Ana SayfaGüncelErdoğan: Sömürelim diye sömürgecilik yapmıyoruz

Erdoğan: Sömürelim diye sömürgecilik yapmıyoruz

HABER MEREKEZİ – Batı mimarisini eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dikey değil yatay mimariden yanayım” dedi. ‘Kazanalım çağrısı’ da yapan Erdoğan, “Sizi sömürelim diye sömürgecilik yapmıyoruz. Bu bizim tarihimizde yok” ifadelerini kullandı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde Şehircilik Şurası’nda konuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

‘Dikey değil yatay mimariden yanayım’

Batı medeniyeti sahip olduğu devasa üretim kapasitesine rağmen insanlığın mutluluğuna aynı oranda katkı sunamıyor. Şehirle insan arasındaki ilişki insan öncelikli olmazsa yaşadığımız çevre manevi boyutuyla üzerimize çökmeye başlar.

Dünyanın dört bir tarafında önemli şehirleri ziyaret etme imkanı buldum. Yaşadığımız sıkıntılar bize mahsus değil. Pek çok toplum benzer sancıları yaşıyor. Nüfusun kır ve kent dağılımı hızla bozulmakta. Ülkemize baktığımızda 1950’de nüfusumuzun sadece yüzde 25’i şehirlerimizde yaşarkan bugün bu oran yüzde 90’ı aşmıştır.

Gittiğim yerlerde nizami şehirleşme örneklerini de gördüm. Ama bir şeyin düzenli olması doğru ve güzel olduğu anlamına gelmiyor. Binaların meydanların belirli bir kimliği şahsiyeti vardır, olmalıdır. Hiçbiri diğerinin aynı değildir. Batı’da tek tipçi bir mimari anlayış vardır. Aynı tip binalardan yüzlerce binlerce görürsünüz. Batı mimarisi budur. Düzenli ama karakteri olmayan şehirleşme bizim idealimiz olamaz.

1940’tan itibaren yaşanan gecekondulaşmada aynı tip binlerce bina ortaya çıkmıştır. Bu yapılaşma tarzı artık son bulmalıdır. Bu şurada bunun üzerinde ısrarla durulmalıdır. Ben dikey değil yatay mimariden yanayım. İnsan toprağa yakın yaşamalıdır. Dikey mimarinin altında yatan geçek az topraktan çok büyük para kazanmaktır. Yapılan iş budur. Şimdi Ergün Bey’e (TOKİ Başkanı Mehmet Ergün Turan) sesleniyorum. Artık ülkemizde tarihimize, kültürümüze hayat tarzımıza uygun binalar inşa etme dönemi geldi, geçiyor.

O çirkin yapılar yaylalarımızı kıyılarımızı dahi işgal etmeye başlamıştır. Karadeniz yaylalarında Ege’de Akdeniz’de gördüğüm yapılardan büyük rahatsızlık duyuyorum. Hep birlikte buna karşı set oluşturmalıyız. Şehirlerimiz gecekondu tarzı yapılardan kurtulurken şahsiyetsiz binalara terk edilmemelidir. Sadece rant, kazanç odaklı anlayışla şehir inşası gerçekleştiremeyiz.

Amerika’da Manhattan’ı düşünün… Devasa binaların arasına girdiğiniz zaman ruhsuz olduğunu görürsünüz. Bir insan orada medeni olarak yaşıyorum diyemezsiniz. Odanızdan betonu görürsünüz, yeşili değil.

Şehirleşmenin getirdiği güvenlik sorunlarını aşma konusunda da hep birlikte kafa yormalıyız. Bizim kültürümüzde zengin, fakir, patron, işçi yanyana evlerde oturabilmektedir. Bu birliktelik herkesin diğerinin halini görmesine, gerektiğinde yardım eli uzatmasına imkan sağlamaktadır. Bilinçli bir şekilde kurulan şehirler medeniyetlerin kurucu ve taşıyıcı şehirleri olmuştur.

‘Sizi sömürelim diye sömürgecilik yapmıyoruz’

Muhataplarımıza gelin birlikte kazanalım çağrısı yapıyoruz. Sizi sömürelim diye sömürgecilik yapmıyoruz. Bu bizim tarihimizde yok. Tüm dünya ile ilişkilerimizi bu anlayışla kurma ve geliştirme çabasındayız. Bizler ihmal ettiğimiz için ya maceraperestler gitmiş ya da FETÖ gitmiş. Buralara ilk bizler gitmeliydik, köprüleri biz kurmalıydık. Bu coğrafyada yapılacak çok iş, edilecek çok hizmet var. Önümüzdeki dönemde FETÖ’nün oradaki tahribatlarını gidereceğiz. Biz bu kadarını bilmiyorduk diyorlar. Belgeleri önlerine koyunca gereğini yapacağız dediler.

Ülkemizde yıkılıp yeniden yapılması gereken 6 milyonun üzerinde bina belirlenmiştir. Afetlerin ne zaman geleceği belli olmaz. Bizim elimizi çabuk tutmamız lazım. Kentsel dönüşüm için bugüne kadar 2.5 milyar lira kaynak kullanıldı. Kentsel dönüşüm çalışmalarında ne olur yerel mimariye uygun hareket edelim.

Bugün tekraren söylüyorum. Kot denilen bir olay var. Müteahhitler bununla ilgili acımasız bir şekilde yolsuzluk yapıyorlar. Kotu denizden verme anlayışını getirmemiz lazım. Meyilli bir arazi. Beyefendi en yüksek noktadan alıyor. Böyle yapınca 2-3 kat yerine 5-6 kat bina çıkıyor. Bu işi kökünden kazımamız lazım. Her taraftan bakınca güzellik olması lazım. Bodrum diyorsun adam zemin yapıyor. Bu konularda belediyelerin hassas davranması lazım. Bodrum güneşi görmeyen yerdir. Etrafını açmak suretiyle bodrumu zemine dönüştüren anlayış ihanet içerisindedir. Yetkililer buna müsaade etmemeli. Şurdan buradan kazanmak istiyoruz… Geçin o işleri. Kazanmak isterken şehre ihanet ediyorsun, ihanet. İnsanın şehirler üzerinde hakkı olduğu gibi şehirlerin de insanlar üzerinde hakları vardır. Medeni olacaksak böyle olacağız.

‘İnşaatların Boğaz’da yapılmasından da yanayım’

İstanbul Boğazı’nın hali ortada. Boğaz’ı felç ettiler. İstanbul felç. Neden? Bu yüzden. Bakıyorsun ki o güzelim Boğaz’da aman ya Rabbim, 5, 6, 7 kat binalar. Nerede bunlar? Ön görünümde. Niye kararlı bir duruş sergilenmediği için bunlar oluyor. Şimdi bununla ilgili çok ciddi bir Boğaz yasasının yeniden ele alınması, çıkartılması lazım. Bunun için Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın kararlı bir adım atması gerekiyor, hükümetimizin kararlı bir adım atması gerekiyor. Bunu sıfırlayalım demiyorum. İnşaatların Boğaz’da yapılmasından da yanayım. Bu çirkin yapılaşmaların yıkılıp, onların yerine inşaat yapılsın, yapılsın ama dediğim gibi bunun bir anayasası olsun adeta. Bu anayasasını kurduğumuz zaman bu mesele biter.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Lavrov: Cenevre görüşmeleri ertelendi
Sonraki Haber
Referandum kampanyasını Diyarbakır’da belirleyecekler