1 yıl oldu: Adım adım gerçeklere ulaşılıyor, Şule Çet için ‘adalet’ bekleniyor

1 yıl oldu: Adım adım gerçeklere ulaşılıyor, Şule Çet için ‘adalet’ bekleniyor

HABER MERKEZİ – Cinsel saldırıya maruz bırakıldığı ortaya çıkan Şule Çet’in şüpheli ölümünün ardından bir yıl geçti. Yaşanan yargı sürecini eleştiren Çet ailesinin avukatı Yıldırım, eril bir soruşturma ve yargılama süreci yaşandığını söylüyor. Dava sonucunun çok önemli olacağını vurgulayan Yıldırım, “Ya başka Şule’lerin önüne geçecek ya da başka Şule’ler yaratacak” diyor.


Ankara’da üniversite öğrencisi olan 23 yaşındaki Şule Çet’in, 29 Mayıs’ta eskiden yanında çalıştığı Çağatay Aksu’nun ofisinin olduğu plazanın 20. katından aşağıya atlayarak intihar ettiği iddia edilmiş ancak cinsel saldırıya uğradığı ve ölümünün şüpheli olduğu ortaya çıkmıştı.
Sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand’ın ‘cinayet’, ‘nitelikli cinsel saldırı’ ve ‘hürriyeti tahdit’ suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu ve 39’ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandıkları davanın ikinci duruşması 15 Mayıs’ta görülmüştü.


Şule Çet Davası: ‘Olay yerindeki video ile polis görüntüleri arasında fark var’


Şule’nin adli tıp raporunda, intihar bulgusuna rastlanmadığı belirtilerek “Çet’in boynunda kırık var. Bu, canlıyken saldırıda meydana gelmiş de olabilir” denilmişti.
Şule’nin ölümüne dair üçüncü duruşma ise 10 Temmuz’da yapılacak.

‘Bundan sonrası mahkemeye kalıyor’

Şule’nin öldürüldüğü tarih olan 29 Mayıs onun aynı zamanda doğum günü.
1 yıldır yaşanan sürece dair Mezopotamya Ajansı’nın Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım, şuan gelinen noktada olayın cinayet ve tecavüz olduğunun kendileri açısından şüphe götürmez bir gerçek olduğunu söyledi.
Çok zor bir süreç geçirdiklerini kaydeden Yıldırım, “O dosyada bir savcı değişikliği oldu. Tüm engellemelere rağmen gelinen noktada artık bu dosyada belli deliller ortaya çıktı. Sadece bundan sonra sorumluluk mahkemeye kalıyor” dedi.

‘Yargı kadın ve erkeğe farklı yaklaşıyor’

Eril bir soruşturma ve yargılama süreciyle yüz yüze kaldıklarını belirten Yıldırım, bunu dava süresince yaşadıkları örneklerle açıkladı:

“Yargıya mal etmekten ziyade orada görev yapan savcılar ve hâkimler bir zihniyet doğrultusunda kadına ve erkeğe farklı davranıyor. Hatta kadını, kadın–kız diye ayırarak yaklaşıyor. Bunun tartışmasını biz bu davada da yaşadık. ‘Şule bakire değildi. Şule’nin erkek arkadaşı vardı. Şule’nin o saatte orada ne işi vardı’ söylemleri ile karşı karşıya kaldık. Yargı öyle ki kadına ve erkeğe farklı yaklaştığı gibi kadına da kendi içerisinde kızlık kavramını dayatıyor. Esasına bakıldığında yargı kuralları tektir, sonuçta bellidir. Ancak fail erkek, mağdur kadın olduğunda maalesef tepkiler değişiyor. Biz bu dosyada bunu gördük. Yapılan savunmalar artık bu noktaya geldi. Savunma artık insanlık ve ahlak ölçütlerini aştı.”

Yıldırım, dava dosyasında adım adım gerçeklere doğru gidildiğini belirterek şunları söyledi:

“Umarız mahkeme heyeti bu dosyada adaletli bir yargılama yapar. Evet, Şule yaşamını yitirdi. Biz onu geri getiremeyeceğiz ama çıkacak karar bundan sonra ya başka Şule’lerin önüne geçecek ya da başka Şule’ler yaratacak. Umarım adaletli bir karar çıkar.”