Ana SayfaGüncelBinler Bakırköy’deydi: “Savaş bir kader değil, barışı getireceğiz”

Binler Bakırköy’deydi: “Savaş bir kader değil, barışı getireceğiz”

HABER MERKEZİ – 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Bakırköy’de düzenlenen “Barış tecrit edilemez” mitingine binlerce kişi oluşturdukları yürüyüş kortejiyle katıldı. Barış mitinginde “Dil, din, renk, ırk-milliyet ayrımı olmadan eşitlik temelinde, kardeşçe, özgürce ve barış içinde bir arada yaşamak mümkün. Savaş, ölmek-öldürmek kültürü bir kader değil. Özgür ve insani bir dünya kurmak bizim elimizde” diye seslenildi.

1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla İstanbul Bakırköy’de bulunan Özgürlük Meydanı’nda düzenlenen miting için binler Dikilitaş Meydanı’nda bir araya geldi.

“Barış tecrit edilemez” şiarıyla düzenlenen mitinge katılmak için yürüyüş korteji oluşturuldu.

Hakların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Onur Hamzaoğlu ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin yer aldığı korteje, çok sayıda siyasi parti temsilcisi, hukuk örgütü ve insan hakları savunucusu katıldı.

Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri de yürüyüş kortejlerinde yerini aldı.

Binlerin katılımıyla başlayan yürüyüş Özgürlük Meydanı’na kadar genişledi.

Ancak arama noktalarında polis birçok döviz ve pankarta el koydu. Alanda da sadece “Barıştan, özgürlükten, demokrasiden vazgeçmeyeceğiz” pankartının asılı olmasına izin verildi.

“Özgür ve insani bir dünya kurmak bizim elimizde”

Ortak basın metninin Türkçesini İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Kürtçesini ise DBP İstanbul İl Yöneticisi Bilal Basutçu okudu. Açıklamada öne çıkan ifadeler şöyle:

“Bu yılın en büyük bütçesini 40,4 milyar TL olarak savaşa ayırmıştır. Bu demektir ki, savaş hali ve savaş bütçesiyle, ekonominin krizli hali ve giderek ağırlaşan sonuçları arasındaki ilişki çok daha açık ve dolaysız hale gelecek. Peki, bu bir kader mi? Krizsiz ve savaşsız bir toplum ve yaşam mümkün değil mi?

“Bizler; dünyamızın, bölgemizin ve ülkemizin onulmaz felaketlere sürüklendiği tarihi zamanlardan geçtiğimizin bilincinde olarak diyoruz ki; sömürünün olmadığı bir toplum, ülke ve dünya hayal değil.

“Demokrasiyi ve adaleti, halkın katılımı ve iradesiyle, işçi-emekçi kardeşliğiyle, toplumsal dayanışma, paylaşım ve örgütlenmeyle kurmak, geliştirmek, yaşatmak mümkün.

“Dil, din, renk, ırk-milliyet ayrımı olmadan eşitlik temelinde, kardeşçe, özgürce ve barış içinde bir arada yaşamak mümkün. Savaş, ölmek-öldürmek kültürü bir kader değil. Özgür ve insani bir dünya kurmak bizim elimizde. Böyle bir dünya istemek bizim hakkımız. Çünkü biz milyonlar ve milyarlarız, dünyanın her yerindeyiz.

“Çalışanlar, üretenler, yeryüzü zenginliklerini yaratanlarız. Dünya bizim ortak evimiz, ama onu biz yönetmiyoruz. Bir avuç asalak sömürücü ve onların iktidarları yönetiyor. Savaşları biz istemedik, biz yaratmıyoruz, onlar dayatıyor ve yürütüyor. Ama savaşlarda milyon milyon ölenler biziz.

“Bizler diyoruz ki; işçiler, emekçiler, kadınlar, dünyanın tüm sömürülenleri ve ezilen halkları, kardeşleşme ve dayanışma içinde, savaşlara karşı barışı kazanmak için seslerini, güçlerini ve eylemlerini birleştirirse mümkün olan gerçeğe dönüşecektir mutlaka.”

Anneler: Asla barıştan vazgeçmeyeceğiz

Açıklamanın ardından Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri de söz aldı.

Cumartesi Annelerinden Hanım Tosun, barış için asla geri adım atmayacaklarını belirterek, “Barış için bizler alanlarda olmaya devam edeceğiz. Bizim amacımız bugüne kadar çektiğimiz acıların hiçbir ananın yaşamamasıdır. Barış, annelerin mücadelesi ile bu ülkeye gelecektir” dedi.

