Ana SayfaGüncelÜmitvâr bekleyişimiz – Esma Özlen

Ümitvâr bekleyişimiz – Esma Özlen

İnsan halen Godot’yu bekliyorsa konuşulması gereken Godot’dur. Peki, kimdir Godot?


Esma Özlen


Godot, insanın varolduğu günden bu yana beklediğidir, umuttur, çıkıştır, ışıktır. Ancak bu ışığa insanın ulaştığına şimdiye değin tanık olunmamıştır. Köle isyanları, Spartaküs tam da bu ışığın ele geçirildiğine inancın pekişmeye başladığı an sönmemiş midir? Ya Avrupa’yı yüz yıl sarsan ünlü Köylü isyanları? Yalnızca iktidarı devrimci gibi gözüken ancak soyluların devlet idaresinde zaaflı olduğu noktaları daha muhkem hale getiren ve böylece devleti eskisinden daha güçlü ve zalim kılan burjuvazinin işine yaramıştır. Köylülerin elindeki umut ışığının bir daha tam ele geçirildiğine inanıldığı zaman gerçek olmadığı bilgisine ancak yıllar sonra varılmıştır.

19’uncu yüzyılı kasıp kavuran çağdaş sosyalist devrimleri düşünelim. Ellerindeki insanlığın geleceğini işaret eden meşaleler önce Avrupa’da, derken emperyalizmin en zayıf halkası olan Rusya’da, sonra bütün Balkan ülkelerinde, Latin Amerika’da ve Çin’de, Kore’de, Vietnam’da birçok devrimin yapılmasına yol açmış, devrimler çağına yol açmıştı. Ülkemizde ve dünyanın birçok ülkesinde aydınlar, öğrenciler, işçiler ve köylüler bu ülkelerdeki devrim ateşini ülkelerinde de yakmışlar, kapitalizme, emperyalizme kısaca sisteme karşı bir isyan bayrağı açmış ve karşı saldırılara beklenmedik bir direniş savaşı başlatmışlardı. Bu direniş yer yer umutsuz olsa da bugün de sürmektedir.

Ama her defasında Godot yine beklenir olandır, yüreğimizdedir. Godot bir anlamda Pandora’nın kutusunda kalan umuttur. Dünyaya bu kutudan dağılan açlık, hastalık, rüşvet, savaş, sömürü gibi kötülükler karşısında içimizde yaşattığımız umuttur. Pandora’nın mitosu gibi bir mitostur Godot.

Bir gün gelecek ve bütün kötülükler bitecek. Pandora’nın kutusundan yayılan kötülüklerle nasıl eşitlikçi, sömürüsüz toplumun simgesi Ana Tanrıçanın gücü elinden alınmışsa, Beckett hiç gelmeyecek olan Godot’suyla bu eski mitolojiye gönderme yaparak umutsuz bir bekleyişe mahkûm etmiştir bizi.

Godot, umutsuz bir bekleyişin simgesi olmakla beraber kaynağını tam da içimizdeki yaşam pınarından alarak varoluşumuzu kudretli kılar. İşte bu yüzden beklemek; yaşamın içinde, yaşama katılarak kendimizi keşfedebileceğimiz bir serüvendir.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Bilinen en eski Güneş tutulmasının videosu yayınlandı
Sonraki Haber
Karaman'da yük asansörü ile duvarın arasında sıkışan işçi yaşamını yitirdi