Ana SayfaGüncelGüven’in eylemi 160’ıncı gününde, hukukçulardan ‘çözüm bulunsun’ çağrısı

Güven’in eylemi 160’ıncı gününde, hukukçulardan ‘çözüm bulunsun’ çağrısı

HABER MERKEZİ – Leyla Güven’in eylemi 160’ıncı gününde devam ederken, 7 bin tutuklu cezaevlerinde, onlarca siyasetçi ve aktivist de yurt dışında açlık grevinde. Açlık grevlerine dikkat çeken İstanbul Hukuk Kurumları Koordinasyonu, yetkililere seslenerek “Binlerce insanımızın kaygı dolu bekleyişi derhal sona erdirilmeli ve soruna kesin bir çözüm yolu bulunmalıdır” diye konuştu.

Leyla Güven 160 gündür açlık grevinde.

DTK Eş Bakanı ve HDP Milletvekili Güven’in talebi PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin sonlandırılması.

Aynı taleple yurt dışında ve cezaevlerinde başlatılan eylemler de sürüyor.

HDP üyesi Nasır Yağız’ın Erbil’deki eylemi 147’nci günde. Strasburg’da 14 kişi ve Galler’de İmam Şiş 121, cezaevlerinde 16 Aralık’ta başlayan tutuklular ise 122 gündür eylemde.

HDP milletvekilleri Dersim Dağ, Tayip Temel ve Murat Sarısaç’ın partilerinin Diyarbakır İl Örgütü binasında başlattığı eylem de 3 Mart’tan bu yana devam ediyor.

Hukukçular açlık grevlerine dikkat çekti

Tecridin kaldırılması talebiyle devam eden açlık grevlerine ilişkin Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yapan hukukçular ise “kesin bir çözüm yolu” bulunması için çağrıda bulundu.

İstanbul Hukuk Kurumları Koordinasyonu’nun Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde düzenlediği basın açıklamasına HDP Milletvekili Serpil Kemalbay ve HDP İstanbul İl Eş Başkanı Cengiz Çiçek de katıldı. Açıklama sırasında “Tecrit insanlık suçudur” pankartı açıldı.

Fotoğraf: MA

Hukukçular adına ortak basın açıklamasını okuyan avukat Several Ballıkaya, Güven’in açlık grevi eyleminin 160’ıncı gününde olduğunu ve yaklaşık 7 bin kişinin de açlık grevinde olduğunu hatırlattı.

Bu süreçte yedisi cezaevlerinde olmak üzere sekiz kişinin “tecridi protesto etmek” için yaşamına son verdiğini söyleyen Ballıkaya, “Bizler ölüm orucu ve açlık grevi süreçlerinde müvekkillerimizin vücutlarında oluşan tahribatlara, açlık grevi sonucu yaşamını kaybedenlerin, sakat kalanların dayanılması güç değişimine tanıklık etmiş hukukçularız. İşte bu nedenledir ki artık ne yeni ölümlere ne de sakat bırakılmış insanları bir kez daha görmeye tahammülümüz kalmamıştır” dedi.

Yetkililerin bir can kaybı daha yaşanmadan çözüm bulması gerektiğinin altını çizen Ballıkaya, şöyle konuştu:

“Bugün cezaevlerinde, binlerce insan, canlarını pul yerine koyarak bir şey söylemek istiyor. Bu sesin duyulması, yeni ölümler ve sakatlıklar yaşanmadan eşitliğe, adalete uygun şekilde çözüm bulunması ve tecridin kaldırılması gerekir. Leyla Güven’in kızı Sabiha Temizkan’ın haykırdığı ‘lütfen annemin ölmesine izin vermeyin’ sözünün binlerce annenin, babanın, kardeşin, eşin ve çocuğun çığlığı olduğu unutulmamalıdır.”

‘Çözüm bulunsun’ çağrısı

Son olarak yetkililere seslenen Ballıkaya, “Ölümler, sakatlıklar yaşanmadan, her gün çocuğunun, annesinin, babasının, kız kardeşinin, arkadaşının ölüm haberini bekleyen binlerce insanımızın kaygı dolu bekleyişi derhal sona erdirilmeli ve soruna kesin bir çözüm yolu bulunmalıdır” diye konuştu.

“Hukukçular olarak biz de haykırıyoruz. Sabiha’nın annesi Leyla Güven ölmesin, yaşasın. Hazal Taş’ın oğlu İsmet Taş ölmesin, yaşasın. Levent Kurt’un oğlu Seyhan Kurt ölmesin, yaşasın. Veli Barut’un kardeşi Burhan Barut ölmesin, yaşasın. Meslektaşımız Deniz Sürgüt ve burada isimlerini söylemediklerimiz ölmesin, yaşasın. İnsanlarımız açlık grevinde ölmeden soruna çözüm bulunsun.”

Talep ne?

Güven, cezaevlerindeki tutuklular ve dünyanın farklı yerlerindeki eylemciler Öcalan’a dönük tecridin kaldırılmasını talep ediyor.

27 Temmuz 2011’den bu yana avukatları, 11 Eylül 2016’dan beri de ailesiyle ne yüz yüze ne de telefon yoluyla görüştürülen Öcalan’ı, 12 Ocak’ta kardeşi Mehmet Öcalan’ın ziyaret ettiği bildirilmişti.

Görüşme açlık grevleri sürerken gerçekleşmişti. Ancak tahliye edilen Güven ve diğer tutuklular “tecrit kaldırılsın” talebi ile başlattıkları eylemi “tecrit durumunun sürdüğü” gerekçesiyle devam ettiriyor.

Açlık grevcileri Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile düzenli görüşmesini talep ediyor.

Cezaevlerindeki ölümler

1 Mart tarihinden itibaren tüm cezaevlerine yayılan açlık grevi eylemleri de devam ederken, cezaevlerinde bugüne dek yedi siyasi tutuklu yaşamına son verdi.

17 Mart’ta Zülküf Gezen Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nde, 23 Mart’ta Ayten Beçet Gebze Cezaevi’nde, 24 Mart’ta Zehra Sağlam Oltu T Tipi Kapalı Cezaevin’de, 25 Mart’ta Medya Çınar Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde, 1 Nisan’da Yonca Akici Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde, 2 Nisan’da Siraç Yüksek Osmaniye 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde, son olarak 5 Nisan’da Mahsum Pamay da Elazığ T Tipi Cezaevi’nde yaşamını sonlandırdı.

Yaşamını yitirenlerin cenazeleri alıkonularak polis ve jandarma ablukasında defnedilirken, kitlesel ziyaretler her defasında engellendi.


Ken Loach’tan açlık grevcilerinin talebine destek, Leyla Halid’den Güven’e ziyaret


Karınca, Mezopotamya Ajansı