Ankara 1 Mayıs’ı önceki senelerden daha coşkulu ve taleplerin 14 Mayıs seçimlerini işaret ederek yükseltildiği bir gün oldu. Sendikalar, meslek örgütleri, işçiler, depremzedeler, üniversite öğrencileri, kadınların da olduğu binlerce kişi taleplerini bir kez daha haykırdı.
Her kesimin özgün taleplerinin yanı sıra 1 Mayıs alanından çıkan ortak talep, ‘yeni bir yaşam ve değişim’ oldu. Mitingin kitleselliği ve kararlılığıyla 14 Mayıs seçimlerinden güçlü sonuç alınacağı da görünür oldu.
1 Mayıs alanında mikrofon uzattığımız Özel Öğretmenler Sendikası üyesi Betül Koca, Sosyal Hizmet Federasyonu İç Anadolu Koordinatörü Yaşar Özkaptan ile Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) eski Genel Başkanı Mustafa Şenoğlu’na beklentilerini sorduk. Ayrıca gazeteciler Özlem Akarsu Çelik ve Rojhat Bilmez de seçim öncesi gözaltına alınan ve tutuklanan meslektaşlarına dikkat çekti.
‘Özel sektör öğretmeni: Taleplerimizin arkasında duracağız’
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyesi Betül Koca, öğretmenler olarak uzun süredir bazı talepler etrafında mücadele yürüttüklerini söylüyor.
Öncelikli taleplerinin taban maaşı hakkı, kıdem tazminatı haklarını geri almak ve depremzede öğretmenlerin sorunlarının acilen çözülmesi gerektiğini söyleyen Koca, her daim alanlarda mücadele vermeye devam edeceklerini belirtiyor.
Öğretmenlerin örgütlenmesi için çalıştıklarını ifade eden Koca, bu alanın çok can yakıcı sorunları olduğunu, kendisi de dahil pek çok öğretmenin asgari ücret ve altında maaşlara çalışmak zorunda kaldığını söylüyor.
Koca, seçimlerde sonuç ne olursa olsun hakları ve taleplerinin arkasında durmaya devam edeceklerini de sözlerine ekliyor.
Sosyal Hizmet çalışanları liyakatli atama talep ediyor
Sosyal Hizmet Federasyonu İç Anadolu Koordinatörü Yaşar Özkaptan ise sosyal hizmet sektörü çalışanlarının hak ettiği kadroları almasının ve mağduriyetlerinin acilen giderilmesini talep ediyor.
Sosyal çalışmacı adı altında bu birime başka meslek gruplarının atandığını söyleyen Özkaptan, istihdamın hak mağduriyeti yaşanmadan yapılması gerektiğini belirtiyor.
Seçime dair umutlu olduğunu belirten Özkaptan, “Muhalefetin kazanacağını düşünüyorum, bu sefer başaracağız” diyor.
‘Eşit yurttaşlık temelinde yasa talep ediyoruz’
Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçikleri Sendikası’nın (ESM) eski Genel Başkanı Mustafa Şenoğlu, seçimlerden beklentisinin hak, hukuk, adalet, özgürlük ve barış olduğunu vurguluyor.
Çalışanların insanca yaşanabileceği ücret almasını talep eden Şenoğlu, demokrasinin gelişmesi için hukukun baştan ele alınması gerektiğini ifade ediyor.
İnsanların demokratik haklarının kısıtlanmadan, inançlara, kıyafet ve yaşam tarzına müdahale edilmeden yaşanabilecek bir ortamın oluşması gerektiğini söyleyen Şenoğlu, kimsenin ötekileştirilmeden, eşit yurttaşlık temelinde bir yasa olmasının önemine vurgu yapıyor.
