Ana SayfaGüncel‘Eksik yapılanı anlatıyorduk, kapatıldık; çalışmalarımız kimi rahatsız etti bilmiyoruz’

‘Eksik yapılanı anlatıyorduk, kapatıldık; çalışmalarımız kimi rahatsız etti bilmiyoruz’

HABER MERKEZİ -OHAL kapsamında kapatılan derneklerden biri de çocuk hakları alanında önemli çalışmalara imza atan Gündem Çocuk Derneği. Gazete Karınca’ya konuşan dernek üyesi Ezgi Koman, derneğin kapatılmasının ülkede yaşanan hak ihlalleri ile doğru orantılı olduğunu belirtirken, “Hangi çalışmamızın kimi rahatsız ettiğini bilmiyoruz. Biz çocuklar için olması gereken ama olmayan ve ne yapılması gerekiyorsa onu söyleyen ve onun üzerine çalışan bir insan hakları örgütüyüz” dedi.  

Gündem Çocuk Derneği, OHAL kapsamında kapatılan derneklerden biri.

Kuruluşundan bu yana çocukların yaşadığı hak ihlallerinin takipçisi olan dernek, çocukların daha eşit, özgür ve güzel bir dünyada yaşamaları için mücadele veriyordu.

Çocuklar için çocuklarla birlikte, adil bir ülkede ‘nefes almak’ amacıyla kurulan dernek, 2005 yılından beri faaliyet yürütüyordu.

Toplumda büyük yankı uyandıran Pozantı Cezaevi’ndeki çocukların yaşadığı cinsel istismarı, çalıştığı iş yerinde press makinesine sıkışarak hayatını kaybeden çocuk işçi Ahmet Yılmaz’ınki gibi pek çok davanın müdahili ve yılmaz takipçisi Gündem Çocuk Derneği…

Adalet için elini taşın altına koymaktan geri duymayan dernek, çocukların kendilerine özgür oldukları bir yaşam alanı da yaratıyor.

Kapısına mühür vurulan Gündem Çocuk Derneği’nden Ezgi Koman, Gazete Karınca’ya özel açıklamalarda bulundu.

Koman, kapatmanın hukuk dışı bir karar olduğunu ve karara ilişkin gereken hukuki mücadeleyi yürüteceklerini ifade etti.

Çocuk hakları alanında neredeyse tek olma özelliği taşıyan Gündem Çocuk Derneği’nin yola çıkış amacı neydi?

ezgi-koman

Gündem Çocuk Derneği’nin kuruluş amacı ve bizleri bir araya getiren temel motivasyon, çocuklar için daha iyi bir dünyanın mümkün olduğuna olan umudumuz. Amacımız da daha iyi bir dünya yolunda çocukların yaşamına, hak ve özgürlük sahibi bireyler olarak algılanmalarına, mutlu olmalarına, özgürleşmelerine katkıda bulunmak.

Gündem Çocuk’un faaliyet alanları neler?

Çocuk gelişimciler, sosyal hizmet uzmanları, hukukçular, mimarlar, sosyologlar, akademisyenler ve yayıncıların oluşturduğu Gündem Çocuk Derneği 11 yıldır çalışmalarını yürütüyor. Tüzüğünün doğal eki olarak kabul ettiği Birleşmiş Milletlet Çocuk Hakları Sözleşmesi temelinde çocuk hakları ihlallerini görünür kılarken karar vericilere politika önerilerinde bulunuyor, çocukların seslerini duyurmaya çalışıyor.

Tüm çalışmalarında sorumluluk ve yükümlülük sahiplerine görevlerini hatırlatırken öneriler geliştirerek çocuklar yararına bir dönüşüm için uğraşıyor.  Dernek, pek çok platform ve ağda yer alarak çocuk hakları için işbirlikleri kuruyor.

Türkiye’de yaşanan hak ihlallerinin en önemli sebebi olan “toplumun çocuk algısı”nın hak temelli bir şekilde dönüşerek, çocukların hak ve özgürlük sahibi bireyler olarak algılanması için programlar uyguluyor. Hak ihlallerinde kısır bir döngü olan cezasızlıkla mücadele ederek; çocuk hakları ihlallerinin ortadan kalkması için stratejik davalara yapıyor, davalara müdahil oluyor, davaları izliyor. Örneğin; Karaman davasının, 15 yaşında yaşamını kaybeden işitme engelli Yunus Eser ile 13 yaşında kaçak olarak çalıştığı iş yerinde press makinesine sıkışarak yaşamını kaybeden Ahmet Yıldız’ın davlarının müdahili ve takipçisi…

Gündem Çocuk Derneği OHAL kapsamında kapatılan 370 dernek arasında yer aldı. Bu kapatmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bu süreci Türkiye’deki genel baskı ortamından ayrı değerlendiremeyiz. 370 derneğin kapatılması; insan hakları örgütlerine, sivil toplum örgütlerine yönelik baskının bir parçası. Tabii ki hukuk dışı buluyoruz ve bu nedenle de bu sürece ilişkin hukuki başvurularımız olacak.

