Ana SayfaGüncelDemirtaş: Bir savcı barış gelme ihtimalini siyasetçiler tartışıyorsa niye rahatsız olur?

Demirtaş: Bir savcı barış gelme ihtimalini siyasetçiler tartışıyorsa niye rahatsız olur?

HABER MERKEZİ – HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı davanın duruşması ikinci gününde sürüyor. Müzakerelerin sürdüğü dönemde beyan ettiği siyasi görüş ve düşüncelerin ‘suç unsuru’ olarak değerlendirildiğini belirten Demirtaş, “Ülkesine barış gelme ihtimalini siyasetçiler tartışıyorsa, konuşuyorsa, bir savcı bundan niye rahatsız olur?” dedi. Demirtaş’ın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme, bir sonraki duruşmayı 18-19 Haziran’a erteledi.

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutuklu yargılandığı davanın duruşması, Sincan Cezaevi Kampüsü’nde bulunan Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu’nda ikinci gün sonunda tamamlandı.

Demirtaş bugünkü duruşmaya da tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

Savunmasına devam eden Demirtaş, “2010-2011’de çok sayıda parti üyemiz AKP-Cemaat ortaklığıyla tutuklanmıştı. Onlara sahip çıkma faaliyetlerimiz nedeniyle, aynı Cemaat savcıları tarafından biz de terör örgütü üyesi olarak suçlandık ve 9 yıl sonra bu defa da ben yargılanıyorum” dedi.

“Bir savcı müzakere döneminden niye rahatsız olur?”

Savunmasına, “suçu ve suçluyu övme” iddiasıyla hakkında hazırlanan 13 nolu fezlekeye ilişkin beyanlarıyla devam eden Demirtaş, “2010-2011’de çok sayıda parti üyemiz AKP-Cemaat ortaklığıyla tutuklanmıştı. Onlara sahip çıkma faaliyetlerimiz nedeniyle, aynı Cemaat savcıları tarafından biz de terör örgütü üyesi olarak suçlandık ve 9 yıl sonra bu defa da ben yargılanıyorum” dedi.

Fezlekeyi “yargının görevi kötüye kullanması” olarak değerlendiren Demirtaş, müzakerelerin yürütüldüğü döneme atıfta bulunarak, “Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları, Kürt’üyle Türk’üyle, muhalefetiyle birbirimize güvenerek yürütmeye çalıştığımız bir süreçti. Bir savcı bundan niye rahatsız olur?” diye konuştu.

Demirtaş, “Öcalan’la hiçbir görüşme gerçekleştirilmiyordu. Biz de Newroz’da, fırsat bulduğumuz her yerde bu konunun altını çiziyorduk. Dediğim gibi kimler rahatsızdı? Fezleke hazırlayan savcı kim, cemaatçiydi. Kimin adına hareket etmişti?” dedi ve ekledi: 

“Öcalan’ın adını ağzına aldı diye tutuklayın, sokakta dövün, milletvekili ise fezleke hazırlayın, gazeteci olursa linç edin, işsiz bırakın diyenler; aslında Öcalan’la görüşülmesini engellemeye çalışanlardır. Rahatsızlardır. Niye? Çünkü Oslo ve sonradan başlayan İmralı süreçleri bu güçlerin kontrolünde değildi. Ülkesine barış gelme ihtimalini siyasetçiler tartışıyorsa, konuşuyorsa, bir savcı bundan niye rahatsız olur?  Savcıyı orada acilen ilgilendiren vatana ihanet suçu mu var? Yok. Bu bir politik mevzudur.”

‘Savcılar karar veremez’

Demirtaş ayrıca ‘görüşmeleri engelleyebilmek için sulh ceza hakimlerinin yasa dışı bir şekilde dinleme kararları aldıklarını, emniyet içindeki güçlerin herkesi dinlediğini ve ifşa ettiğini’ söyledi, amacın kamuoyunda tepki yaratmak ve muhalefeti baskılamak olduğunu belirtti.

“En nihayetinde bu tür çözüm süreçlerini yürütemez kılmaktır. Dediğim gibi ‘7 aydır İmralı’da bir halkın önderliğine uyguladığınız işkenceyi asla kabul etmediğimizi demek için o gün meydanlarda olacağız’ sözünü söylediğimde evet 7 aydır İmralı’da Öcalan’la görüşülmüyordu. Önce bir buçuk yıl kesintisiz resmi bir görüşme trafiği sürüyordu. 

