Ana SayfaÇalışma Yaşamıİhraç edildikten sonra inşaatta çalışan akademisyen: Bir an bile keşke barış bildirisini imzalamasaydım demedim

İhraç edildikten sonra inşaatta çalışan akademisyen: Bir an bile keşke barış bildirisini imzalamasaydım demedim

HABER MERKEZİ – Barış bildirisine imza attığı için ihraç edilen akademisyen Orhan Kaya, hem hayatını idame ettirmek hem de bilimsel çalışmalarını sürdürmek için inşaatlarda çalışıyor. Bildiriye imza attığı için hiç pişmanlık duymadığını belirten Kaya, “Hiçbir an bile keşke imzalamasaydım demedim, hissetmedim. Aksine iyi ki imzalamışım iyi ki bu tarihsel sürecin içindeyim duygusuyla yaşadım” dedi.

Orhan Kaya, 2016 yılında Kürt illerindeki yasak ve şiddete son verme ile müzakereleri başlatma çağrısının yer aldığı “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza atan akademisyenlerden biri.

O dönemde Abant İzzet Baysal Üniversitesinde araştırma görevlisi olan Kaya, 701 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildi.

İhraç edilmesinin ardından Kaya’nın doktora tezi yarım kaldı ve branşı olan psikoloji alanında iş olanağı tanınmadı.

Kaya şimdi hem doktora tezini yazmak hem de geçimini sağlamak için Batman’da inşaatlarda işçilik yapıyor.

MA’dan Metin Yoksu’ya konuşan Kaya, imzacısı olduğu barış bildirisi ile birlikte evinin 3 kez basıldığını, gözaltına alındığını ve 3 kez soruşturma geçirdiğini, birçok akademisyen gibi linç kampanyalarına maruz kaldığını, sonunda da ihraç edildiğini anlattı.

‘Bir an bile keşke imzalamasaydım demedim’

Bildiriye imza attığı için pişman olmadığını vurgulayan Kaya, “Hiçbir an bile keşke imzalamasaydım demedim, hissetmedim. Aksine iyi ki imzalamışım iyi ki bu tarihsel sürecin içindeyim duygusuyla yaşadım” dedi.

“Vicdanımdan talimat alarak bildiriye imza attım” diyen Kaya şunları söyledi:

“Vicdanımın sesi ve gücü ile barış hakkımı bu bildiri yoluyla talep ettiğimi söyleyebilirim. Bunun bedele ne olursa olsun razıyım. Ayrıca maalesef biz imzacıların yaşadıkları bildiri ve bildirinin içeriğinin çok ötesinde tartışıldı. Oysa asıl olan bildiridir bizim yaşadıklarımız değildir.” 

‘Önemli olan onurumuzu korumak’

İnşaatlarda çalışanların kimliklerinin bir önemi olmadığını kaydeden Kaya, üniversite, lise öğrencilerinin de inşaatlarda çalıştığına dikkat çekerek, “Bir akademisyen olarak inşaatta çalışmak beni rencide eden bir durum değil. Rahatsız da olmuyorum. Önemli olan benliğimizi onurumuzu korumak” diye konuştu.

Emek-sermaye ilişki ve çelişkisine kurban edilen, ortaya koyduğu emeğin karşılığını alamayan birçok insanın yaşadığı bir ülkede olduklarını söyleyen Kaya, şunları ifade etti:

“Ortaya konan yanlış politikalar bir taraftan inşaat baronlarını ortaya koyarken diğer taraftan emeği sömürülen bir kesimin oluşmasına neden oluyor. Bu durum sadece inşaat sektöründe değil birçok sektörde çalışmak zorunda kalan; öğretmen, ekonomist, mühendis… vb. rastlamak mümkün.”‘

‘Toplumun psikolojisi bozuldu’

Kaya inşaatlarda yaptığı gözlemleri de aktararak, iş güvenliği olmadığını, işverenin formalite icabı aldığı birkaç baret yelek ayakkabı ve gözlüğü kilit altında tuttuğunu söyledi.

Yaşanan baskı ve ekonomideki kötü gidişatın toplumun psikolojisini bozduğunu belirten Kaya, devamla şunları aktardı:

“Olası her türlü eylem etkinlik tepki ve hak arama mecrası maalesef yasaklanmakta saldırıya maruz kalmaktadır. Bunun en bariz örneği Cumartesi Anneleri’ne yapılan saldırıdır. Ancak bu sürecin bu şekilde devam etmeyeceğine toplumsal tepki mekanizmalarının bir şekilde gün yüzüne çıkacağına inanmaktayım.”


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
"‘Kemer sıkma’ politikası Yunanistan’da ölüm oranını üç katına çıkardı"
Sonraki Haber
Parkta oynayan çocuklara silahla saldırı: Bir çocuk ağır yaralandı, 'saldırgan serbest bırakıldı'