Ana SayfaManşetEngin Dinç: İstihbarat vardı, eyleme geçilmediği için müdahale etmedik

Engin Dinç: İstihbarat vardı, eyleme geçilmediği için müdahale etmedik

Yeniden görülen Dink Davası'nda İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç'in savunma ve sorgusu yapıldı. Dinç, 'fikir aşaması' vurgusu yaptığı savunmasında "Eylem aşamasına geçilmediği icin mudahale etmedik" dedi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davaya İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

Dört gün sürecek olan duruşmaların ilkinde halen İstihbarat Dairesi Başkanı olan Engin Dinç savunma yaptı.

Duruşmalara katılmıyordu

Engin Dinç, cinayet öncesinde Trabzon İstihbarat Şube Müdürüydü. Cinayeti izleyen yıllarda ise terfi ettirildi.

Dinç, yeniden yargılama başladığından beri de “terörle mücadele gündemini” bahane ederek duruşmalara katılmıyordu.

Erhan Tuncel’le görüşme

Dinç, ilk kez katıldığı davada yaptığı savunmada 15 Temmuz 2004 tarihinde Trabzon’da göreve başladığını ve Hrant Dink’in öldürülmesinden 7 ay önce İstihbarat Şubesinden ilişkisinin kesildiğini söyledi.

Göreve başladıktan bir ay sonra Mc Donalds’ın bombalandığını söyleyen Dinç, bu olaydan sonra Yasin Hayal ve arkadaşlarını yakından takip ettiklerini söyledi:

“Arkadaşlarımız Erhan Tuncel’i buldular. Tuncel’den gelen bilgiler üzerine daha fikir aşamasındayken yapmaması için telkinlerde bulunduk biz. Bilgiler üzerine ‘Dink’in kamuoyundaki yeri, azınlık olmasını nedeniyle gelebilecek uluslararası tepkiyi düşünerek bunu yazıya çevireyim’ dedim. Bu yazı İstihbarat Daire Başkanlığı’na gittiğinde ‘hedef şahıs programına’ alınması gerekirdi.”

Yardımcı istihbarat elemanı olarak görev yapan Erhan Tuncel’le yaptıkları 15 Şubat 2006 tarihli görüşmede, Hayal’in İstanbul’da Dink’e yönelik ses getirecek eylem yapmayı planladığını ve bunu yapacak kapasiteye sahip olduğunu aktardığını ve raporlara yazdıklarını söyleyen Engin Dinç, şöyle devam etti:

“İstanbul’u aradım”

“Bu haber geldikten sonra Dink’in kamuoyundaki yeri, azınlık olduğu için Türkiye açısından önemi, kendisine yönelik eylemin dünya kamuoyunda yaratacağı tepkiyi düşünerek bunu bir yazıya çevirdim. Bu yazı İstihbarat Daire Başkanlığına gittikten sonra Dink’i hedef şahıs programına alıp ilgili illere iletmek zorundaydılar.

“17 Şubat 2006’da bizim Mc Donalds eylemini küçümsediğimiz söyleniyor. Bu yazıyı dikkat çekmek için yazıyoruz. Bununla yetinmeyip o dönem İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olan Ahmet İlhan Güler’i 4 sefer aradım. Burada enteresan bir detay, kendisini aramadığım söyleniyor. HTS kayıtlarında çıkıyor. Telefonda kendisine ‘Bakın bu adamı korumak gerekiyor’ diye ifadede bulundum. İstanbul ayın 17’sinde ‘Yasin Hayal kimdir?’ diye sisteme bakıyor. Yazıyı daha göndermeden baktıkları için telefon görüşmem üzerine bakıldığını değerlendiriyoruz.

“Trabzon’da kalsam önlerdik”

“Tayinim çıktıktan 7 ay sonra cinayet işlendi. Olayı haberlerden duyunca kim işlemiş olabilir diye düşündüm. Ahmet İlhan Güler’i aradım ulaşamadım. Daire Başkanlığını aradım. Yasin Hayal vardı onları takip edin diye söyledim. ‘Bu konuyu kim bilir’ dediler, ‘Muhittin Zenit bilebilir’ dedim.”

