Ana SayfaDünyaParis cinayetinin tetikçisi Ömer Güney cezaevinde yaşamını yitirdi

Paris cinayetinin tetikçisi Ömer Güney cezaevinde yaşamını yitirdi

HABER MERKEZİ – Paris’te 9 Ocak 2013 tarihinde üç Kürt siyasetçi kadını öldüren Ömer Güney’in kaldığı cezaevinde yaşamını yitirdiği duyuruldu. Güney’in ölüm haberi, dava öncesi bir araya gelen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in aileleri tarafından açıklandı.

Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013 tarihinde öldürülen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in aileleri ortak açıklama yaptı.

Açıklamada, üç Kürt siyasetçi kadını öldüren Ömer Güney’in kaldığı cezaevinde yaşamını yitirdiği aktarıldı.

Paris cinayeti davası 23 Ocak – 23 Şubat 2017 tarihleri arasında görülecekti.

Güney’in ölüm nedeni ve zamanı konusunda henüz Fransız makamlarından resmi bir açıklama yapılmadı.

Sakine Cansız’ın kardeşi Metin Cansız, Fidan Doğan’ın babası Hasan Doğan ve Leyla Şaylemez’in babası Cumali Şaylemez’in ortak açıklaması ise şöyle:

16.12.2016 Cuma akşamı dava avukatlarımız tarafından ‘davanın sanığı Ömer Güney’in son gelen sağlık raporuna göre hayati derecede ağır hasta olduğu, bunun için avukatının tahliye talebinde bulunduğu ve bu talebin 19.12.2016 Pazartesi günü mahkemede görüşüleceği’ bilgisi tarafımıza iletildi. Biz aileler olarak Cumartesi günü bir araya geldik ve konuyu aramızda değerlendirdik. Tam da değerlendirmelerimizi yaparken bize yeni bir haber geldi ve sanığın öldüğü bildirildi.

Katliamın hemen ardından açılan soruşturma 3 yıl boyunca sürdürülüp Mayıs 2015 tarihinde sonlandırılmış ve 9 Temmuz 2015’te iddianame mahkemeye sunulmuştu. Soruşturma 2015 yılı ortalarında sonlandırılmasına karşın bir türlü mahkemenin hangi tarihte yapılacağı belirtilmiyordu. Arada uzun bir süre geçtikten sonra katliam dosyasının Paris Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşma günü 5 Aralık 2016 olarak belirlenmişti. Ardından Haziran 2016 da gerekçe gösterilmeksizin mahkemenin 23 Ocak – 23 Şubat 2017 tarihleri arasında görüleceği olarak değişikliğe uğratılmıştı. Buraya kadar her şey normal Fransız yargısının hantal ve rutin işleyişi gibi görülebilir.

Bu süreçte yaşananlar ışığında katledilen üç kadının aileleri olarak soruyoruz:

Gözaltına alındığı ilk günden itibaren sağlık sorunu olduğu bilindiği ve sürekli uzmanların yapmış olduğu kontrollerde ‘sağlık sorunları var’ denildiği halde, bugüne kadar neden duruşması yapılmadı?

O gün sağlık sorunu olduğunu bilenler neden üç yıllık gibi bir süreçte, ilk iki yıl dışında neredeyse soruşturmaya kimi resmi evraklar dışında bir tek belge eklenmediği halde soruşturmayı üç yıl sürdürdü?

Soruşturma 2015 yılı ortalarında sonlandığı halde neden 2017 Ocak ayı beklendi? 5 Aralık tarihi bilinçli olarak mı 23 Ocak 2017’ye ertelendi?

Dosya içeriğinde ve iddianamede de belirtildiği gibi, olay organize bir olaydır, fail tek kişi değildir ve Türk MİT’i olayın arkasındadır. Bu kadar bilgiye rağmen neden başka faillere ulaşılmadı ve sürekli olarak tek sanıklı bir dosya yaratıldı?

Biz maktullerin aileleri olarak bu soruların yanıtlarını istiyoruz.

Sürekli olarak katliamın arkasındaki güçleri ortaya çıkarın, açıklayın dedik. Bugüne kadar sayısız kez ‘adalet ve aydınlık’ talebini en demokratik biçimde sayısız kez haykıran Kürt halkı ve aileler olarak Fransız yargısını sayısız kez bu konuda göreve çağırdık. Siyasi ve ekonomik çıkarlar gereği bu katliamın arkasındaki güçlerin karartılmaması için her fırsatta yetkili siyasi kurumlara gerekli uyarılarda bulunduk.

Katil zanlısını ortadan kaldırabilirler şeklinde sayısız kez uyarılarda bulunduk. Bu uyarılarımızı her fırsatta yineledik. Ne yazık ki sonunda haklı çıktık.

Öyle görünüyor ki bu senaryo çoktan yazıldı ve uygulandı. Eğer duruşmalar yapılsaydı o duruşmada yalnız Ömer Güney değil, aynı zamanda Türk Devleti, Türk MİT’i ve Türk Hükümeti yargılanacaktı, mahkûm olacaklardı. İşte engellenmek istenen ve engellenen bu durumdur. Ömer Güney bir piyondu ve o piyon ortadan kaldırılarak Türk Devleti kurumaya alındı.

Bu durumun ortaya çıkmasında Fransa makamları sorumludur.

Biz aileler olarak bu dosyanın ve bu davanın takipçisi olacağız. Fail yalnız bir kişi değildir. Diğer faillerin ortaya çıkarılarak yargılanmaları gerekir. Bir sanık ortadan kaldırıldı, öldü diye bu dosya kapanamaz ve Türk Devleti yargılanmaktan kurtulamaz.

Durumu kamuoyunun bilgisine sunuyor ve adalet isteyen herkesten yardım istiyoruz.