Oslo görüşmeleri. O dönemde biz görüşme trafiğinin içinde yoktuk, dışarıda takip ediyorduk ama bu devlet bir buçuk yıl Oslo’da PKK’nin üst düzey yetkilileri ile İmralı’da da yine devletin üst düzey yetkilileriyle görüşmeler sürdürdü. Sonuç alınamadı, kesintiye uğradı işte bu tür girişimler. Fakat hukuken yasal olarak bunun yaptığı doğru mudur? Sen bir milletvekilini kendi görüşünü açıkladı diye nasıl bu kadar rahat cezalandırılmasını isteyebilirsin? Kesinlikle suç unsuru da oluşturmayan cümlelerdir. Benim siyasi görüşlerimdir, düşüncelerimdir. Kime sayın deyip, demeyeceğimi savcılar karar veremez.” 

Kılıçdaroğlu’na saldırı: ‘El öpenlere işlem yapılacak mı?’

Öte yandan Demirtaş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na dönük saldırıyı hatırlatarak, “Bugün görevde olan savcı Kılıçdaroğlu’na yumruk atanın elinin öpülerek videosunu, fotoğrafını çekilmesini, yumruk atan elin ‘gurur duyuyoruz, onur duyuyoruz ülkenin milli kararlılığıdır’ diyerek televizyonlarda gazetelerde yayılması hakkında bir işlem yapacaklar mı?” dedi.

‘Yargı iç tutarlılığı korumak zorunda’

Verilen aranın ardından savunmasına devam eden Demirtaş, “Beni, ‘Sayın Öcalan dedi, Kürt halk önderi dedi’ diye, onunla görüşülsün dedim diye yargılıyorsunuz ama aynı devletin İçişleri Bakanlığına bağlı Sahil Güvenlik Birimleri partimin heyetini Marmara Adasındaki İmralı’ya götürdü. Sahil Güvenlik özel botuyla götürdü. Bunların sekizinde bizzat ben vardım. En az 30 defa Kandil’de PKK üst düzey yönetimiyle görüşmeye gittik. Hepsi de, tamamı da hükümetin bilgisi, desteği ve onayıyla gerçekleşti” dedi.

Öte yandan Demirtaş, HDP’li eski vekiller İdris Baluken’e 19 yıl hapis cezası verildiğini, Sırrı Süreyya Önder’in Kandıra Cezaevi’nde tutulduğunu ve HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan hakkında 100’den fazla soruşturma ve davanın olduğunu belirterek, “Bazı çalışmalar vardır ki saygıdır, onurludur, mahremiyeti de o denli ağırdır sorumluluğu. Bizimle birlikte mezara gider. Bizim amacımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne hatta AKP’ye zarar vermek olsa sırf bundan dolayı, ilkesiz, onursuz davranabilir bir sürü sırrı ifşa edebilirdik. Bunlar devlet sırrı falan değil” diye konuştu.

Demirtaş savunmasına, Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmayan zulüm yok. Ama en nihayetinde devlet son noktaya geldiğinde kendi iç tutarlılığını korumak zorundadır. Bugünkü yargı bu iç tutarlılığı ortadan kaldıran bir tavır sergiliyor. Bunların sonuçlarını daha göremedik. Önümüzdeki günlerde göreceğiz. İtibarın sarsılmasının etkilerini göreceğiz” sözleriyle devam etti ve ekledi:

“Biz terörist değiliz. Eminim, vicdanı olan herkes bunu anlamaya çalışıyordur. Kim barış için, akan kanının durması için, yangının sönmesi için bir damla su taşıyabiliyorsa tutumu saygındır. Öcalan da barışa sunduğu katkılar nedeniyle saygın bir iş yapmıştır. Umarım fırsatı olur daha fazla da yapar.”

Demirtaş’ın tutukluğuna devam kararı

Demirtaş’ın beyanlarının sonrasında avukatlarının savunmasına geçildi.

Ardından mahkeme heyeti, Demirtaş’ın tutukluğuna devam kararı verdi.

Bir sonraki duruşma 18 ve 19 Haziran tarihlerinde yapılacak.


Demirtaş’ın yaptığı savunmanın birinci ve ikinci kısımlarının tamamına buradan ulaşabilirsiniz: I ve II

Demirtaş’tan çağrı: Açlık grevlerine duyarlı olunmalı


Dava hakkında

Selahattin Demirtaş, “Örgüt kurma ve yönetme”, “Örgüt propagandası” ve “Suç ve suçluyu övme” iddialarıyla hakkında 142 yıla varan hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

Demirtaş’ın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davası, daha önce kendisi hakkında hazırlanan ve dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM’ye gönderilen 31 fezlekenin toplamından oluşuyor.

Diyarbakır’da açılan dava, “güvenlik” gerekçesiyle Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ne alınmıştı.


Mezopotamya Ajansı’ndan derlenmiştir.