Ana SayfaGüncelHDP’nin yerel seçim stratejisi ‘işbirliği ve dayanışma’

HDP’nin yerel seçim stratejisi ‘işbirliği ve dayanışma’

HABER MERKEZİ – Mart 2019’da yapılması planlanan yerel seçime ilişkin partisinin stratejisini açıklayan HDP Grup Başkanvekili Bilgen, meslek örgütleri, inanç grupları, farklı toplumsal hareketlerle yerel toplantılar yapılacağını ifade ederek, “Biz işbirliğini, dayanışmayı önemsiyoruz. Buna açığız” dedi ve ekledi: “Büyük kentlerde de değişim mümkün.”

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında MHP’nin af yasası teklifi ve yerel seçimlere ilişkin açıklamalarda bulundu.

İlk olarak MHP’nin “şartlı tahliye ve indirim” adıyla Meclis’e sunduğu af teklifine ilişkin konuşan Bilgen, teklifte ‘ikircikli’ bir durum olduğunu belirterek, “Sahte delil üretme ve izinsiz dinleme uygulamalarına maruz kalanlar gazeteci, siyasetçi olduğunda bunu görmezden geleceğiz ama evrak sahteciliği ve başka suçlar olduğunda bununla ilgili çözüm arayacağız. Burada ikircikli bir yaklaşım var” ifadelerini kullandı.

“Bir ülkede tutuklu hükümlü oranı neredeyse bire üç düzeyine ulaşmışsa bu o ülkede adaletin bittiğini gösterir” diyen Bilgen, bunun görmezlikten gelinerek, cezaevlerini bir kereye mahsus boşaltılmasıyla sorunun çözülemeyeceğini de ifade etti.

Bilgen, “Sonra şu soruyla karşı karşıya kalırsınız: Şimdi boşalttığınız koğuşlara kimler yerleşecek. Bu yargının konusu elbette ama haksız yargılamalar, keyfi tutuklamalar devam ediyorsa bugün bir suç kategorisini cezaevinden çıkarırsınız, başka bir suç kategorisi ile o cezaevlerini kısa sürede doldurursunuz” dedi.

‘Çözüm büyük bir yargı reformunda’

“Af çok hassas bir konudur. Elbette toplumda bir beklenti var” diyen Bilgen, söz konusu af konusunu siyasetçilerin ‘başka hesaplarının bir parçası olarak ele alınmasını’ doğru bulmadıklarını söyledi.

Bilgen, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cezaevlerinde on binlerce insan hiçbir şiddet içermeyen toplantı, gösteri, yürüyüşleri, sosyal medya paylaşımları sebebiyle tutuklu. Bunlar belki faydalanacak ama bir dönemin mağduriyet olarak tarif edilebilecek bir durumu olarak görüşlerinden dolayı cezaevinde tutulan on binlerce insan faydalanamayacak. Tüm partiler bu sorunun çözümü konusunda ciddiyse eğer, onları köklü bir çözüm için bir adalet reformu için adım atmaya davet ediyoruz. Bu kangrenleşmiş sorunun çözümü, büyük bir yargı reformu, adalet reformudur.”

HDP’nin yerel seçim stratejisi

Yerel seçimlere dair AKP ve MHP arasındaki ittifak sürecinin başladığı, buna karşılık HDP’nin bir arayışının olup olmadığı ve nasıl bir strateji izleyeceği yönündeki soruya Bilgen, “Çok sayıda belediye seçimle kazanıldığı halde atanmışlarla yönetiliyor. Bu bizim açımızdan yerel seçimle ilgili en ciddi handikap” dedi.

“Biz asla başkasının ittifakları üzerinden polemik yapmayız” diye belirten Ayhan Bilgen, partisinin seçim stratejisini şöyle açıkladı:

“Biz önümüzdeki günlerde meslek örgütleri, inanç grupları, farklı toplumsal hareketlerle yerel toplantılara katılacağız. Halk HDP’yi nerede görmek istiyor bunu birlikte tartışacağız. Sonrasında da merkezi bir toplantı yaparak tutumumuzu netleştireceğiz. Bu, asla işbirliğine kapalı olmak anlamına gelmiyor. Biz işbirliğini, dayanışmayı önemsiyoruz. Buna açığız. Ama elbette ki bunun koşulları ortaya çıkmazsa biz de parti olarak adaylarımızla en güçlü bir biçimde İstanbul’da da Adana’da da, Türkiye’nin her yerinde bu yarışa hazırlanacağız.”

‘Büyük kentlerde de değişim mümkün’

Bilgen, Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük kentlerdeki adaylıklar için CHP ile bir görüşmenin olup olmadığı sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Henüz resmi hiçbir görüşme yok. Elbette bu muhatapların da yaklaşımının netleşmesi ile ilgili. CHP adına yapılan açıklamalar farklı eğilimleri ortaya koyuyor. Biz kendi kendimize bu kararı verecek değiliz. Bizim açımızdan tavır çok net. İstanbul’da da diğer büyük kentlerde de değişim mümkün. Ama değişimin olması için gerekli formüllerin konuşulması gerekiyor. Bu gerçekleşmezse, çekingen tavırlar olursa bu da Türkiye’ye çok şey kaybettirir. 24 Haziran’da hepimizin özeleştiri verdiği bir süreç yaşadık. Bu süreçten ders çıkarmak yerine şimdiden bunun gereğini geliştirme iradesini ortaya koymamız gerekiyor.”