Ana SayfaDünyaÜtopya değil gerçek: Jinwar Özgür Kadın Köyü’nün inşasına başlandı

Ütopya değil gerçek: Jinwar Özgür Kadın Köyü’nün inşasına başlandı

HABER MERKEZİ – Rojava’da inşasına başlanan ekolojik temelli Jinwar Özgür Kadın Köyü’nü, projenin inşa komitesinde yer alan Heval Rumet’e sorduk. Jineoloji Akademisi’nden Rumet, günümüzde erkekle beraber yaşayan kadının hiçbir yaşam güvencesi ve garantisi olmadığını vurgularken, kadınların kendi kararları temelinde kendi yaşam alanlarını geliştirmelerinin yaşamsal bir ihtiyaç olduğunu ifade etti. Rumet, daha radikal ve kalıcı bir aşamaya geçme ihtiyacı doğduğu için de “kadın köyü” inşasına başladıklarını belirtti.

Bekir AVCI

Rojava’nın Cizire kantonundaki Dirbesiye yakınlarında Jineoloji ve Özgür Kadın Vakfı, bir kadın köyünün inşasına başladı.

“Jinwar”* adı verilen bu kadın köyü önümüzdeki yıl Şubat ayında hayata geçecek.

Peki, köyün inşa çalışmaları nasıl başladı, çalışmalar ne aşamada? Neden böyle bir inşa ve Jinwar nasıl hayata geçirilecek?

‘Bazı’ soru işaretlerine yanıt

Jinwar Özgür Kadın Köyü İnşa Komitesi yetkilileri bu fikrin herkesi heyecanlandırdığını belirtiyor.

Gazete Karınca’ya konuşan Jineoloji Akademisi’nden Heval Rumet ise akıllardaki ‘bazı’ soru işaretleri için şunları söylüyor:

Kadının kendi yaşam alanı ve özgücü temelinde yaşamını örgütleme düşüncesi herkesi heyecanlandırdı. Bu çalışmaya tanık olan, çalışmayı duyan herkesin ilk sorduğu soru şu: ‘Çok güzel ve önemli bir çalışma ama nasıl olacak?’ ve yine ‘Kadınlar kendilerini koruyabilecek mi?’

Bizler acabalarla çalışmamıza başlamadık. Bunun iddia ve planlaması çok net. Çünkü biz kadın devriminin gerçekleştiği bir alanda, Rojava’da bu uygulamayı gerçekleştiriyoruz.

Proje nasıl başladı?

Rumet, proje fikrinin ve ilk çalışmaların nasıl başladığını ise şöyle anlatıyor:

Öncelikle inşa komitesinin oluşturulması ve bu konuda yapılacak çalışmaların planlanması ile girişimler başladı. Toplumun bilgeleri olan anaların görüşleri dinlenerek çalışma anlayışı geliştirildi. Toplumun din, dil, etnik köken farkını kültürel zenginlik anlayışına dayandıran renkli tartışmalar ile geliştirilen bir zeminde buluşuldu. Projenin pratikleştirilmesi ve inşa sürecine katkı anlamında genel tartışma ortamları sağlandı.

İnşa çalışmalarının önce zihniyette somutlaşması ve gerekli desteğe ulaşması pratik inşadan çok daha önemli. Bu anlamda tartışma platformları da devam ediyor.

Tarihten bugüne: Rojava ve kadın

kadın köyü

Kadınların kendi kararları temelinde kendi yaşam alanlarını geliştirmelerinin yaşamsal bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Rumet, daha radikal ve kalıcı bir aşamaya geçme ihtiyacı doğduğunu ve “kadın köyü” inşasının bu radikal aşamayı ifade ettiğini belirtiyor.

Rumet, kadın yerleşimlerinin tarihte birçok örneği olduğunu ise Rojava’nın tarihine referansla hatırlatıyor.