Hangi çalışmamızın kimi rahatsız ettiğini bilmiyoruz. Biz çocuklar için olması gereken ama olmayan ve ne yapılması gerekiyorsa onu söyleyen ve onun üzerine çalışan bir insan hakları örgütüyüz. Eksik yapılanı anlatıyoruz. Devlet kurumlarının, siyasi yapıların yapmaları gerekenleri hatırlatıp, destek olmaya çalışıyoruz.

Pozantı Cezaevi’nde yaşanan çocuk istismarlarını da gündeme getirmiştiniz. Olay sonrası bunu yapanlar değil duyuranlar cezalandırılmıştı. İstismar davalarında uygulanan bu cezasızlık halini nasıl açıklarsınız?

Aslında bu çok sık karşılaştığımız bir durum. Hak ihlalleriyle ilgili yükümlülük sahipleri genellikle çocukları değil failleri savunma pozisyonuna geçiyor. Örneğin; üzerine lavabo düşerek yaşamını kaybeden Efe’yi bilirkişi yaramaz ilan edebilmişti. Ya da cinsel istismara uğrayan çocuklarla ilgili mahkemeler rıza tartışması yapabiliyor. Pozantı Cezaevi’nde çocukların yaşadıkları şiddet olayını açığa çıkartan gazeteci ve insan hakları savunucusu hakkında da soruşturma başlatılmıştı. Bunlar hep aynı mekanizmanın işletilmesi…

Çalışmalarınızı hangi yol haritası ışığında gerçekleştiriyorsunuz?

11 yıldır çocuğun insan hakları alanında yoğun çalışıyoruz. Türkiye’de olan biten her şey çocukları da etkiliyor. Hatta en çok ve en derin şekilde… Biz çalışmalarımızı beş program altında yürütüyoruz: Toplumsal Algı Değişikliği, Katılım, Savunuculuk, Ağ Çalışmaları ve Vaka Takibi.

Bu programlar temelinde son dönem yürüttüğümüz bazı çalışmalarımız şöyle: Çocuk Hakları Akademimiz çalışmalarına Aralık ayında başlayacaktı. Akademinin ilk faaliyeti çocuk gelişimi, sosyal hizmet, psikoloji vb bölümlerde okuyan üniversite öğrencilerine yönelik çocuk hakları eğitimleri idi.

Derneğin yarıda kesilen çalışmaları

Derneğin kapatılması ile birlikte sanırım pek çok çalışmanız kesintiye uğramak zorunda kaldı.

Evet. Başlamış olduğumuz çalışmalarımızdan bahsedeyim.

Her yıl düzenli olarak yayımladığımız Türkiye’de Çocuğun Yaşam Hakkı Raporu’nun 2016 Raporu için hazırlıkları sürüyordu. 2017’nin başında raporu açıklayacaktık.

2014 yılında çerçeve rapor olarak yayımladığımız Türkiye’de Çocuğa Yönelik Ayrımcılık Raporu’nun ikincisinin hazırlığı devam ediyordu. Biliyoruz ki çocukların maruz kaldıkları ayrımcılık görünür olamıyor. Bu anlamda bu raporu çok önemsiyoruz. Çalışmak zorunda kalan çocuklarla görüşmeler yoluyla Türkiye’de Çocuk İşçiliği ile Mücadele Raporu da hazırlığı devam eden bir başka rapordu.

AB Bakanlığı, Merkezi Finans ve İhale Birimi’nin desteğiyle yürüttüğümüz Çocuklara Yönelik Ticari Cinsel Sömürüye Son Projesi’nde analiz raporumuz tamamlanma aşamasındaydı. Rapor üzerinden politika belgeleri hazırlayarak TBMM’de çalışmalar başlatacaktık. 2017 yılında gerçekleştirmek üzere Çocuk Filmleri Festivali için de yola çıkmıştık…

MEB ile protokol çerçevesinde yürüyen Okullarda Fiziksel Güvenlik Projesi kapsamında, okullarda fiziksel güvenliği kontrol edecek listelerden oluşan rehber hazırladık. Bu rehber baskı aşamasındaydı. Baskısı tamamlandıktan sonra MEB aracılığı ile okullara yaygınlaştırılacaktı.

