Ana SayfaManşetiPhone’a karşı şanlı mücadelemiz – Emre Tansu Keten

iPhone’a karşı şanlı mücadelemiz – Emre Tansu Keten


Emre Tansu Keten


Ülkemize karşı atağa geçen dış mihrakları, kötülük odaklarını, haçlı ordularını portakal bıçaklayarak, kola dolabı idam ederek, gördüğü her gözü çekiği Çinli diye döverek bertaraf eden yerli ve milli insanlarımız, ABD’nin ülkemize karşı başlattığı savaş karşısında da ellerinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştı. Amerikan tıraşını yasaklayarak ABD emperyalizminde onarılamaz bir yara açan milletimiz, ‘savaşa daha fazla nasıl katılabiliriz’ diye kara kara düşünürken, Erdoğan beklenen adresi göstererek milletimizin içini rahatlattı: iPhone.

Erdoğan, dövizdeki yükselişi değerlendirdiği konuşmada, ABD menşeili teknoloji ürünlerine boykot çağrısı yaptı, bu ürünlere ek vergiler konulacağını açıkladı. Ayrıca, aynı açıklamada iPhone’a karşı Samsung ve Vestel marka telefonların tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Yani, kendi politik kararlarının neticesi olarak ortaya çıkan krizleri bir kurtuluş savaşı havasına sokmak ve bunun maliyetini bütün topluma yaymak yönteminin bu seferki ortak nefret nesnesi olarak iPhone öne çıktı.

Erdoğan’ın çağrısını ilk duyan, tabii ki, AKP’nin arzuhalcileri oldu. Sabah yazarı Mehmet Barlas, ABD’nin krizde ısrar etmesi durumunda ülkede iPhone’u sadece FETÖ’cülerin kullanacağını yazdı ve böylece farklı nefret nesnelerini birbirine bağlayarak, olaya daha yerli ve milli bir bakış açısı sundu. Yeni Şafak’tan Ali Saydam ise, bu boykotun karşı cephede büyük bir korku yarattığını söylüyordu: “Bu milletin damarına basmayacaksın… Sinir uçlarına, kırmızı çizgilerine değmeyeceksin… Yani kültür ve de özellikle değerlerine saygısızlık etmeyeceksin… Yoksa karşılaşacağın reaksiyona inanmakta zorlanabilirsin”. Yine Yeni Şafak “işte iPhone’u elden düşürecek telefonlar” başlıklı videolar yayımlamaya başladı.

Ancak milletimizin yine kafası karıştı. Ellerindeki telefonlara tam olarak ne yapacaklardı? iPhone’larını balyozla kıranlar, silahla vuranlar, birilerine hediye edenler ya da satılığa çıkartanlar sosyal medyada boy göstermeye başladı. Çok mantıklı bir tartışmanın içerisindeymişçesine, herkes birbirine telefonu parçalamanın mı, satmanın mı, yoksa ömrü bitene kadar kullanmanın mı milli bir tavır olduğu konusunda akıl veriyordu. Aynı zamanda, ikinci el eşya sitelerinde de bir boykot piyasası oluştu. Boykot başlığıyla ve hamaset dolu metinlerle bir sürü iPhone satılığa çıkartılırken, LG ve Samsung gibi telefonların ikinci elleri de, yerli ve milli saflara katılmak isteyenlere sunuluyordu.

Belki açıklamak gereksiz ama, bu boykot kampanyası tam da dijital ekonomiden hiçbir şey anlamamanın açık bir göstergesi. Akıllı telefonlara bir otomobil muamelesi yapıp, sadece donanımı boykot etmenin çarpıcı sonuçlar üretmesini beklemek abesle iştigal. Mesele ABD sermayesiyse, Vestel’in telefonlarında kullanılan parçalar da, Samsung’un Google’a ait olan işletim sistemi de, bu telefonlarda kullanılan -sosyal medya uygulamaları başta olmak üzere- yazılımlar da hep aynı adrese çıkıyor.

Dijital ekonomiyi tekellerine alan ABD şirketleri Facebook (Whatsapp, Instagram), Google, Amazon, kendilerine kazanç sağlamayan bir internet kullanımına alan bırakmıyor. Kendi yerli ve milli sosyal medya platformlarını zorunlu tutan Çin bile, bunların erişim alanından azade olamıyor. Burada üretilen telefonlar bile Android işletim sistemini kullanmak zorunda kalıyor. Yani, bu endüstri, sadece bir donanımın (akıllı telefon, tablet) satın alınmasıyla değil, bu donanımın kullanımı boyunca değer üretiyor.

Hal böyleyken, iPhone, ABD’ye karşı başlatılan milli seferberliğin basit ve sembolik bir hedefi olabiliyor ancak. 11 milyar dolarlık Boeing uçak siparişi iptal edilmezken, İncirlik Üssü tartışılmazken, insanlara telefonlarını yok ederek, bu milli seferberliğe katılmanın ve kendini cephede hissetmenin duygusu vaat ediliyor. Albrecht Koschorke’ye başvurarak söylersek “yegane temelini kendi kendini yetkilendirme ilanından alan ve kendisini hiçten yaratan bir iktidar büyüsü”ne, iktidar sözünün hazzına ortak olma şansı tanıyor, tıpkı bundan önceki gündemlerde yaptığı gibi (Hitler’in Kavgam’ı Üzerine Bir Analiz: Nasyonal Sosyalizmin Poetikası, İletişim Yayınları).

Previous post
İstanbul için sel uyarısı
Next post
22 yıldır cezaevinde: Hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan’ın ailesi cezaevi önünde eylem yapacak