Tarihteki ortak inanç alanları ya da tapınakları anımsatan Rumet, bunların aynı zamanda ilk yurt ve yerleşme biçimleri olduğu yönündeki araştırma sonuçlarına dikkat çekiyor:

Bizim de amacımız bu farklı yaşam biçimini, kadına dayalı yaşam biçimini kendi kökleri üzerinde yeniden canlandırmak. ‘Yeni bir köy’ demek ya da ‘Yeni bir köy kurmak’ demek duygu ve düşüncelerde bir şeyleri netleştirmiyor. Bu, kadın köyü ya da yaşam alanını somutlaştırmıyor.

Aslında bunu da baştan belirtmek gerek. Yeniden bir köy kurulmuyor; yaşamsal, tarihsel, toplumsal ve güncel ihtiyaçlar temelinde kadın yaşam alanları kendi kökleri üzerinde canlandırılıyor.

Amaç

“Yaşanan acı ve zulmün aşılmasını, kadına uygulanan cins-sınıf-ulus soykırımının kadın aklıyla çözülmesini hedefliyoruz” diyen Heval Rumet, kadının kendini ifade edebileceği, kendini örgütleyebileceği, ekonomik-sosyal-kültürel yaşam farkını daha belirgin bir şekilde açığa çıkarabileceği alanlara ihtiyacı olduğunu belirtiyor.

Rumet, projenin amacını ise şöyle anlatıyor:

Bu proje daha çok yaşamı iyileştirme ve kadın eksenli yaşam tarzının farkını ortaya koyabilme amacıyla geliştiriliyor. Köy sakinlerinin daha doğrusu ilk yerleşimcilerin görüş ve önerileri ile ihtiyaçları temelinde toplumsal yaşam biçimi örgütlendirilecek. Çünkü Jinwar Özgür Kadın Köyü çalışması bir sığınma alanı, kısa vadeli dinlenme alanı, en zorda olan kadının sorunlarının çözülüp gideceği bir alan olmayacak. Burası kadınların yaşam ve üretim alanı olarak uzun vadeli ve yerleşik yaşam biçimi temelinde geliştirilecek.

Kaygılara yanıt: ‘Sözleşmemiz olacak’

Projeye ilişkin dillendirilen bazı kaygılara da dikkat çeken Rumet, tüm bu kaygılara bir yanıt olarak da şunları ifade ediyor:

Bazı kaygılar çok net ifade edilmese gelmese de -özellikle erkekler tarafından yaşanan kaygılar- bazı sorularla dile gelmekte. Mesela bir tartışmada ‘Peki, kadınlar kavga ederse ne olacak?’ diye soruldu. Ya da ‘Kadınlar nasıl geçinecek, nasıl eğitilecek?’ denildi. Tüm sorular yerinde ve doğru. Ancak bizim de tümünü kapsayacak ve bu kaygıları giderecek bir sözleşmemiz olacak.

Ayrıca kadınlar açısından bu kaygıların olmadığını net olarak belirtmek isterim.

Mevcut toplumsal sorunların merkezinde, erkek egemen zihniyet var. Bunun acısını yaşayan kadının bu projeyi sahiplenmesi ve katılım biçimi çok içten ve samimi olmakta. Kadının güvenlik sorunu erkeğin yanında yaşanmaktadır. Günümüzde erkekle beraber yaşayan kadının hiçbir yaşam güvencesi ve garantisi yok: Kadın ya dövülür, sövülür, kovulur ya da öldürülür. Tabi bu kadın kırımının karşısında duran erkek duruşlarını da unutmadan bunları belirtmek önemli.

Genel bir yaşam tarzına dönüşmeden kadının mevcut toplumsal alanda ciddi güvenlik ve yaşam sorunları ile karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Buna en radikal çözümün ise kadınların özgür mekanları olduğunu söylüyoruz.

Doğal ve ekolojik bir köy

kadın köyü

Kadın köyü inşasının tamamıyla ekolojik bir çalışma ile yürütüldüğünü de belirten Rumet, köyün inşasında kullanılan malzemelerin doğal ve ekolojik malzemelerden oluştuğunu ifade ediyor:

Doğal ve ekolojik yapı malzemeleri var, bunlar biliniyor. Sadece biraz taş, toprak, saman, su ve biraz da inşa bilinci…

Toplumumuz, hala doğallığını kaybetmeyen, bilge ve değerli ana-babaların birikimi ile bugünlere gelmiş doğal bir toplum. Özellikle kadının toplumsal inşa ve ekolojik bilgeliği günümüz üniversite bilgisini dahi aşan bir düzeyde. Bunları gördük, öğrendik, tartıştık ve inandık.

