Ana SayfaDünyaBarzani’nin Şengal çıkışı: KDP, ÖSO ve Fırat Kalkanı – ANALİZ

Barzani’nin Şengal çıkışı: KDP, ÖSO ve Fırat Kalkanı – ANALİZ

HABER MERKEZİ – Neçirvan Barzani’nin Şengal’den PKK’nin çıkması için güç kullanabileceklerini açıklaması Şengal’in geleceğinin nasıl şekilleneceğine yönelik tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Türkiye’nin “yeni bir  Kandil oluşmasına izin vermeyeceğiz”  yaklaşımına Barzani’nin açıklamaları da eklenince Türkiye’nin Peşmerge eliyle PKK’ye karşı savaşmayı planladığı değerlendiriliyor. Türkiye Rojava’da Fırat Kalkanı’nda ÖSO’ya yüklediği rolü Güney’de de KDP’ye vermeye mi çalışıyor? 

HÜSEYİN SEYİT

Irak Federal Kürdistan Bölgesi tarihi, partiler arası çatışmalar nedeniyle oldukça karanlık bir geçmişe sahip.  KDP ve YNK arasında yıllarca süren savaşlarda her iki taraftan binlerce peşmerge yaşamını yitirirken, yüz binlerce kişi de iç göç ile yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı.

1975 yılında KDP’den ayrılarak yeni bir oluşum ilan eden YNK ile KDP arasında sürekli gerginlik ve çatışmalar yaşansa da asıl çatışmalar 90’lı yıllarda şiddetlendi. Bu dönemde KDP ve YNK Türkiye, Irak ve İran gibi ülkelerin desteğini alarak birbirine karşı şiddetli çatışmalara girdi. Yine 90’lı yıllarda Türkiye’nin desteğiyle her iki parti zaman zaman PKK’ye karşı savaştı.  Tüm bu savaşlarda binlerce peşmerge ve PKK’li yaşamını yitirdi. Günümüzde Federal Kürdistan Bölgesi’ndeki tüm siyasi partiler ve halk bu karanlık dönemi “Brakuji” yani kardeşin kardeşi öldürdüğü bir utanç dönemi olarak adlandırıyor.

Yeni bir brakuji ihtimali mi?

Neçirvan Barzani’nin geçtiğimiz hafta Rojava’ya yönelik açıklamaları ‘güç kullanma’ gibi bir terim içermediği için gündemde pek yer almadı. Ancak Şengal’de bulunan PKK’lilerin ‘gerekirse güç kullanılarak çıkarılacağı’ açıklaması yeni bir ‘brakuji’ mi yaşanacak sorusunu gündeme getirdi.

KDP ile PKK arasında sürekli olarak bir gerginliğin olduğunu belirtmek mümkün. Ancak uzun bir dönemdir her iki partinin temsilcileri de birbirlerine karşı güç kullanmayı dile getirmekten kaçınan bir politika izliyorlardı.

Barzani’nin açıklamaları bu bakımdan Federal Kürdistan’da yeni bir döneme işaret ediyor olabilir. Neçirvan Barzani’nin Türkiye ile olan ticari ilişkileri nedeniyle Türkiye eksenli bir politika izlediği herkes tarafından bilinen bir gerçek. Ancak asıl sorun Neçirvan Barzani’nin bu görüşlerinin kendi partisinde ne kadar kabul göreceği ve KDP’nin yeni bir ‘brakuji’ oluşmasına izin verip vermeyeceği.

Tehlikenin boyutu

Kürtler arası ulusal birlik tartışmalarının yaşandığı böylesi bir dönemde böyle bir çatışmanın yaşanmasının zor bir ihtimal olduğunu belirtmek gerekiyor. Ancak KDP’nin gerek YNK gerekse PKK ile savaşlarında sürekli bir dış ülkenin desteğini aldığını belirtmiştik.

Şengal’den PKK’nin çıkmasına ilişkin Barzani’nin yaptığı açıklamaya Türkiye’den en üst düzeyde destek verilmesi hatta ortak harekât önermesi  tehlikenin boyutlarını gösteriyor. KDP’nin bu soruna yaklaşımı Federal Kürdistan’ın geleceğini yakından ilgilendirdiği gibi tüm Kürt coğrafyasını da yakından ilgilendiriyor.

Barzani’nin açıklamaları kendisine yakın medya kuruluşları dışında kimse tarafından olumlu karşılanmadı. Kendi partisinden de bu konuda henüz resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak bir hafta içinde tehditkâr iki açıklamanın üst üste yapılması bu konuda belli bir kamuoyu yaratılmaya çalışıldığını gösteriyor.

Türkiye’nin Şengal ‘bahanesi’

Türkiye’den yapılan açıklamalarda ise KDP’ye Rojava’da kullanılan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) gibi bir misyon yüklenmeye çalışıldığı anlaşılıyor.

Türkiye Rojava’da nasıl Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) karşı ÖSO’yu kullanıyorsa Şengal’de de PKK’ye karşı KDP’yi bu şekilde kullanmayı amaçlıyor. Elbette Türkiye Şengal bahanesiyle Federal Kürdistan’a girip bir daha çıkmamayı hesaplıyor. Türkiye’nin Federal Kürdistan’da bulunan askeri varlığının büyük çoğunluğu yerleşim yerlerinden uzak noktalarda bulunuyor. Türkiye’nin Şengal’e kadar gitmesi ise burada kalıcı olacağı anlamına geldiği için Federal Kürdistan’ın geleceği açısından ciddi tehlikeler içerdiği kadar Rojava için de yeni bir kuşatma  anlamına geliyor.

Bozulan imajı düzeltmek

Sadece Neçirvan Barzani’nin ve Türkiye’nin istemiyle Şengal’de PKK’ye karşı böyle bir operasyon başlatılabilmesi oldukça güç. Ancak Türkiye nasıl ki ordusunun bozulan imajını Fırat Kalkanı harekatıyla düzeltmeye çalıştıysa KDP de Şengal’i terk eden peşmergenin bozulan imajını düzeltmek için böyle bir çılgınlık yapabilir.

PKK’nin Şengal katlimanın ardından bölgeye geldiği bir gerçek ancak güçlerinin büyük bir bölümünü çektiği de ayrı bir gerçek. Şengal’in savunması, bugün büyük çoğunluğunu Ezidilerin oluşturduğu YBŞ ve YPJ güçleri tarafından sağlanıyor. Dolayısıyla Şengal’de Barzani’nin söylediği gibi bir ‘güç kullanma’ durumunda yeni bir Ezidi katliamının da zemini yaratılacaktır.

Kürt kamuoyunun tutumu ne olacak?

Peki Federal Kürdistan’da bu durum nasıl karşılanacak? Şunu net olarak söylemek gerekir: Böylesi bir çatışma ihtimali bölgenin geleceğini ciddi anlamda etkileyecektir. Ancak bu çatışmanın yaşanmasına ne Federal Kürdistan bölgesindeki siyasi partiler ve halk ne de artık tüm Kürt siyasi partileri üzerinde ciddi etkileri olan Kürt kamuoyu izin vermeyecek, böylesi bir çılgınlığa geçit verilmeyecektir. Ancak oluşturulmaya çalışılan bu kamuoyunun da tehlikeler içerdiğini unutmamak gerekir.