Adli kayıtlar: Urfa’da sadece 6 ayda 378 çocuğa cinsel istismar

HABER MERKEZİ – Urfa’da 2019’un ilk 6 ayında sadece adli kayıtlara geçen cinsel istismar vakalarının sayısı 378. Bunların yüzde 70’i savaştan kaçanların en çok sığındığı kentlerden olan Akçakale ilçesinde yaşanmış. Mezopotamya Ajansı’ndan Erdoğan Alayumat’ın haberi kentteki bu çocuk istismarlarına dikkat çekerken, Urfa Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin uyarılarını da aktarıyor: “Bu çürüme, ülkenin eril zihniyet ile yönetiliyor olmasından kaynaklı.”

Urfa’da 2019 yılının ilk 6 ayında 287’si kız çocuğu, 91’i erkek çocuğu toplam 378 çocuğun cinsel istismara maruz bırakıldığı resmi kayıtlara geçti. Ayrıca 21 çocuğun istismar sonucu hamile bırakıldığı ortaya çıktı.

Söz konusu rakamlar sadece yargıya yani adli kayıtlara yansıyanlar.

Mezopotamya Ajansı’ndan Erdoğan Alayumat’ın haberine göre konunun uzmanları, çocuğa dönük istismar suçunun geçen senelere göre daha da arttığına işaret ediyor ve “Savcılıklar istismar vakalarını kamuoyuna açıklamıyor” diyor.

Adli kayıtlara yansımalara göre;

• Cinsel istismara maruz bırakılan çocukların yaş ortalaması 12 ila 16 yaş aralığında.
• Cinsel istismar vakaları en çok yüzde 70 ile Akçakale, Harran ve Ceylanpınar’da gerçekleşti. Bu üç ilçeyi yüzde 20 ile Haliliye, Eyyubiye ve Karaköprü ve yüzde 10 ile Siverek, Birecik, Viranşehir, Halfeti, Hilvan, Bozova ve Suruç takip etti.
• 21 çocuk maruz kaldığı cinsel istismar sonucu hamile bırakıldı ve bunların hepsi doğum yaptı. Doğum yapan çocuklar devlet korumasına alındı.
• 378 vakadan 21’i ensest.
• 72 çocuk zorla evlendirildi, çocuklar bir erkekle ile yaşamak zorunda bırakıldı. Ancak adli makamlara yansıyan bu rakamın gerçekte çok daha fazla olduğu, sayının 700 ile bin arasında olduğu tahmin ediliyor.

“Örtbas ediliyor”

İlk 6 aylık rakamlara dair ajansa konuşan Urfa Barosu Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörü Avukat Esra Yurum Aktaş, bölgedeki illerde bu vakaların çok fazla olduğunu ancak kamuoyundan gizlendiğini ifade etti.

Bu tür vakaların gizli kalmasına gerekçe olarak “kapalı ve feodal toplum yapısı”nı gösteren Aktaş, bu vakaların önüne geçilebilmesi için kamuoyunun bilinçlendirilmesi ve duyarlı hale getirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Urfa’da çocuk yaşta zorla evliliklerin kronik bir sorun haline geldiğine vurgu yapan Aktaş, Suriye’de yaşanan savaştan sonra bölgeye gelen mülteciler ile rakamların daha da büyüdüğünü kaydetti.

Bu sorunun engellenebilmesi için resmi kurumların sivil toplumla işbirliği içinde olması gerektiğini ifade eden Aktaş, “Bu kurumlarla işbirliği yapılarak hem hukuki hem de sosyal anlamda çalışmalar yapılmalıdır” diye konuştu.

Urfa Barosu olarak yaşanan bu tür vakalarda davaya doğrudan müdahil olup takipçisi olduklarını, ancak bu çabaların yetersiz olduğunu dile getiren Aktaş, bu vakalara duyarlı yaklaşımın sadece baronun değil, tüm toplumsal kesimlerin sorumluğunda olduğunu kaydetti.

Bu tür vakalara karşı eskiden toplumsal tepkinin daha fazla olduğunu, günümüzdeyse sıradan bir vakaymış gibi algılandığını belirten Aktaş, “Toplumun temeli çürütüldü. Bu çürüme ise ülkenin eril zihniyet ile yönetiliyor olmasından kaynaklanıyor” dedi.