“Trabzon’da çalıştığım dönemde 46 yazışma yaptım. Benden sonrasına ilişkin tek bir evraka rastlayamadık. Bu konuya verdiğim önemi gösteriyor. Ben Trabzon’dayken Hayal daha düşünce aşamasındaydı. O dönem Trabzon’da kalsaydım operasyonu yapardık diye düşünüyorum. Benden sonraki arkadaşların düşünmesi gereken bir husus. Çalıştığım süreçte Trabzon’dan alınana kadar her şeyi yaptığımı düşünüyorum.

Görevden alınmasını ‘paralele’ bağladı 

Dinç, Trabzon’da görevden alınmasıyla ilgili olarak da “Devlet içinde odaklanmış paralel gibi derin yapıların kendi önündeki engelleri kaldırmak amacıyla bir görev değişikliği olabilir” dedi.

Savunmanın ardından Dinç’in çapraz sorgusuna geçildi.

“Ses getirici eylem”

Dink cinayetiyle ilgili hazırlanan F4 raporunda ‘Dink öldürülecek’ yazısının ‘ses getirici eylem’ olarak değiştirilip İstanbul’a gönderilmesine ilişkin soruya cevap veren Engin Dinç, yazıda ses getirici eylem ifadesini değiştirmediğini iddia etti.

Yazıda “öldürülecek” ifadesinin yer almadığını savunan Dinç, “Bazı yerleri değiştirdiğimi hatırlıyorum’ dedi.

“‘Ses getirecek eylem’ yerine ‘öldürülecek’ diye yazamaz mıydınız?” şeklindeki soruya da Dinç, “Ne yazılıyorsa o şekilde yazarız. Değiştirmeyiz” yanıtını verdi.

Tuncel’le görüşme

Mahkeme Heyeti’nin Erhan Tuncel’in suça karışmasıyla ilgili bilgiye sahip olup olmadıklarına yönelik soruya Dinç, McDonalds bombalamasında Tuncel’in yer aldığını, Tuncel’in sonraki yıllarda savcı Muammer Akkaş’a verdiği yazılı dilekçeyle haberdar olduklarını söyledi.

Dinç, Tuncel’i makamına çağırarak yaptığı görüşmeye ilişkin olarak da şunları söyledi:

“Tuncel’le hayatımda bir sefer görüştüm. İletişim kopukluğunun giderilmesi noktasında çağırdık. Para ve dersler gündeme geldi. Bundan sonra görüşmelere iki kişi gidecek, biri rütbeli olacak’ dedi. Bir daha görüşmem olmadı.”

Dinç, görüşmeden Dink cinayetine ilişkin herhangi bir konunun konuşulmadığını savundu.

“Jandarmaya haber vermedik”

“Sizin istihbarat müdürü olduğunuz dönemde Erhan Tuncel ile ilgili bir sıkıntı paylaşıldı mı?” şeklindeki soruya Dinç, şu yanıtı verdi:

“Bir bilgi akışı var. Bu bilgi akışının kesilmemesi gerekiyordu. Bir defa görüştüm kendisi ile. Bize bu adam verimsiz, çalışmıyor şeklinde şikâyetler geldi. Yanlış olmazsa Nisan ayında şubeye çağırdım. Odamda kendisine ‘neden bizim arkadaşlarla çalışmak istemiyorsun?’ dedim. Kendisine o zaman bir miktar para verdim. Bir eleman bir yıl yatar bir bilgi verir, sonra da bizim hayatımız kurtarılır.”

“Eylem düşüncesinde olanların kaldığı bölge jandarma bölgesinde, hiç jandarma ile görüştünüz mü?” şeklindeki soruya Dinç, “Bizim de orada operasyon kabiliyetimiz var. Ama jandarmaya haber vermedik” dedi.

Dinç, Yasin Hayal ve çevresine ilişkin fiziki ve teknik takip yapıldığını savundu, “Bu takiplere ilişkin takip tarassut raporları düzenleniyordu. Belgelerin imha edildiğine yönelik bilgiler var” ifadelerini kullandı.

Altay’a verilen brifing

Çapraz sorguda, Reşat Altay’ın Trabzon Emniyet Müdürü olmasının ardından Altay’a verilen brifing de soruldu.

Mahkeme Heyeti ve Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Reşat Altay’a Dink cinayeti konusunda Altay’a bilgi verilip verilmediği sordu. Engin Dinç, brifinge önemli konuların kısaca değerlendirildiğini, büro amirlerinin de yer aldığını söyledi.

