Ana SayfaYazarlarAbdulmelik Ş. BekirDersim seçimleri ve HDP’nin düşünmesi gerekenler – Abdulmelik Ş. Bekir

Dersim seçimleri ve HDP’nin düşünmesi gerekenler – Abdulmelik Ş. Bekir

Dersim’de açığa çıkan sonuç çok yönlü, çok boyutlu, çok aktörlü ve tarihsel arka planı olan bir politikanın zuhur etmesidir.


Abdulmelik Ş. Bekir


Dersim bu seçimlerin en fazla tartışılan kentlerinden biriydi. Bu nedenle ayrıca değerlendirmeyi hak ettiği kanaatindeyim. Netice itibarıyla Mehmet Maçoğlu seçimi kazandı. Tebrik etmek gerekir. Şahsı ve bağlı bulunduğu oluşum açısından bir başarıdır. Sonuç aynı zamanda HDP ve ortaklık ettiği Devrimci Güç Birliği için de bir kaybetme durumudur. Bu tespitten kimsenin gocunmaması gerekir. Elbette HDP bu seçimde özel olarak hedeflenen, iktidarından muhalifine tüm kesimlerin karşısında birleştiği, hatta bu seçimler de değil son üç yıldır bastırılmak ve bitirilmek için devletin tüm olanaklarıyla özel politikalar uyguladığı bir partidir. Eski eş başkanları, vekilleri, milletvekilleri dahil on bine yakın tutuklusunun olduğunu da gözetmiyor değilim. Tüm bunlar HDP’nin bazı yerlerde neden kaybettiğini fazlasıyla izah ediyor ama nihayetinde bazı yerleri kaybettiği gerçeğini de değiştirmiyor.

Ortaya çıkan tablo için HDP’nin eleştirilmesi gerekiyor mu? Şahsi kanaatim ne kadar başarılı ya da başarısız olursa olsun hiçbir oluşumun yapıcı ve geliştirici eleştirilerden vareste sayılmaması gerekir. Bununla birlikte HDP bu seçimlerin temel belirleyicisi oldu, Türkiye siyasetinde önemli değişim ve dönüşümlerin önünü açtığı için başarılı ve kazanan bir partidir. Başarısı da, bu düzeyde saldırı altında olması ve dezavantajlı olmasına rağmen Türkiye’de gidişatı değiştirecek bir strateji izlemesidir. Çok yerinde ve başarılı bir stratejiyi uygulamıştır. Belki stratejinin istenilen düzeyde pratikleştirmemesinden bahsedilebilir. Klişe tabirle masa başında oturup sahada ne yaşadıklarına bakmadan HDP’ye akıl vermeyi hem ahlaki hem de haddim olarak görmüyorum. Bu notu düştükten sonra Dersim konusuna gelelim.

Dersim’i Maçoğlu, 5 ilçeyi CHP, 2 ilçeyi de AKP almıştır. HDP ise sadece bir beldeyi kazanabilmiştir. AKP gibi Alevi politikası bilinen bir parti sanırım ilk defa Dersim’de belediye başkanlığı kazanmıştır. Bu durumun da izahı var ama AKP’nin Dersim’de belediye kazandığı gerçeğini değiştirmez. HDP başta olmak üzere tüm sol, sosyalist ve demokrat kesimlerim yapacakları değerlendirmeleri buradan hareketle yapmaları elzemdir. Bu seçimlerde Dersim kimliği zayıflamış Tunceli kimliği güçlenmiştir. HDP’nin bu tabloyu önüne koyup değerlendirmesi, Dersim kimliğinin korunması için gerekli tedbirleri ve çalışmayı yürütmesi gerekir. Bunu yaparken de Dersim’i sadece bir belediye başkanlığını kazanıp kaybetmek üzerinden ele almamalı. Dersim’e yönelik 1921 yılından beri Koçgiri ile başlayan resmi ideolojinin özel politikaları kapsamında değerlendirmeli, seçim sonuçlarına da bu nazarla bakmalıdır.

