Ana SayfaGüncelGazeteci Ahmet Şık tutuklandı

Gazeteci Ahmet Şık tutuklandı

HABER MERKEZİ – Twitter paylaşımları ve yazıları nedeniyle gözaltına alınan gazeteci Ahmet Şık, çıkartıldığı mahkeme tarafından “örgüt propagandası” iddiasıyla tutuklandı. Şık’ın tutuklanmasıyla birlikte tutuklu gazetecilerin sayısı 144’e çıktı.

Gazeteci Ahmet Şık, dün sabah saatlerinde evine yapılan polis baskını ile gözaltına alınmıştı.

Twitter paylaşımları ve yazıları nedeniyle gözaltına alınan Şık’ın 24 saatlik gözaltı süresinin ardından ifadesi alındı.

Avukatlardan edinilen bilgiye göre Şık’ın ifadesini İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gelen Basın Savcısı Fahrettin Kerim Yerli aldı.

Şık ifadesinde sorulara ilişkin “Gazeteciliği böyle soruşturamazsınız. Beş yıl öncesinin aynısı tekrar ediyor” dediği öğrenildi.

Ahmet Şık’a tweetlerinin, “Terör Örgütü Propagandası Yapmak” ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 301 maddesindeki düzenlemeye göre “Türkiye Cumhuriyetini, Yargı Organlarını, Askeri ve Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama” suçu kapsamında değerlendirildiğini belirten Savcı, konuyla ilgili ifadesini sordu.

Şık, “Ben bütün soruları ve paylaşımları görüp öğrendikten sonra beyanda bulunup bulunmayacağıma karar vereceğim, şimdilik bu soruya cevap vermek istemiyorum” diye yanıt vardı.

Suçlamalardan biri Sabah gazetesi muhabirinin yazısı

Savcının suçlamalarından biri de, “Sabah Gazetesi muhabiri Nazif Kahraman’ın adı geçen gazetenin internet sitesinde yazdığı “MİT Tırları kumpasının başrolündeki FETÖ’den tutuklu Savcı Özcan Şişman’ın mektubuna Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan Ahmet Şık’ın bu şekilde saldırıyı MİT’in üzerine yıkmak ve olaydaki FETÖ etkinliğini karartmaya çalışmakla suçlanıyor” şeklindeki iddiasıydı.

Son olarak Savcı’nın, “C. Savcısı Şehit Mehmet Selim Kiraz’ın öldürülmesi öncesinde olayı gerçekleştiren kişilerle herhangi bir şekilde görüşmeniz oldu mu? Röportaj yaptınız mı? Bu kişilere siz mi ulaştınız, yoksa bu kişiler mi size ulaştı, bu kişilerle ilginiz nedir? Bu konudaki beyanlarınızı söyleyiniz” suçlamasına, Ahmet Şık, tüm soruları kapsayan bir şekilde cevap vererek şöyle dedi:

Ben yukarıdaki soruların hepsine genel olarak cevap vermek istiyorum, 15 Temmuz kalkışması başarılı olsaydı, su an yaşadığımızı yaşamış olacaktık, yani darbenin engellenmiş olması bir cuntanın iktidarda olduğunu değiştirmiyor ve böyle bir dönemde zaten geçmişten beri sorunlu olan yargının kendisinin hukukla bağının bu kadar zayıf olduğu bir süreçte mesleki faliyetlerimin soruşturma konusu edilmesini meslek ahlakıma hakaret sayarım, kimsenin de haddine değildir.

Dolayısıyla bu sorulara yanıt vermek istemiyorum, yargı bağımsız, tarafsız ve adil olabilseydi o zaman ifade vermek isterdim, zaten böyle bir soruşturma olmazdı. Savcılık makamının yönelttiği sorulardan birisi Sabah Gazetesi’nde Nazif Karaman’ın imzasıyla yayınlanan bir haberden yola çıkılarak yöneltilmiştir, haber metninde savcılık makamı kastedilerek şahsımın suçlandığına ilişkin bazı konular dile getirilmektedir, ancak soru bizzat haber metninde yazan konu ile ilgilidir. Haberi yazan kişinin iddiasına ne diyorsunuz şeklindedir.

Soruşturmayı Adalet Bakanlığı’na bağlı savcılık makamı mı yürütmektedir, yoksa bir medya çalışanı mı yürütmektedir. Şuanda sahnelenen senaryoyu daha önce ben yaşadım, 2011 yılında AKP ve Gülen cemaatini taht kavgasına tutuşunca şuanda yaşanan savaş günlerine gelindi, günümüzün kullanışlı sözcüğü de daha önce adlandırılan bahsetmekten bile korkulan Gülen Cemaatini kasteden FETÖ olarak karşımıza çıktı. Ergenekon sürecinde poliste yargıda örgütlenmiş bir suç örgüt olarak çalışan Gülen cemati kadroları ve bu çetenin siyasi onay makamı AKP hükümeti hedef aldıkları her kim ise öncelikle kendilerine yakın medya organlarında asılsız suçlamalarla itibar suikastine uğratıldı, daha sonra bu suç örgütüne mensup polisler hedef alınan kişiyi gözaltına alır, gözaltının süresinin sonunda suç örgütünün başka bir uzantısı olan savcılık makamının karşısına çıkartılırdı, Orada karşınıza çıkacak sonuç belliydi, tutuklama istemiyle sevk olma, hakimler zaten bu suç örgütü zincirinin diğer halkasıydı, yani suçlama sorgulama, hüküm ve her şey önceden belirlenmiş bir senaryonun parçasıydı, iki eski iktidar ortağının birbirleriyle savaşa tutuşmaları neticesinde Gülen cemaati kadroları büyük oranda polis teşkilatı ve yargıdan tasfiye ediliyormuş gibi görünüyor, Ancak o dönemde karşımıza çıkan hukuğun paspas edilmesi süreci yeni figüranlarıyla ve daha pespaye bir biçimde sergilenmeye devam ediyor. 5 yıl önceki Ergenekon örgütü bağlamında suçlandığımda mesleki faaliyetlerim soruşturma konusu olmuştu, Şimdi de mesleki faaliyetlerim başka bir isimle soruşturma konusu edilmeye çalışılıyor, bu aşamada söyleyecek başka bir sözüm yoktur.

Tutuklama kararı

İfade işleminin ardından Şık, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi.

Şık çıkartıldığı mahkeme tarafından ‘örgüt propagandası’ iddiasıyla tutuklandı.

Avukat Efkan Bolaç,  Twitter hesabından Şık’ın tutuklama kararı öncesi salona girerken, “Görüşemezsek hoşça kalın, enseyi karartmayın” dediğini paylaştı.