Katılım programı temelinde yürüttüğümüz Medya ve Çocuk çalışmaları sürüyordu. Çocuklar tarafından hazırlanan Eksi18 Çocuk Gazetesi yayındaydı.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencileri ile çocuk İstismarı konulu Hukuk Kliniği çalışması haftada bir gün devam ediyordu.

Cezasızlıkla mücadele etmek için vaka takibi programı kapsamında çocuklara yönelik cinsel istismar davalarının takibi sürüyordu.

Örneğin; 1 Aralık’ta Samsun’da bir davaya müdahillik dilekçemizi verecektik.  İzlemesini yaptığımız bir dava da 17 yaşındaki Lütfullah Tacik’in öldürülmesi ile ilgiliydi. Afganistan’dan göç eden Lütfullah Van’da Geri Gönderme Merkezi’nde yaşamını kaybetmişti. Takip ettiğimiz bir diğer dava da 14 Ocak 2015 tarihinde Cizre’de öldürülen 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın davası idi.

Stratejik davalara kapsamında Anayasa Mahkemesi’ne başvurularımız olmuştu. Onlarla ilgili sonuçları bekliyoruz. Bir başvurumuz çocuk evliliklerinin iptaline ilişkindi. Bu karar çocuk hakları açısından çok önemli bir kazanım olabilecek. AYM’den karar beklediğimiz bir diğer dava ise Adana’da kaçak olarak çalıştığı yerde, pres makinesine sıkışarak yaşamını kaybeden 13 yaşındaki Ahmet Yıldız’ın davası…  Önümüzdeki günlerde kararın çıkacağını düşünüyoruz.

Çocuklar derneklerine sahip çıktı

Dernek çalışmaları içinde çocukların da aktif yer aldığı etkinlikler mevcut. Bunlar çocuklar üzerinde nasıl bir etki yaratıyor?

Evet. BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12. maddesi temelinde çocuklarla pek çok çalışma yürütüyoruz. Şu günlerde çocuklarla Eksi 18 adli bir digital gazete çalışmamız devam ediyordu. Henüz çocuklarla doğrudan bir araya gelip durumu anlatma olanağımız olamadı ancak daha önce çalıştığımız çocuklardan çok fazla tepki ve destek geldi.  Açıkçası onların bu destekleri, cesaretleri bizi çok güçlendirdi. Hayat hepimizi zorluyor olabilir ama bütün bunların dışında eşitliğe, adalete dair çok önemli şeyler oluyor. Yaşanılan zorluklar galiba boşa değil.

Çocuk hakları alanında bu denli önemli çalışmalara imza atan bir derneğin kapatılması ile ülkede çocuk haklarına verilen önem arasında bir bağ kurabilir miyiz?

Çocuk hakları ihlallerinin çözümüne ilişkin iradeyle çok ilgili. Bizim faaliyetlerimiz durdu ama ne yazık ki çocukların uğradıkları hak ihlalleri durmuyor.  Örneğin faaliyetlerimizin durdurulduğu gün Adıyaman’da çocuklara yönelik istismar olayı açığa çıktı. Yani hala çocuğa yönelik cinsel istismar devam ediyor. Hala çocuklar çalışmak zorunda. Hala mülteci çocuklar çok zor koşullarda yaşıyor, hala ayrımcılık, çocuğa yönelik şiddet devam ediyor.

Çocuğun hakları meselesinde temel yükümlülük devletlerindir. Bu yükümlülüğün üç aksı bulunur. Birincisi, devletin bizzat çocukların haklarını ihlal etmemesi. Diğeri, çocukları üçüncü kişilerin ihlalinden koruması, bu ihlalleri önlemesi. Üçüncüsü ise çocukların hak ve özgürlüklerinin hayata geçmesi için tüm olanakları sağlanması.

İnsan hakları örgütleri çalışmalarını bu temelde yürütür. Biz de 11 yıldır bu yaklaşımı temel aldık. Derneğin kapatılmasının sebebini  bilmiyoruz ama bildiğimiz bir şey var ki tüm dünyada insan hakları, çocuk hakları örgütleri ve savunucuları devletlerle, siyasi yapılarla,  iktidarı elinde tutanlarla ters düşebilir. Bu sebeple çalışmaları yürüten kurumlar ve insan hakları savunucuları zaman zaman baskı görebilirler. Türkiye’de bugünlerde olan bitenler de bununla ilgili.

Previous post
'Cezasızlık geleneği kırıldı': Kemal Ördek'e cinsel saldırıya hapis cezası
Next post
TL değer kaybetmeye devam ediyor: Dolar 3.35'i aştı