Ana SayfaGüncelAçlık grevleri sürüyor: “Talep net, muhatap devlet”

Açlık grevleri sürüyor: “Talep net, muhatap devlet”

HABER MERKEZİ – Leyla Güven’in açlık grevi eylemi bugün 119’uncu gününde. 331 tutuklu ve hükümlünün açlık grevi de 81’inci gününde. Eylemdeki tutuklulardan biri de Kırıkkale Cezaevi’ndeki Davut Önder; Güven’le aynı talebi dillendiriyor, yani Abdullah Öcalan’a dönük tecridin sonlandırılmasını.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven bugün tam 119 gündür açlık grevinde.

Güven’le beraber cezaevleri ve yurt dışında başlatılan eylemler de devam ediyor. 331 tutuklu ve hükümlünün açlık grevi 81’inci gününde.

Hükümetin şimdiye kadar adım atmaması nedeniyle PKK’li ve PAJK’lı tutuklular, 1 Mart itibarıyla tüm cezaevlerinde eyleme dahil oldu.

Cezaevinde eylemde olan isimlerden biri de Davut Önder.

Mardin’in Savur ilçesinden olan ve 1989 yılında Mersin’de dünyaya gelen, 2009 yılının Aralık ayında tutuklanarak 24 buçuk yıl ceza alan Önder, tutuklu bulunduğu Kırıkkale Cezaevi’nde, 71 gündür açlık grevinde.

Sürdürdüğü eyleme dair Mezopotamya Ajansı’na bir mektup yazan Önder de Güven’le aynı talebi dillendiriyor.

PKK lideri Abdullah Öcalan’a dönük tecride dikkat çeken Önder, “Tecridin kendisi zaten ağır bir işkence ve insanlık suçudur. Bütün evrensel hukuk,  insan hakları ve yasa ve normlarının yanında Türkiye Anayasası dahi bunu böyle tanımlıyor kabul ediyor” diyor.

Ona göre “Öcalan’a uygulanan tecrit ile topluma karşı tırmandırılan her türlü savaş” birbiriyle ilişkili.

“Boşuna merminin fiyatı sorulmuyor ve bizim itirazımız bunadır” diyor Önder.

“Talep net, muhatap devlet. Bu nedenle belli başlı bazı çevre ve odakların iyi niyetle de olsa eylemin sonlandırılmasına dair çağrılar yapmasının anlamı da önemi de yok. Eylemin nedeni, uygulanan tecrit ile birlikte topluma dayatılan sınırsız faşizmdir. Bu savaş politikaları sürdüğü müddetçe, yaşanabilecek olumsuzlukların tek sorumlusu da AKP devletidir.”

Sağlık kontrolleri yapılmıyor

71 gündür eylemde olan Önder, kilo kaybı yaşamış ve tansiyonu genelde düşük seyrediyor. Ama o bunların eylemin ‘doğal sonucu’ olduğunu söylüyor.

“Buna bir itirazım yok, fakat talepte bulunmama rağmen ilk 35 gün B vitamini ilacı verilmedi. Bizzat kurum hekimi tarafından bir kontrole tabi tutulmuş değiliz. Sağlık memurları tarafından belli aralıklarla kilo ve tansiyon ölçümü yapılsa da gereken hassasiyet gösterilmiyor.

“Örneğin sağlık kontrolleri ve sayımın o an bulunduğumuz yerde yapılması için kurum hekiminden rapor talep ettik fakat  ‘beni ilgilendirmez kurum müdürü ile halledin’ denildi. Kurum müdürü ise raporu şart koşuyor. Böyle olunca mevcut kontrolleri de artık yaptıramaz olduk.”

“Tek imkanımız olan bedenlerimizi ortaya koyduk ve bundan şeref duyuyoruz” diyen Önder, ‘harekete geçme’ çağrısı yapıyor.

Açlık grevcileri ne talep ediyor?

Güven, cezaevlerindeki tutuklular ve dünyanın farklı yerlerindeki eylemciler Abdullah Öcalan’a dönük tecridin kaldırılmasını talep ediyor.

27 Temmuz 2011’den bu yana avukatları, 11 Eylül 2016’dan beri de ailesiyle ne yüz yüze ne de telefon yoluyla görüştürülen Öcalan’ı, 12 Ocak’ta kardeşi Mehmet Öcalan’ın ziyaret ettiği bildirilmişti.

Görüşme açlık grevleri sürerken gerçekleşmişti. Ancak tahliye edilen Güven ve diğer tutuklular “tecrit kaldırılsın” talebi ile başlattıkları eylemi “tecrit durumunun sürdüğü” gerekçesiyle devam ettiriyor.

Açlık grevcileri Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile düzenli görüşmesini talep ediyor.