Ana SayfaGüncel‘Ezber bozulmalı, önce kaybettirmeliyiz’

‘Ezber bozulmalı, önce kaybettirmeliyiz’

HABER MERKEZİ – Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, yaklaşan yerel seçimler öncesi muhalefetin önündeki olanaklar ve nasıl bir mücadele hattı izlenmesi gerektiği noktasında Yeni Yaşam’dan Çağdaş Kaplan ve Sadık Topaloğlu’nun sorularını yanıtladı. “İktidar kaybetmeli ve ezber bozulmalı” diyen Hamzaoğlu’na göre seçimlerde kazanmanın yanı sıra kaybettirmek üzerine de yoğunlaşılmalı.


Röportaj: Çağdaş Kaplan & Sadık Topaloğlu


En geniş toplumsal tabanda nasıl bir ortak mücadele örgütleyeceksiniz?

Sözümüzü doğru yerden kurmamız lazım. Vatandaş yaşanmakta olan ekonomik sorunları tam da iktidarın istemiş olduğu gibi ‘dış güçlerin oyunu’ olarak algılamış durumda. Bakın Eylül 2017-2018 arasında dolar bazında devalüasyon yüzde 90 civarında. Bu devalüasyonun yüzde 50’lik bölümü rahip meselesinden önce yaşandı. Bununla ilgili çok çalışmıyoruz. Vatandaşın bir gerekçesi olmalı. ‘Bu iktidar beni aldatıyor ve zarar veriyor’ diyebilmeli. Bunun verileri var ama biz bu verileri kullanma becerisini gösteremiyoruz. Bunu tek başına herhangi bir siyasi öznenin yapmasını beklemiyorum. HDK bileşenleri var, HDP bileşenleri var, bağımsızlar var bir boyutuyla. Bu bileşenlerin dışında beraber yol yürüme potansiyeli olan yapılar var. Bütün bunlar iş üzerinden bir araya gelebilirler. Bu dönem, bir yapı kurulacak dönem değil. Birlikte mücadelenin önünü açacak her türlü faaliyet tam da bu dönemin faaliyeti olacak. Ama somut, tanımlanmış işlere ihtiyaç var. Her bir siyasi özne 2011 seçimlerinden sonra HDK sürecinde nasıl birbirlerine güvendiler de yol yürüdülerse, bu atmosfer şimdi daha güçlü olarak var. O bakımdan sandık kurulma dönemine de gidilirken bunu iyi anlamak lazım.

İtirazı olanların demokratik bir cephede birleşmesinden mi bahsediyorsunuz?

Gönlümden geçen ne derseniz; faşizmle bundan başka bir mücadele yok. Ama herhangi bir tartışma yaratıp da gerekçe olup hiçbir şey yapılmamasındansa birleşik bir mücadeleden bahsediyorum. Bu sistemin sahipleri akıl dışılıkları ile çok açık veriyorlar.İşte bu açıklara manivelayı sokup kaldırmak gerekiyor. İyi gözlerle bakmak, gücü hissederek kararlı bir şekilde yürümek gerekir. Bu dönemde cephe mücadelesine inanıyorum ama bunun bir tartışma vesilesi olmaması için birleşik mücadele diyorum. Buyurun krizle ilgili ne yapacaksak birlikte yapalım.

Birlikte mücadele perspektifi yerel seçim çalışmalarına nasıl uyarlamak gerekiyor?

Bu bağlamda ittifaklar nasıl gelişecek? Tek hedefle. Türkiye’nin her yerinde belediyeleri meclislerden yönetmeye adayız. Güçlü meclislerle. HDP’nin kayyum atanan tüm belediyelerini tekrar geri almak ama önceki dönemden daha farklı olarak ne kadar güçlü yapabiliyorsak tabana en yaygın biçimde meclislerle yapmalıyız. Ne pahasına olursa olsun iktidarın kaybetmesi için varız dememiz lazım. İstanbul’u kaybetmeli, Ankara’yı kaybetmeli. Onlar kaybetmeli. Bu ne demek? Ben Kürt illerinde çok daha belediye ve daha güçlü meclisleri, batıda ise meclisleri hedefliyorum mesajı güçlü şekilde verilmeli. Bizim birinci derdimiz bu iktidarın silinip gitmesi. Onların varlığı halka ve geleceğe rağmen bir varlık. En azından yerel yönetimlerde bu iktidarın sonlandırılması için bir olanak var. 1994 seçimlerinde Ankara’daydım. CHP ve SHP’nin ‘iki güzel’ adayı nedeniyle Melih Gökçek seçilebilmişti. Bir kere geldiler mi nasıl gitmeyeceklerini biliyorlar. Cumhurbaşkanı’nın İstanbul’daki belediye başkanlığını başka türlü açıklayabilir misiniz? Biz belediye meclislerine adayız ama nasıl bir aday istediğimizle ilgili de söyleyeceklerimiz olacak. Ama bu bir pazarlık meselesi değil. Kamuoyunun önünde ‘Biz hırsız olmayan, vatandaşı gören, herkesi kucaklayabilen bir aday istiyoruz’ şeklinde belirli vasıfları sıralayabiliriz. Muhatabımız yönetimler değil halk olmamalı.

Hamzaoğlu olarak şunu söylüyorum: Bu ülkedeki tüm belediye meclislerine talip olalım. Adayın vasfını çok anlaşılır biçimde söyleyelim. Doğruları kendi adına çıkarsız olarak söylemek toplumda karşılığını bulacaktır. Matematik hesaplarından çok sinerjiye bakalım. 1+1=2 yaparsa biz kaybederiz. 1+1=5’e oynamamız lazım. Bu enerjiyi çıkartabilmeliyiz. Bu potansiyel var yeter ki bunu kinetiğe dönüştürelim. Buna aklımız da var. İktidar kaybetmeli ve ezber bozulmalı. Kazanalım demiyorum sadece, kaybettirmek diyorum. Bu dönemi değiştirmenin, alt üst etmenin, yeniden halkların iktidarına oynayabilmenin yolu budur. Önce iktidar kaybedecek. Oyunu biz kurmalıyız, muhalefet kurmalı.


Yeni Yaşam’da yayımlanan röportajın tamamını BURADAN okuyabilirsiniz.
Previous post
‘Bosna’da asılan bir haydut…’
Next post
Zehra Demir'i tehdit ederek, intiharına sebep olan erkek 6 gün sonra tahliye edildi