Eğer ekolojik-doğal köy inşasında kullanılacak malzemelere gelecek olursak… Temel yapı malzemesi kerpiç olacak. ‘Neden modern yapılar yerine kerpiç?’ diye soruluyor. Bu güzel bir soru olsa da bilgelikten yoksun ve ekolojik anlayıştan uzak bir soru. Çünkü tarihin yüzde 75 gibi büyük bir döneminde topraktan yapılmış evler ve toplumsal alanlar hakim olmuş. Öyle ki tarihte kerpiçten yapılmış yaşam alanları mevcut.

9 bin yıl öncesine dayanan taş ve kerpiç yapılar, bin yıllara rağmen dayanıklılıklarını koruyabilmişler. Diyarbakır’ın Ergani İlçesi’nin güneybatısında yer alan Çayönü höyüğü bir örnek. Burada önce taşla başlayıp kerpiçle yükseltilen, kalın duvarlı, aralarında avluların yer aldığı çok odalı yapı biçimleri ortaya çıkarılmış. Yine bunu takip eden süreçlerde Konya’nın güneydoğusundaki Çatalhöyük’te benzer yapılar görülmüş. Aşıklı Höyük, Beycesultan, Boğazköy gibi yerleşim alanlarında da aynı yapısal yöntemler mevcut. Yine İran’ın Kirman Eyaleti’nde bulunan BEM kalesi, Kuzeybatı Libya’daki bir vahada bulunan ve Çöldeki İnci, Kanada Mayne Adası’ndaki kerpiç evler, Berlin’deki Kerpiç Barış Tapınağı, Paul Weiner’in sıkıştırılmış toprak evi gibi çok sayıda örnek var.

Kenya’da Umoji (Kenya dilinde Birlik anlamına geliyor) köyü, kadının yaşam tercihini ortaya koymakta. 1990 yılında Rebecca Lolosoli tarafından kurulan bu köyde her türlü baskı ve şiddete uğrayan kadın bir araya gelip kendi yaşam alanını kurmuş. Bu köye erkeklerin girmesi yasaklanmış. Kadınlar geçimlerini el sanatlarıyla sağlamışlar, ayrıca ekime çok önem vermişler. Şimdiye kadar yaşayan bu canlı örnek birçok anlamda güç de vermekte.

Destek çağrısı

kadın köyü

Rumet, Jinwar’ın inşa çalışmalarının gönüllülüğe dayalı ve kolektif bir şekilde sürdüğünü de belirtiyor ve inşaya destek olmak isteyenlere de bir çağrıda bulunuyor:

İnşa çalışmaları tamamıyla gönüllülüğe dayalı, ortak emek ve kollektif çalışma anlayışı ile devam edecek. İnşa süreci de tüm destek ve dayanışma girişimlerine açık. İnşa sürecindeki her destek ve yardım Jinwar’a bir temel, kanal, taş, duvar, fidan, kerpiç ve saman olacak.

Komünal yaşamın ruhu kollektif katılımdır. Armağan kültürünün toplumsal bağı gönüllülüktür.

Bilindiği gibi köyler tarımı, yeşil alanı, hayvanı, verimi ile köy olur. Köy doğası komünal yaşamın kolektif doğasıdır. Bu doğaya katılıp köy inşa sürecinde maddi-manevi anlamda bir damla olmak isteyen herkese açıktır.

* Jinwar: “Jin”, Kürtçede “yaşam” ve “kadın” manasına geliyor; “War” ise “yerleşim yeri” ve “kamp” anlamını taşıyor. İki kelimenin birleşiminden oluşan “Jinwar” ise “kadın yerleşim yeri, kadın kampı” demek.

Previous post
Avrupa Konseyi'nden Türkiye'ye: İnsan haklarını ihlal ettiğini kabul et
Next post
CMK Yasası'nda düzenleme: Cinsel istismar suçu 18 yıla çıkarıldı