Bu bağlamda HDP seçimleri sadece Maçoğlu ve bağlı bulunduğu siyasetle bağlantılı olarak ele almamalıdır. Yerel seçimlerde yurttaşların hizmeti gözettiği bir gerçektir. Ama bu sadece bir faktördür. Bunun en yakın ve somut örneği Maçoğlu’nun bağlı bulunduğu siyasetin 5 yıldır yönettiği ve model olarak gösterilen Ovacık’ta kaybetmesidir. Demek istediğimiz Dersim’de açığa çıkan sonuç çok yönlü, çok boyutlu, çok aktörlü ve tarihsel arka planı olan bir politikanın zuhur etmesidir. Elbette HDP’nin kendinden kaynaklanan eksiklikleri de gözeterek Maçoğlu ve bağlı bulunduğu siyasete dönük bir değerlendirmesi olmalı. Dönem dönem ortaklaştıkları ve belli bir hukukları zaten vardır. Nasıl bir değerlendirme yapacağı elbette HDP’nin bileceği bir husustur. Ancak aşikar olan bazı gerçeklerin görmezden gelinmesi önümüzdeki dönemde HDP’yi zorlayabilir.

HDP, halklar, inançlar ve kültürlerden müteşekkil bir oluşumdur. Birçok farklılığı barındırdığı için iktidara karşı ötekileştirilen, dışlanan ve ezilen tüm kesimler ve bu kesimlerin örgütlü iradeleriyle ortaklıklar, ittifaklar kurması doğru bir politikadır. SMF ile de daha önce bu yönlü hukuk oluşturması doğru ve yerinde bir karar olmuştur. Her ittifak ve ortaklık her iki tarafı da güçlendirmelidir. Zaten amacı da budur. Kuşkusuz HDP’nin tüm bileşenlerinin ve ittifaklarının ayrı politikaları vardır. Bu gerçeklik HDP’nin belki de en önemli yanını oluşturmaktadır. Yani tüm farklılıkların dayanışma içinde güçlenmesi ve büyümesidir. İki tarafı güçlendirmeyen ortaklık yanlış temele oturmuştur demek. Dersim’de açığa çıkan sonuç bu ortaklığın HDP’nin en fazla saldırı altında olduğu bir dönemde kendisine güç katması bir yana kendisini zayıflattığını gösteriyor.

Dersim örneğinde görüldüğü kadarıyla HDP’nin stratejik ve taktik ortaklık yaklaşımında bazı eksiklikler var. En azından iki tarafın ortaklık ve ittifaka yüklediği maiyetin aynı olmadığı aşikar. Zira yapılan ortaklık HDP’yi güçlendirmemiş, zayıflatmıştır. Temel kaygısı ve derdi Dersim’in kimliği olanlar için AKP’nin Dersim’de belediye kazanmasına bakması bile bunu görmek için yeterlidir.

SMF ile her halükarda bir dostluk hukuku olabilir ancak Dersim başta olmak üzere -HDP’nin tabanını gözlemlediğim kadarıyla- bu hukukun değerine göre yeniden gözden geçirilmemesi ileride partinin önüne bir sorun olarak çıkma ihtimali doğurabilir ve bu yabana atılmamalıdır.

Taktik derecesinde olan politik yaklaşımlara stratejik anlamlar yüklemenin ve buna göre politika yürütmenin kaçınılmaz sonuçları vardır. Sanırım Dersim’de bu yaklaşımın çıkan sonuçlarda etkisi büyüktür. Şimdiye kadar böyle bir anlamın yüklenmesi, mücadele birliği oluşturma temennisi ve hassasiyetiyle sürdürülmesi makul görülebilir ancak bundan sonra hiçbir şey olmamış gibi davranılmasının sonuçları daha ağır olabilir. Daha gerçekçi bir yaklaşım ve dostluk; sol, sosyalist ve demokratik kesimlerin birbirlerini yıpratmaması ve bundan şer devşirmek isteyenlere fırsat vermemesi sanırım daha iyi olacaktır.