Barış Annelerinden Bedia Gökgöz de, “Bizler asla barıştan vazgeçmeyeceğiz. Onlar istediği kadar saldırsın, bizler yolumuza devam edeceğiz” dedi:

“‘Savaş yok’ diyorlar. O zaman neden dağlarımız bombalanıyor. Neden çocuklarımızın cansız bedenleri bizlere geliyor. Bizler barış ile çocuklarımızın geleceğini kazanacağız. Barışı çocuklarımıza armağan edeceğiz. Önderimiz tutuklu oldukça barış gelmez. Bir gün mutlaka barış gelecek.”

“Barışı getireceğiz”

Suruç Aileleri adına da Murat Budak konuştu.

“Bizleri katlederek barışı yok edeceğini sanan kişiler yine yanıldı. Bakın yine burada dimdik ayaktayız. Bizler onurlu Kürt analarının çocuklarıyız, bizler 70 yaşında Ankara’da katledilen Meryem ananın çocuklarıyız. Bizler Kader’in, Cemo’nun, Sibel’in arkadaşlarıyız. Bizler bu ülkeye barışı getireceğiz. Biz kazanacağız.”

10 Ekim Derneği’nden Erdoğan Tedik de, yaşanan katliamları anımsatarak, “103 barış güvercinine söz veriyoruz. Barış mücadele ile bedel ödeyerek gelecek. Söz ki o barışı getireceğiz” diye konuştu.

Gezi Platformu’ndan Taylan Kesinbilici ise şunları söyledi:

“Bu alanda sizlerle olmaktan gurur duyuyoruz. Hep birlikte tüm alanları özgürleştireceğimize inanıyoruz. Bizi özellikle ayrıştırmaya çalışanlar var. Acılarımızı ayrıştırmaya çalışanları var. Bunlar barışın da düşmanıdır. Bizler Gezi’de yola çıkarken Roboski’nin acısı içimizdeydi. Hepimizin acısı da ortak, mücadelemizde ortak. Düşmanı yenebileceğimizin göstergesi barışı bu coğrafyaya getirmek olacak. Mutlaka kazanacağız, mutlaka kazanacağız.”

“Bu savaş tecrit ile başladı”

HDK Eşsözcüsü Onur Hamzaoğlu da halka hitabında, “Barış bilgisayar oyunu değil. Bir gün silahlar sussa 2004 insanın sakat kalmasını engelleyebileceğiz. Bir günde 179 insanın ölümünü engelleyebiliriz” dedi.

Savaş karşıtlığının ‘bir görev değil artık insan olmanın bir özelliği’ olduğunu da vurgulayan Hamzaoğlu, bir an önce Suriye savaşına son verilmesi gerektiğini söyledi.

“Bizler bir an önce oradaki savaşın sonlandırılması için söz söylemeliyiz. Bu topraklara barış gelecekse Suriye’deki savaşa sessiz kalmakla olmaz. Orası için de barış istemeliyiz. Bu ülkenin insanları etnik kimlikleri, ana diliyle, inancıyla hiçbirinden bir adım geri kalmadan yaşadığı zaman bu topraklara barış gelecek. Toplumsal eşitlik için mücadele etmekte bir görev değil, bir niteliktir.

“Barış emek ister. Nasıl ki bu topraklarda müzakere sürecinde halklar dostluğunu, barışı anımsadıysa bundan sonrası içinde yaşasın barış, yaşasın barış, yaşasın barış.”

Hamzaoğlu’nun ardından HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ise “Barış ancak bizim mücadelemizle, direnişimizle, kararlı yürüyüşümüzle mümkündür. Onun için tek adama karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Emekçiler, kadınlar, Kürt halkı, Türk halkı, bu ülkede mağdur olmuş tüm kesimler bu mücadeleyi büyüteceğiz” dedi.

“Bu savaş tecrit ile başladı, tecridin son bulması ile bitecek” diyerek kimseyle görüştürülmeyen PKK lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecride dikkat çeken Temelli, “Savaş her yerde. Savaş işimizi, geleceğimizi çalıyor. Savaş çocuklarımızı çalışıyor. Onun için tecride karşı çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır” diye konuştu.

“Tüm Türkiye halklarını, demokrasi güçlerini bu iktidarın baskı politikalarına karşı çıkmaya çağırıyoruz” diyen Temelli, yerel seçimlerin önemine de vurgu yaptı.




Önceki Haber
AA: Bedelliye başvuru yarım milyona yaklaştı
Sonraki Haber
İş cinayetlerini sormak da yasak: Galatasaray'da 'Vicdan ve Adalet Nöbetine' izin yok