Ana SayfaEkonomiBoratav: ‘Kriz gelir Erdoğan gider’ beklentisi yanlış, baskıcı rejim güçlenebilir

Boratav: ‘Kriz gelir Erdoğan gider’ beklentisi yanlış, baskıcı rejim güçlenebilir

HABER MERKEZİ – Türkiye’deki ekonomik sorunları değerlendiren  Prof. Dr. Korkut Boratav, hızlanan yabancı sermaye çıkışının devam etmesi halinde ekonomik krizin gelebileceği uyarısında bulundu. Boratav, olası krizin iktidarı değiştireceği yönündeki beklenti için de “‘Kriz gelir Erdoğan gider’ beklentisi yanlıştır. Krizler iktidarları otomatik olarak değiştirmez; hatta halk sınıflarının örgütsüz, zayıf olduğu, işsizliğin, sefaletin yaygınlaştığı ortamlarda baskıcı rejimleri güçlendirebilir” dedi.

İktisatçıları Prof. Dr. Korkut Boratav, Türkiye’deki ekonomik gelişmeleri ve bunun siyasi gelişmelere, muhalefete etkisini değerlendirdi.

Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş’a konuşan Boratav, Türkiye’nin ‘bağımlı’ olduğu yabancı sermayedeki kaçışın 2017’de de sürmesi halinde ekonomik küçülmenin sert bir krize dönüşebileceği uyarısında bulundu.

Boratav ayrıca, ekonomik Kanun Hükmünde Kararname (KHK) uygulamaları ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemlerinin sermaye kaçışını hızlandırdığını da söyledi.

Korkut Boratav, şu değerlendirmede bulundu:

“Bugünkü küçülme sert bir krize dönüşebilir”

2016’nın ilk 9 ayında giriş ve çıkışları bir araya toplarsanız, hala önceki yıla göre yüzde 11 civarında yabancı sermaye hareketlerinde azalma var. Net çıkış sadece temmuz ve eylülde algılanıyor.

Bütün mesele şu: Bu çıkış, eksi akım, ne kadar devam edecek ve ne kadar sert olacak? Yabancı sermaye girişi, azalarak devam ederse büyük bir şok yaratmaz.

Örneğin 2015’de 37 milyar dolar yabancı sermaye girişi var; bir önceki yılda ise 51 milyar dolar gerçekleşmiş. Azalma var; fakat bunu telafi eden olgular çıktı. Mesela petrol fiyatları düştü. Dolayısıyla sermaye akımlarındaki yavaşlama ağır bir şok olarak hissedilmedi.

Ama Eylül 2016’daki gibi pozitif akım eksiye dönerse o zaman başımız ağrıyacaktır.

“2009’da başlamış, 2008’in Ekim’inde son bulan şokun bir benzeri başladı mı acaba” sorusu aklımıza gelecek. Yani 2008’den 2016’ya, 8 yıl arayla yeni bir kriz gündemde midir? Net sermaye çıkışı 2017’nin içinde de devam ederse, bugünkü küçülme sert bir krize dönüşebilir.

“Sermaye için rejim mühim değil”

Avrupa Parlamentosu’nun müzakerelerin dondurulması çağrısı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Şanghay Beşlisi açıklamalarına da değinen Boratav, “AB ile üyelik müzakereleri dondurulmuş Türkiye doğrudan ekonomik krize girer mi? Bu bir ekonomik kriz gerekçesi olabilir mi?” sorusunu ise şöyle yanıtladı:

Size bir örnek vereyim. Demokratik normları sistematik olarak çiğneyen ülkelerden biri Tayland’dır. Yarı askeri rejim var. Seçilmiş Başkan askeri baskıyla görevinden alındı. Kızı siyasette; ama eli kolu bağlı… Tayland uluslararası sermaye açısından bu çalkantılar nedeniyle itibar yarası almadı. Asya ülkelerinin rejim yapıları ile Batı’dan farklıdır, farklı ölçütler söz konusudur. Ancak, mülkiyet hakları güvenceli mi, yatırımda serbesti var mı, kârlarımı dışarı çıkarabiliyor muyum, rahatça girebiliyor muyum, bunlar önemlidir.

Dikkat ediniz, yabancı sermaye için Çin en çok rağbet gören ülkedir. Komünist Parti tek başına iktidardadır ve bir hayliyle kontrollü bir iktidar söz konusudur. Ama yatırımcının haklarını sonuna kadar, fazlasıyla güvence altına almıştır.

Boratav, Kemal Göktaş’ın devamla yönelttiği “O zaman Erdoğan buna güveniyor herhalde. Yani o zaman Erdoğan’ın Batı karşıtını söylemlerini de anlayabiliyoruz. Bu doğrudan kriz anlamına gelmeyecek mi?” sorusuna işe şu yanıtı verdi:

Galiba TMSF’nin kontrol ettiği sermaye bloku Türkiye’nin en büyük holdingleriyle mukayese edilir seviyeye gelmiş. İşte bu ciddi bir problemdir. Ortada kendisini sınırsız iktidara taşıma gündemine tutkun bir Cumhurbaşkanı var. Cumhurbaşkanı bu hedefe giderken şu andaki muhatabı, kitle tabanıdır, kamuoyudur,  seçmenleridir,  uluslararası sermaye değil… Yanı başında, dünyada olup biteni daha yakından izleyen Mehmet Şimşek gibi kişiler, bu söylemi frenleyebildikleri ölçüde finans kapital teskin olabilir. Rejim mühim değildir; mülkiyet haklarına ve küreselleşmeye angajmandır  sermaye için önem taşıyan…

“Türkiye yönünü AB’den Şanghay’a çevirebilir”

Boratav, sermayenin istediği şartları yerine getirmesi durumunda Türkiye’nin yönünü AB’den çevirerek Şanghay Beşlisi’ne yönelebileceğine de dikkat çekti.

“‘Kriz gelir Erdoğan gider’ beklentisi yanlış”

OHAL’le birlikte çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerin sıkıyönetim rejiminin ötesinde olduğu vurgusu da yapan Boratav, olası bir ekonomik krizin iktidarı değiştireceği yönünde beklentiye dair de şunları söyledi:

“Kriz gelir Erdoğan gider” beklentisi yanlıştır. Krizler iktidarları otomatik olarak değiştirmez; hatta halk sınıflarının örgütsüz, zayıf olduğu, işsizliğin, sefaletin yaygınlaştığı ortamlarda baskıcı rejimleri güçlendirebilir.  “İnsan insanın kurdu” olabilir. Komşular rakip görülür; ihbarcılık yaygınlaşır.

Emperyalizme umut bağlamak şaşkınlıktır. Mülkiyet haklarının güvence altında olması yeter; uluslararası sermayenin bir demokrasi önceliği yoktur. Önemli olan her aşamada artan baskılara karşı mücadele etmektir.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
'Dink cinayeti gibi Elçi cinayeti de karanlıkta bırakılmak istenmekte'
Sonraki Haber
Sarp Kuray tahliye oldu