Ana SayfaYazarlarAkın Olgun65’inci gün – Akın Olgun

65’inci gün – Akın Olgun


Akın Olgun


İnsanın kendisini açlığa yatırarak, sessizliğe mahkûm edilen tüm itirazları özgürlüğe taşımaya çalışmasına, bu ülke çok tanıklık etti.

Hepsi acı ama dirençli tanıklıklardır.

Beton duvarlara sinen açlığın kokusu, ranzalara, yatağa, çarşafa, battaniyeye ve insana yapışır.

Açlığın kokusu bulaşıcıdır.

Her insanı, her vicdanı kendi içinde yeniden doğurur.

“Olmamalı, ölmemeli, yaşamalı” diye içinizden tekrar ettiğiniz her söz, yine kendinizi bulur ve hakikatin iradesi boğazınızda düğümlenir.

Her geçen dakika, saat, gün, eriyen bir bedende yavaşlar ve ses, koku, ışık vücudunuza batan dikenlere dönüşür.

Etiniz kemiğinize tutunmak için direnir, kemiğiniz etinizin canını yaktığı, kalbinizin atışları çarpıntıya dönüştüğü, ayaklarınız taşımakta, elleriniz kaldırmakta zorlandığı için utanır.

Utanması, açlığın çektiktirdiklerinden değil, “arkadaşlarıma yük oluyorum” mahcubiyetindendir.

Leyla Güven, bedenine yatırdığı açlığı ile hepimizi içine doğru çeken karanlığın karşısına dikiliyor. Ne derseniz deyin, ne söylerseniz söyleyin, tüm halkın üzerine bir karabasan gibi çökmüş bu iktidara güçlü bir itirazda bulunuyor.

Kürdün yaptığı, tutunduğu, savunduğu ve korumaya çalıştığı her şeye ama her şeye “ama efendim” diye başlayan ve bitmek tükenmek bilmeyen bahaneler içinde, sessizliği ve sessizliğini örgütleyen o hal, tavırlar, nasıl da sarkıyor her yerden?

O hal ve tavırlarda kaç acısı sallandırıldı Kürdün, kaçı yerlerde sürüklendi, kaçı boğazlandı, kaçı kurda, çakala yem edildi?

Hiç mi kılı kıpırdamaz insanın, hiç mi vicdanı çatlamaz, hiç mi yaralamaz, hiç mi, hiç mi dokunmaz?

Kürdü sadece “Amerikancılık” ile konuşan, Kürdü sadece her seçim öncesi “iktidar ile anlaştılar” muhabbetinde diline dolayan ve her fırsatta “Gezi’de de yoktular” diyerek şovenizmini kuşanan bu ortaklık, devletin ve iktidarın HDP’yi yok etme stratejisinin akışında, aynı nefret nehrine nasıl da dökülüyor ve coşuyor.

Ve Bertolt Brecht’in tarihe emanet ettiği sözleri, tüm bu yaşananlara, ikiyüzlülüklere, riyakârlığa nasıl da cevap oluyor.

“Kimileriniz hala tarihe olduğu gibi baksa da

Hatırlatılması çoğunuzun gitmez hoşuna.

Öyleyse, bayanlar baylar, tam da şöyle bakmalı

Hastalığın teşhisi doğru konulmalı,

Olmaz öyle ama çok heceli bir laf salatasıyla

Söylenmeli boka bok diyen dümdüz bir tavırla.”

Evet, belki de yapamadığımız bu.

İdare etmekten, denge kollamaktan, korkularımızı, kaygılarımızı bir başkasının cesaretinde aklamaktan kurtulmalı ve dümdüz söylemeliyiz.

Hapsedilmenizi, yasaklanmanızı, cezaevlerine doldurulmanızı, hakkınızda hüküm verilmesini, öldürülmenizi, katledilmenizi “normal” kabulüne sokan ve hiç yokmuşsunuz, hiç olmamışsınız gibi yapabilmeleri, belki de dümdüz söyleyemeyişimizin bir statükoya dönüşmüş olmasındandır. Nerede kelimelerin belini büktüysek, nerede sözlerimizi eksilttiysek, nerede cümlelerimizi yutkunduysak, belki dönüp oraya bakmalıyız.

Bu kıyam, bunca zulüm bizden bağımsız büyüyemez çünkü.

İktidar için Leyla Güven diye birisi yok.

Ana muhalefet için gündem dışı bir ayrıntı.

Sol muhalefetin bir kısmı için “aman yan yana görünmeyelim de ne olursa olsun” meselesi.

Üstüne birkaç kelimelik duyarlılık belirtilemeyecek kadar lüzumsuz, bir çift onurlu söz kurulmayı hak etmeyecek kadar değersiz bulanlarla buluşunca inkar, iktidarın çalan ziline kulak kabartıp, “devletin bekası” sınıflarına doğru başlıyor koşuşturmalar.

Kürdü inkâr etmenin, ne çok yolu varmış meğer.

65 gündür bir bedende açlık. Yani açlık bir bedende 65 gündür.

Üzerine kurulan dolambaçlı cümleler, açıklamalar, kınamalı genel geçer sözler kurtarmayacak hiçbirimizi.

Çünkü açlık, söyleyeceğini dümdüz söyler.

Ve,

Elbette içeridekiler, dışarıdaki sessizliğin yükünü taşır hep.

Eğer bir beden açlığa yatıyorsa, yıllara varan cezalar kesiliyorsa ömürlerine, sesleri bir hücrenin avlusuna sıkıştırılıyorsa ve dışarıdan içeriye ulaşamıyorsa ses, “bir şey yapmalı” diyen duygu ilk önce içeride yankılanır ve sözü dümdüz söylemenin adabı öne çıkar.

65 gündür Leyla Güven dümdüz söylüyor herkesin yüzüne.

Daha ağırı ne olabilir?


İrlanda’dan Filistin’e: Güven’in açlık grevi eylemine dünyadaki siyasetçilerden destek

HDP’den Leyla Güven’in sağlık durumuna ilişkin açıklama




Önceki Haber
Haruki Murakami’nin öyküsünden uyarlanan “Beoning” vizyonda
Sonraki Haber
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin İstanbul adayı İmamoğlu ile görüştü