz kimsenin sözünü dinleyeceği bir adam değil. Bir, iki, üç defa bir şey söyleyip yapılmadıysa Yunus direk kafaya sıkan bir adam” diye konuştu.

Yunus Durmaz’ın IŞİD üyesi olduğunu söyleyen Şahin, “Yunus vefat etti. Yunus düğüne gitmekten, çocuğunu okula göndermekten içki içmekten nefret eden ve günah olduğunu biliyoruz. Yunus çocuğunu bile okula gönderen bir adam değildi. Okulun günah yerleri olduğunu söylerdi. Şimdi Hakan Şahin ve Yunus Durmaz’ın arasında büyük bir kültürel fark var” ifadelerinde bulundu.

Sanık avukatı Orhan Şahin, müşteki avukatlarını kast ederek, “Hakan Şahin’in Antep’ten İstanbul’a bomba taşıdığını ispatlarsanız ‘Şeref’im namusum üzerine bu mesleği bırakırım’” demesi üzerine aileler tepki gösterdi.

Ardından adalet taleplerini yenilediğini söyleyen Şahin, “Ülkede birçok kişiye hata yapıldı. Mahir Çayan, Deniz Gezmiş’e hata yapıldı. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan şiir okudu diye mahkum edilerek haksızlık yapıldı. Yargılamada haksızlık yapılması muhtemel” dedi. Şahin’in sözleri üzerine salondan “Deniz ve Mahir’i ağzına alma” sesleri yükseldi.

Karaoğlu’nun konumu

Sanık avukatı Şahin’in müvekkilleri hakkındaki savunmasının ardından mağdur ailelerin avukatı Eylem Sarıoğlu söz aldı.

Sarıoğlu, duruşmanın üçüncü gününde Sanık Yakup Karaoğlu ve Esin Altıntuğ, arasındaki tartışmadan sonra sanık Karaoğlu’nun örgüt üyeliğinden değil yöneticiliğinden ceza almaları yönündeki taleplerini hatırlattı. Mahkeme, bu talebi reddetti.

Sanık Esin Altıntuğ, Yakup Karaoğlu ile ilgili “Eşim Hali’in firar ettiği gece Yakup’un onu kaçırdığını söyledi. Zorla evimizde ders yaptırdı misafir getirtti. Yabancı misafirleri gelirdi. Benim evime de getirtmek istedi ama müsaade etmedim. Hiçbir şey yapmamış gibi şimdi yalan söylüyor burada” demişti.

Sanıklara son sözleri soruldu

Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanıklardan son sözlerini sordu.

Sanık Resul Demir, son savunmasını tekrarladığını ifade ederek, “Ben Anayasal düzeni bozacak adam değilim” dedi. Sanık Mehmedin Baraç, mağdur avukatlarının kendisini Bingöl’de Islah-Der ile ilişkilendirilmeye çalışıldığını söyleyerek, “Ancak Islah- Der hakkında Bingöl 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava karar bağlandı. Benim dernek bağlantım olduğuna dair beyanda bulunulmadı. Benim ilişkim olduğuna dair de beyan olmadı” diye konuştu ve kendisi hakkında kesin kanıt gösterilmeden suçlama yapıldığını ileri sürdü.

“Müşteki avukatlarının gerçekten adalet istediğine inanmıyorum” diyen Baraç, 1,5 yıl önce hakkında talep edilen adli tıp raporunun halen mahkemeye getirilmediğini belirterek, “1,5 yılda adli tıp raporunun gelmemesi cezaevinde sağlık konusunda nasıl sekteye uğradığımı gösterir” diye konuştu.

Sanık Suphi Alpfidan ise Türkiye’nin en büyük davasında, en büyük mahkeme salonunda yargılanacağının aklının ucundan geçmeyeceğini söyleyerek, “Kürt’üm. (Yunus Durmaz hakkında) Bu kadar Kürt düşmanı adamın benimle ilişkilendirileceği aklımın ucundan geçmezdi” diye belirtti.

Sanık Yakup Karaoğlu, “Siyasal İslam’ın temsilcisi olarak gördüğüm AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temsilci olarak bizi görüp, bize baskı uygulanmasını anlayacağınızı umuyorum” dedi.

Karaoğlu, Mahkeme Başkanı Giray’a seslenerek, “Sizden rica ediyorum karar vermeden önce vicdanlı düşünün. Arkanızda ‘Adalet mülkün temeli’ yazıyor. Sürekli sırtınızı dönüp oturuyorsunuz. Belki unutmuşsunuzdur” ifadelerin kullandı.

Sanık Esin Altıntuğ, mahkemeye geldiğinden beri yardımcı olmaya çalıştığını ileri sürerek, “Halil İbrahim Durgun’un 13 Kasım gecesi yanına gittiğim için pişmanım. Kendisi geberdi gitti. Lekesi benim ve evlatlarımın üzerine kaldı. Yaptığı hiçbir işten haberim yoktu. Yunus Durmaz’ın eşi olaydan sonra 5 ay boyunca kaçtı. Yakalandı 4 yıl 2 ay ceza aldı. Ben yaptıklarım için pişmanım. Beraatımı istiyorum” dedi.

Ardından karar için duruşmaya 17.00’ye kadar ara verildi.

Karar açıklandı

Aranın ardından kararı açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Abdülmutalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç’u “anayasal düzeni ihlal” suçundan 1’er, “100 kişiyi kasten öldürme” suçundan da 100’er kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırdı.

9 sanığa ayrıca ”öldürmeye teşebbüs”ten 10 bin 557’şer yıl hapis cezası verildi.

Kamu görevlileri hakkında hiçbir dava açılmadı

19’u tutuklu 36’sı firari 96 sanığın yargılandığı davada iddia makamı, 9 sanığın “kasten öldürmek” suçundan 100’er kez, “anayasayı ihlal” suçundan da birer kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapsini talep etmişti. Savcı, firari 16 sanığın dosyasının ayrılmasını da istemişti.

Müşteki avukatları ve aileler ise suçlamanın sadece sanıklarla sınırlı tutulamayacağını, olayda sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin de cezalandırılmasını istiyor ancak söz konusu görevlilere hiçbir dava açılmadı.

Müebbet hapsi istenen 9 sanık şöyle: Esin Durgun, Hatice Akaltın, Yakup Yıldırım, Suphi Alpfidan, Yakup Karaoğlu, Mehmeddin Baraç, Nihat Ürkmez, Abdulhamit Boz, Burak Ormanoğlu.


Bu haber Mezopotamya Ajansı’ndan derlenmiştir.
Previous post
Erdoğan '100 günlük eylem planı'nı açıkladı: Her okula bir polis, yargılamada 'hedef süre' uygulaması
Next post
'Yeterli imza toplanmadı' açıklamasına CHP'li Usluer'den yanıt: İpe un seriliyor