‘Kamuda adalet istiyoruz, seçimde bunları aşacağız’
Şenoğlu, bu taleplerin kamuda tanınmasına da dikkat çekiyor. Mevcut haliyle kamuda adalet olmadığını belirten Şenoğlu, sözlerini şöyle sürdürüyor:
Yandaşsan her yerde varsın, yandaş değilsen ne kadar başarılı olursan ol hiçbir yerde yoksun. Hele ki Aleviysen daire başkanlığından yukarı görev alma şansın hiç yok. Türk Patent’de daire başkanıydım. Kurumumuzda üç Alevi daire başkanı vardı. Yönetim değişir değişmez, ilk görevden alınan bizler olduk. Bu kadar ötekileştirmeye yer olmamalı. Biz de burada askerlik yapıyoruz, vergi veriyoruz. Ama belli yerlere gelmek için ayrımcılık yapılıyor.
Bunların ortadan kalkması gerçekten özgür, demokrat, insanların rahat yaşayacağı bir ortamın olması beklentimiz. İnsanlara örgütlenme alanının açılması, örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor. Kaldı ki bugün Taksim Meydanı kapalı. Neden kapalı? Zaten Taksim’de bizi katlettiniz. Katledilen biziz, yasaklanan yine biziz. Bu mantığın ortadan kalkmasını bekliyoruz. Umuyorum bu seçimde bunları aşacağız, başaracağız, umutluyum.
‘Baskılardan Kürt gazeteciler daha çok payını alıyor’
Türkiye’nin dünya üzerinde en büyük gazeteci cezaevlerinden birine dönüştüğünü söyleyen Gazeteci Özlem Akarsu Çelik ise şunları söylüyor:
Her gün meslektaşlarımıza yönelik soruşturma, gözaltı ve tutuklama haberleriyle güne başlıyoruz. Bunlar elbette kabul edilemez ama ülkedeki iklim yine en fazla belli kesimleri yakıyor. Herkesi baskı altına alan bu iklimde maalesef Kürt gazeteciler payına düşeni daha fazla alıyor. Batıdaki gazetecilere yapıldığında büyük bir olay, Kürt bir gazeteciye yapıldığında vakayı adil kabul edilmemesi gerekiyor. Özellikle başlıca meslek örgütlerinin, biz gazetecilere karşı çıkmaması gerekiyor, bu kabul edilemez bir durumdur.
Gazetecileri tutuklamak hiçbir zaman çözüm olmadı
Son müdahalelerin özellikle Yeşil ve Sol Parti’nin seçim çalışmalarını engellemeye dönük olduğunu sözlerine ekleyen Çelik, “Bunu anlamak için allame cihan olmaya gerek yok. Ancak bugüne kadar gazetecileri tutuklamakla haberlerin, haberciliğin önüne geçilemedi, bundan sonra da geçilemeyecek” diyor.
‘Arkadaşlarımızın kalemini yerde bırakmayacağız’
Gazeteci Rojhat Bilmez de, geçmiş yıllarda olduğu gibi seçim sürecinde operasyonlar yapılmasının bilindik olduğunu vurguluyor:
Normal karşılamamız gerekiyor ancak geçmiş dönemlerde benzer durumlar yaşandığı için bu süreçlerde normal görüyorum. En son Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) editörü hiçbir gerekçe gösterilmeden gözaltına alındı. Seçimler yaklaştıkça iktidar kazanamayacağını anladığı için bölgede çalışan gazeteciler üzerine daha ağır baskılar uyguluyor.
Bilmez, gazeteci sendika ve meslek örgütlerinin dayanışma eksikliğini de şu sözlerle eleştiriyor:
Türkiye’deki gazetecilik ile Kürdistan’daki gazetecilik birbirinden çok farklı. Orada bulunan gazetecilerle dayanışma gösterilmiyor, yeteri kadar sesleri olunmuyor. Kürt gazeteci ise ‘acaba terörist mi’ denilerek kendi haline bırakılıyorlar.
Tutuklanan meslektaşları adına da alanlarda olmaya devam edeceklerini ekleyen Bilmez sözlerini “Birçok meslektaşımızı cezaevine attılar ancak biz buradayız. Gerçekleri yazmaktan, halka bilgi aktarmadan vazgeçmeyeceğiz ve arkadaşlarımızın kalemini yerde bırakmayacağız” diyerek tamamlıyor.