Ana SayfaManşet‘Cinsiyet eşitsizliği çocukların oyun çağında başlıyor’

‘Cinsiyet eşitsizliği çocukların oyun çağında başlıyor’

HABER MERKEZİ – Araştırmalara göre toplumsal cinsiyet eşitsizliği ilk olarak çocukların oyun çağında başlıyor. Bu durumun yaşam boyu sorunlar yaratacağını kaydeden araştırmacılar, “Bebek beyinlerinde cinsiyete dayalı çok az fark var, ancak beş yaşına geldiklerinde, çocuklar cinsiyet dedektiflerine dönüşüyor” diyor.

LEGO firmasının direktörü Emma Perkins, “Çocuklar oyun oynarken öğreniyorlar,” diyor. Oyun yoluyla öğrenmenin pek çok faydası var: Oyun çocuklara esneklik kazandırıyor, sosyal becerilerini geliştiriyor ve yaratıcılıklarını teşvik ediyor. Öte yandan oyun çağı, çocukların toplumsal cinsiyet rollerine dair fikirlerin de şekillendiği bir dönem.

Çocuklar iki ya da üç yaşına geldiğinde temel cinsiyet normlarını kavramaya başlıyorlar. Ebeveynleri, öğretmenleri ve akranları bilinçli ya da bilinçsiz olarak, çocukları cinsiyetlerine göre sınırlı bir dizi seçeneğe zorluyor. Ne yazık ki, bu sadece renk seçimini değil, aynı zamanda kimliğimizi şekillendiren rollerin seçimini de kapsıyor.

Genel olarak, erkekler cesur ve maceracı olmaya teşvik edilirken, kızlar sık sık başarılarından ziyade “düzenli” oldukları için övülüyor. Erkek çocuklar diğer erkekleri kahramanca rollerde görürken, kız çocuklarının payına düşen ise evlenmeyi bekleyen prensesler. Mattel’in kısa süre önce piyasaya sürdüğü “STEM Barbie” oyuncağı bile farklı bir tablo sunmuyor çocuklara (STEM bütünleşik bir yapı içerisinde fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına ağırlık veren eğitim modelidir). Keza, bu Barbie’nin mühendislik anlayışı, ayakkabı ve giysi rafları kurma becerisinden öteye geçmiyor.

Fawcett Society’nin CEO’su Sam Smethers, “Bu kız çocukların potansiyelini büyük ölçüde sınırlandırıyor ve yaşam boyu sürecek sonuçlar doğuruyor,” diyor. Smethers’a göre, iş dünyasında kadın lider oranının düşük olmasının bir nedeni de bu.

Kidzania tarafından 2016 yılında yapılan araştırmaya göre, çocukların kariyer seçimlerindeki cinsiyetçi kalıpları dört yaşından itibaren gözlemlemek mümkün. Aynı yıl yayımlanan Deloitte raporu da, erkek çocuklarının kız çocuklarına oranla yüzde 40 daha fazla bilim, teknoloji ve mühendislik alanlarına ilgi duyduğunu ortaya koyuyor.

Aston Üniversitesi’nde nörobilim profesörü Gina Rippon’a göre bu kesinlikle biyolojik farkın bir ifadesi değil: “Bebek beyinlerinde cinsiyete dayalı çok az fark var, ancak beş yaşına geldiklerinde, çocuklar cinsiyet dedektiflerine dönüşüyor.” Toplumdaki önyargıları içselleştiren çocuklar zihinlerinde oluşturdukları ayrımlara göre, cinsiyetçi normları denetliyor, ve bu normlara uygun olmayanları dışlamaya başlıyor.

“Beynimizde olup bitenler, kendi dünyamızda neler olup bittiğini yansıtıyor,” diyor Rippon. Ve çok erken yaşta çocuklar arasında performans farkları ortaya çıkmaya başlıyor. Rippon’a göre, erkek çocukların mekansal farkındalıkla ilgili testlerde daha iyi performans göstermesi hiç şaşırtıcı değil. Çünkü erkek çocukları legolarla yapılar inşa etmeye teşvik edildiğinde, doğal olarak teknik becerileri ve mekansal farkındalıkları kız çocuklarına kıyasla daha hızlı gelişiyor.

Bununla birlikte, cinsiyetçi roller her zaman erkek çocukların yararına işlemiyor. Onlara – çoğu zaman oyun yoluyla – zayıflığın ve kırılganlığın bastırılması öğretildiğinde, hayatlarının geri kalanında asla çıkartamayacakları bir deli gömleği giymeye zorlanıyorlar aslında.

Bu normların erken yaşta oluşmaması için birçok farklı yöntem izlenebilir.

Reklam Standartları Kurumu (ASA) CEO’su Guy Parker, reklamların çocukları etkilemesi muhtemel olan cinsiyetçi kalıpları içermemesini sağlayacak yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu ifade ediyor.

Örneğin bu yıl Londra’da okulları cinsiyet ayrımcılığına son vermeye teşvik etmek için “Cinsiyet Eylemi Ödülü” uygulaması başlatıldı. Proje, eşitlikçi olmayan cinsiyet normlarıyla mücadele eden okulların resmi olarak tanınmasını amaçlıyor.

Genellikle görünmez olan ancak topluma kök salmış cinsiyetçi normları değiştirmenin ahlaki bir sorumluluk olarak görülmesi gerektiğini söyleyen Sam Smethers’a göre, cinsiyet kalıpları, dizel otomobiller ve tek kullanımlık plastikler kadar kabul edilemez olmalı.


Kaynak: Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu