Ana SayfaGüncelAladağ Katliamı Davası: “Sanıklar ‘olası kasıtla’ öldürmekten yargılansın”

Aladağ Katliamı Davası: “Sanıklar ‘olası kasıtla’ öldürmekten yargılansın”

HABER MERKEZİ – Aladağ’da 11’i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirdiği, 24 kişinin de yaralandığı yurt yangınıyla ilgili açılan davanın 8. duruşmasında konuşan avukat Can Atalay, “Çocukların menfaatini gözetmesi gereken sanıkların ‘olası kasıtla’ öldürmeden yargılanması gerekiyor” dedi.

Adana’nın Aladağ ilçesinde 29 Kasım 2016 tarihinde Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu’nda çıkan yangında 11’i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirmesi ve 24 öğrencinin yaralanmasına ilişkin açılan davanın 8’nci duruşması Kozan Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Kozan Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz 18 sanık ve avukatları ile katliamda çocuklarını kaybeden aileler, Adana Barosu ve Sosyal Haklar Derneği’ne (SHD) bağlı avukatlar katıldı.

Duruşmada SHD ve Adana Barosu avukatları, yargılamanın “taksirle öldürme” iddiasıyla değil “olası kasıtla öldürme” şeklinde yapılmasını istedi.

Dosyaya dair yayın yasağının getirilmesini isteyen eski İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Aktaş’ın avukatı müvekkilinin hukuki olarak olaydan sorumlu olmadığını savundu.

Evrensel’den Volkan Pekal’ın haberine göre sanık avukatları yangındaki asli kusurun TEDAŞ olduğunu öne sürdü.

Bunun üzerine söz alan müşteki ailelerden Yunus Demircioğlu, Mehmet Aktaş hakkında şikayetleri olduğunu belirterek adaletin yerini bulmasını istedi.

‘Yurt ruhsatlı değildi’

Duruşmalar boyunca gelen bilirkişi raporlarını değerlendiren Aladağlı ailelerin avukatlarından Can Atalay, Ağustos ayında hazırlanan kusur derecelendirmesi yapan rapora dayanarak sanıklar hakkında tahliye kararı verildiğini hatırlattı.

Atalay, bilirkişi Ulvi Avcıata’nın raporunun Ağustos ayında hazırlanan rapora göre daha detaylı olduğunu belirterek, mahkemenin bu raporu değerlendirmeden bir karara varmayacağını ifade etti.

Raporda bilirkişinin, dosyaya giren yurt ruhsatının başka bir yurda ait olduğunu tespit ettiğini dile getiren Atalay, şunları söyledi:

“Bunu davanın başından beri delil karartmak dışında bir şey yapmayan Aladağ Belediyesi’nin Adana 3’üncü İdare Mahkemesine verdiği ifadede söylüyor. Aladağ Belediye Başkanlığının 11.12.2018 günlü yazısıyla yangının meydana geldiği yurdun herhangi bir suretle ruhsatlı olmadığı bildirilmiştir.”

‘Yeni bilirkişi raporu alınmalı’

Yurt yönetiminin İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğine vurgu yapan Atalay, “Gerekli tedbirleri almamışlar. 70’lerde yapılan yurdun kaloriferle ısıtılması beklenirken binanın ısınması elektrik aksamına yüklenmiştir. Elektrik projesi yok. Kaçak akım rolesi yok” dedi.

Yeni bilirkişi raporu alınmasını talep eden Atalay, “Bu dosya Ağustos raporu ile hükme gidemez. Bu kadar ağır bir olayda delil gizleyen sanıkların durumu takdirinizdir” diye konuştu.

Atalay binada yangın söndürme malzemeleri de olmadığını kaydetti ve şöyle devam etti: “Çocukların menfaatini gözetmesi gereken sanıkların olası kasıtla öldürmeden, bu madde olmuyorsa ihmali davranışla öldürmeden ceza alması gerekiyor.”

Sanık avukatları ise savunmalarında “Yurt açmak için belediyenin yetki ve tasarrufu yok. Ortada kaçak yurt yoktur. Milli Eğitim’den gelen yazılar bunu gösterir. Binanın 3’üncü katı yoktur. Kalorifer tesisatı olan birkaç binadan birisi. Dağıtım şirketi sorumludur” ifadelerini kullandı.

Mahkeme duruşmayı 30 Nisan 2019 tarihine erteledi.

Previous post
Hayat ve efsane – Elend Aydın
Next post
HRW'nin raporunda Türkiye “otokrasi” başlığı altında