Ana SayfaManşetRahibelikten gerillalığa uzanan mücadelenin adı: Ani Pachen

Rahibelikten gerillalığa uzanan mücadelenin adı: Ani Pachen

HABER MERKEZİ – Rahibelikten, işgal edilmiş topraklarını özgürleştirmek için gerilla olmaya uzanan yol onunki. Tarihten Kadın Portreleri’nde bu hafta Tibet’in cesur rahibesi Ani Pachen var.

“Tamamen şefkatli olmak istiyorum ama hayatımın yarısını hapishanede geçirdim ve hala öfkem var”

Hayatı bağımsızlığa karşı mücadele etmekle geçecek olan Ani Pachen, 1933 yılında Tibet’in doğusundaki Kham’da, Gonjo’nun Pachen Dolma bölgesinde dünyaya gelir.

Lemdha kabilesinin tek çocuğu olan Ani, genç yaşlarında ruhani dünyaya, dine ilgi duymaya başlar. Ve 17 yaşındayken başka bir kabile reisinin oğluyla isteği dışında evlendirileceğini duyunca kaçarak bir manastıra sığınır. At üstünde tam üç hafta süren yolculuktan sonra ulaştığı bu Budist Manastırı’nda rahibe olmaya karar verir.

Ani’nin babası, kızını geri getirmek için bir süre uğraşır ancak Ani verdiği karardan son derece emindir, geri dönüp istemediği biriyle evlenmez. Babasını 1958 yılında kaybedene dek 8 yıl boyunca manastırda kalır.

Ani, babasını kaybetmesinin ardından Tibet’in Çin tarafından işgali sırasında kabilesine öncülük etmek üzere geri döner. Ve 600’den fazla atlı savaşçıyı da bir araya getirerek gerilla mücadelesini yönlendirir. İşgale karşı verilen silahlı direnişin liderliğini üstlenir.

Gerilla savaşında

Nam-ı diğer ‘Büyük Cesaret rahibesi Ani Pachen’, küçükken babasından öğrendiği silah kullanma ve at binme bilgilerini pratiğe kavuşturur.

Bu savaş Ani’nin inandığı Budist öğretilerinin tam tersi bir pratik gerektirir esasen. Lakin Ani, tabir-i caizse sevginin bir çözüme kavuşturamadığı durumla yüz yüze gelmiş ve tek çare olan mücadeleyi seçmiştir. Bu ikilemden çıkışını da şöyle özetler: “Böyle bir durumla karşı karşıya kaldım ve doğru olanı yaptım.”

Ani sadece işgalcilere karşı değil, kendi mücadele arkadaşlarına karşı da bir kavga verir. Grup içindeki tek kadın lider kendisidir ve bu diğerleri tarafından çoğu zaman güvensizlikle karşılanır.

Ani, kadın oluşu sebebiyle Çinlilerin de kendisini yeterince ciddiye almadığını belirterek şunu söyler: “Çinliler bir kadın olduğum için halkımın silahlarını teslim edeceğimi düşünüyorlardı. Bu bir hakarettir.”

Birkaç ay boyunca başarılı bir savaşa öncülük eden Ani, 1959’un sonlarında Çin’in Tibet’i işgal etmesiyle yakalanarak tutuklanır.

21 yıl süren tutsaklık ve işkence

25 yaşındayken tutuklanan Ani, 21 yıl boyunca cezaevinde işkence altında kalır. Sürekli olarak fiziksel şiddete maruz bırakılan, insanlık dışı koşullarda yaşamak zorunda kalan Ani, bir hafta boyunca bileklerinden asılı halde işkence görür. Ardındansa tam bir yıl boyunca ayaklarından zincirlenmiş halde tutulur. Dokuz ay da karanlık bir hücrede tutulan Ani, 1970’de diğer Tibetlilerin de tutulduğu başkent Lhasa’daki Drapchi hapishanesine nakledilir. Bu cezaevinin insanlık dışı koşulları nedeniyle pek çok tutsak, açlıktan ölür.

Ani 1981’in Ocak ayında serbest bırakıldığında içerideyken yaşadıklarını şöyle anlatır:

“Hapishaneden çıktığımda ailemden hayatta kalan kimse yoktu. Hapishanede beni bir yıl boyunca taciz ettiler. Beni yerde bir deliğe soktular ve kendi dışkımda yaşamaya zorladılar. Diğer tüm mahkumlar da aynı şekilde acı çekti.”

Tutsakken Drepung, Sera ve Ganden manastırları yakıldığında yükselen dumanlara tanıklık eden Ani, çıktığında buradaki rahiplerin yönlendirdiği insan hakları ve Çin’in Tibet’i terk etmesi için düzenlenen büyük gösteriler de yer alır.

Yaşam boyu Tibetliler için mücadele eden Ani, sürekli yok olmaya yüz tutan kültürüne dikkat çeker:

“Burada pek çok insan, hayvanların içinde bulunduğu tehlikeli koşullarla ilgileniyor. Bu iyi bir şey; fakat ben, bütün bir kültürün karşı karşıya olduğu hayati tehlikeler hakkında konuşuyorum. Tibet kültürü, tükenmenin eşiğindedir.”

Fotoğraf: AFP

Dalay Lama ile buluşma

Mücadelesine devam ederken tekrar tutuklanacağını öğrenen Ani, Nepal sınırına kaçar. Ardındansa fikirlerine inandığı Dalay Lama’nın da sürgün olarak yaşadığı Hindistan’ın Dharamasala kentine varır.

Dalay Lama ile bir araya gelen Ani, sonunda yıllardır kurduğu hayaline kavuşmuştur.

Uzun yıllar maruz bırakıldığı işkenceler nedeniyle sağlık sorunlarıyla boğuşan Ani, yine de dünyanın dört bir yanına giderek halkının yaşadıklarını anlatır. Bunu kendine misyon edinen Ani, “Görevim, dünyaya Tibet’te olup bitenleri anlatmak” der.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Fransa, İtalya ve İsviçre’ye giderek konferanslar düzenler, Tibet’te yaşananları anlatır, halkı için destek çağrısı yapar.

Kendisine ve çok sayıda Tibetliye yaşatılan acılara hem özgürlük hem de içinde Budist inancı sayesinde dayanır Ani.

“Yaşam sürekli değildir” cümlesini yineleyen Ani kalıcılığa ise şöyle işaret eder:

“Gökyüzündeki yıldırım gibi, çimlerin üzerinde çiy damlaları gibi. Sevdiklerimiz ve zenginliklerimiz sadece kısa bir süredir. Tek değişmeyen gerçekler, Buda’nın öğretileridir.”

Yaşamı oradan oraya koşturup mücadele etmekle geçen Ani, hapishane koşullarından kaynaklanan kalp sorunları nedeniyle 2002 yılında yaşamını yitirdi.


Bu portrede, Queen Of The Neighborhood Kolektifi’nin hazırladığı ve Zeynep Bursa’nın Türkçeleştirdiği “Devrimci Kadınlar” kitabı ile  Gayle Hanson tarafından Ani’yle yapılan ve lionsroar.com’da yayımlanan söyleşiden yararanılmıştır.