Altay’a bilgi aktarılıp aktarılmadığına ilişkin soruya Dinç, “Şube olarak İstanbul’a yazmışız. F4 olarak Bakanlığa yazmışız. Saklama gibi bir niyetimiz olsa onları da yazmayız” dedi.

Mahkeme Başkanı’nın, “Çalıştığınız dönemdeki il emniyet müdürünün bu kadar önemli bir konuda bilgi sahibi olmadığını söylemesine ne diyorsunuz?” sorusuna cevaben Dinç, şu yanıtı verdi:

“Altay’la en fazla bir buçuk ay birlikte çalıştık. Yardımcı istihbarat elemanı o dönemde çıkarılmış, kendisinin de imzası var. Ben bilgi vermesem bile bizden sonraki arkadaşlarımızın hepsi bu durumu biliyor. Bilgi saklamamız gibi bir şey söz konusu değil.”

“Tüm görüşmeler rapor edilir”

Hakim, Yasin Hayal’le ilgili Tuncel’le yapılan görüşme sonrası hazırlanan 8 no’lu F4 raporunda, Hayal’in TNT patlayıcı arayışında olduğunun yazıldığını belirterek, ‘bununla ilgili çalışmanız oldu mu?’ diye sordu. Dinç,  kendilerine her gün bu tip bilgiler geldiğini, henüz niyet aşamasında olduğunu savundu; “Raporu kim hazırladıysa o değerlendirmiştir. Onlara sormak lazım” dedi.

TNT bilgi raraporu

Avukat Bakırcıoğlu da TNT bilgi raporunu gündeme getirdi.

“Neden TNT bulmaya çalıştığına yönelik çalışmanız oldu mu? Somut bilgileri var mıydı?’ sorusuna Dinç, elemanların TNT’ye dair net bir bilgisi olmadığını söyledi. Dinç, elemanla yapılan tüm görüşmelerin rapora geçtiğini, rapora geçtikten sonra teyidinin yapıldığını söyledi.

Mahkeme heyetinin “Hayal ve çevresindekilerin bu işi yapabilecek kapasiteleri var mıydı? Birileri mi organize etti?’ sorusuna cevaben, “2015’te istihbarat Daire Başkanlığında ciddi verilere ulaşıldı. Savcıya ifade edildi. 2. Boyut, jandarma boyutu değerlendirildiğinde daha sağlıklı bilgi edinebilir. Çok ciddi bulgulara ulaştık” dedi.

“Şahsi kusurlar olabilir”

Dinç’e, Trabzon İstihbarat tarafından Hrant Dink’in korunmasına ilişkin İstanbul’a yazı yazılıp yazılmadığı da soruldu. Dinç, “Kişisel yoruma girecek ama mevzu Dink olunca o dönemde bunların yapılması gerekir diye düşünüyorum. Arkadaşlarımızın şahsi kusurları da olabilir” dedi.

Mahkeme, Trabzon’dan İstanbul’a Dink’in hedef şahıs olduğuna yönelik yazı yazdıktan sonra Dinç’in konuyu takip edip etmediğini sordu. Dinç, “Hem yazıyı yazdım hem telefon açtım. İstanbul istihbarat Şubeye “şunu yapın” deme yetkim ve sorumluluğum yok. Ama görevimi yaptığım kanaatindeyim. Uyarı yazısının değerli bulunması gerekirdi” diyor.

Avukat Bakırcıoğlu, Dinç’e Yasin Hayal’in dinlenen telefonlarının çözümlenip çözümlenmediğini, kendisinin görüp görmediğini sordu. Dinç, hatırlamadığını söyledi.

“Her koşulda korunması gerekiyordu”

Dinç, sorgusunda, ellerindeki bilgilerin adli operasyon yapılması aşamasına gelinmediğini söyledi. Dinç, “Dink’in her koşulda korunması gerekiyordu” dedi.

Dinç’in yöneltilen soruların birçoğuna “Düşünce aşamasında olduğundan kaynaklı bir şey yapılamaz. Düşünce aşamasında fiili duruma geçtiği zaman gereken yapılır” sözleriyle savunma yapması dikkat çekti.

Yarın devam edecek

Bakıroğlu’nun cinayete dair sorularını sorması ardından mahkeme heyeti, duruşmayı yarın devam edilmek üzere ara verdi.