Ana SayfaÇalışma YaşamıKHK’yla ihracı TRT’de öğrendi, kazandığı yarışma için yurtdışına gidişi engellendi

KHK’yla ihracı TRT’de öğrendi, kazandığı yarışma için yurtdışına gidişi engellendi

HABER MERKEZİ – OHAL KHK’sı ile müzik öğretmenliğinden ihraç edilen Serap Ekinci Yaşar, bu kararı TRT’de davet edildiği bir müzik programının akabinde öğreniyor. İhracın hemen ardından umutsuzluğa mahal vermeden rotasını iç içe olduğu müzisyenliğe çeviren Serap, yurtdışında yapılacak olan bir müzik yarışmasının seçmelerini kazanıyor ancak bu kez de yurtdışına çıkışı engelleniyor. “Sesimi de kısamazlar ya” diyen Serap Ekinci Yaşar, ihraç hikayesini Gazete Karınca’ya anlattı. 


Haber: BEKİR AVCI


Serap Ekinci Yaşar, OHAL Kanun Hükümde Kararnameleri (KHK) ile ihraç edilen binlerce Eğitim-Sen’li öğretmenden yalnızca biri.

Diyarbakırlı olan Serap, memur bir baba ile okul öncesi öğretmeni olan bir annenin çocuğu. Ailenin hemen hepsi müzikle ilgili olduğu için kendisinin de müzikle şekillendiğini, müziğin içine doğduğunu söylüyor:

Çocukluğumun yarısı köyde dedemin çaldığı kavalın ezgileri ve radyonun çekebildiği ve pilin dayanabildiği kadar dinleyebildiğim türkü, şarkı ve hikayeler dinleyerek geçti. Köyde olmadığım zamanlarda ise amcalarımın çaldığı bağlamalar ve annemin söylediği türküler oluyordu.

Serap, müzik öğretmenliğine giden yolu ise şöyle anlatıyor:

Lise yıllarımda belediyenin açtığı korolara katılarak profesyonel müzik hayatına başlamış oldum. Hemen o dönemde TRT GAP Diyarbakır Radyosu Gençlik Korosu için sınav açtı ve sınavı kazanarak koroya dahil oldum. Yaklaşık üç yıl müzik ve repertuar eğitimi alarak konservatuar okumaya karar verdim. Gaziantep Üniversitesi’nde Ses Eğitimi bölümünü kazandım ve ‘şeref öğrencisi’ ünvanıyla mezun oldum. İki ay sonra da öğretmen olarak Diyarbakır’ın Çınar ilçesine müzik öğretmeni olarak atandım. İki yıl Çınar’da görev yaptım ve sonra evlilik dolayısıyla Muğla’ya tayin oldum.

Serap, mesleğinden ihraç edildiğini TRT’de davet edildiği bir programın akabinde öğrenmiş. Bu ‘trajikomik’ durumu ise şöyle anlatıyor:

TRT geçmişim liseden beri var. Ve yıllardır birçok programa davet edildim. Yine o programlardan biri için Diyarbakır’a gittim ve çok güzel bir program yaptık. Gayet güzel tepkiler aldım. Ertesi gün dönüş yapmak için yola çıktım ve ihraç haberini yolda aldım. Sanırım o an ben de bu trajikomikliği hissedip güldüm çünkü çok ilginç. Devletin kanalına çıkıyorum, insanlar beni izliyor, alkışlıyor, gurur duyuyor, tebrik ediyor ve sonra da aynı insanlar tam tersi bir tavır gösteriyor ya da tepkisiz kalıyor.

“Neye göre değişiyor durumlar anlayamıyorum” diyor Serap ve ekliyor: “Kim belirliyor bunları, neye göre ihraç ediliyor, fişleniyor ve hedef gösteriliyoruz bilmiyorum.”

İhracın ardından “Sesimi de kısamazlar ya” diyerek tutkuyla bağlı olduğu müzik ve müzisyenlik için bazı girişimlerde bulunduğunu anlatıyor. Ancak burada da karşısına bir takım engeller çıktığını belirtiyor:

‘Her neyse’ diyorsunuz ve hayata devam ediyorsunuz. Dönüp gitmek için yola koyulursunuz ya hani, ben de dönüş yolunda hep bunu düşündüm. Evet, işimden oldum, hukuksuz bir şekilde ekonomik ve diğer bütün kazanılmış haklarım elimden alındı ama ben bir müzisyenim. ‘Elbette sesimi kısamazlar’ dedim ve önüme çıkan fırsatları değerlendirmek istedim, bunun için çabaladım. değerlendirmeye çalıştım. Bir yarışma programına katıldım. Yurtdışında yapılacak olan bu programın seçmelerine girdim ve kazandım. ‘Tamam artık, güzel günler yakında, sıkı sıkı sarılıp sesimi ve müziğimi dünyaya duyurabileceğim bir fırsat çıktı’ dedim. Hemen gidip işlemlere başladım. İlk işim pasaport başvurusu yapmak oldu ve Emniyet’e gittim. Ancak orada bana başvurumu alamayacaklarını söylediler ve şok oldum. Bilgi de vermeyeceklerini, Muğla Emniyeti ile görüşmemi söylediler. Muğla Emniyeti de bilgi veremeyeceğini söyledi, gerekçe OHAL’di.

Derhal Valiliğe yazı yazdım çünkü hakkımda bir soruşturma olmadığı ve yurtdışı yasağım olmadığı halde neden pasaport alamayacağımı merak ediyordum. Bunları yazıp gönderdim ve cevap yine aynı oldu: ‘OHAL gereği bilgi veremiyoruz.’

Bir takım bürokratik işlemlerde bulunmaya devam ettiğini anlatan Serap, aslında herkesin durumun mantıksızlığının farkında olduğunu belirtiyor:

Madem beni görevden aldınız, madem ben size uygun bir insan değilim o zaman niye hâlâ beni alıkoyuyorsunuz? Madem suçluyum, o zaman açın dava yargılayın ve neyse cezası çekeyim. Ki bana ve diğer binlerce arkadaşıma ihraç edildiğimiz tebliğ bile edilmedi. Kime gitsem kapı duvar.

“Şu an belki de hayatımın en büyük fırsatını kaçırdım” diyor Serap ve psikolojisinin bozulduğunu bu nedenle psikolojik yardım almaya başladığını anlatıyor:

Özelde benim kendi yaşadığım süreç, genelde ise ülkenin durumu; hukuksuzluk, adaletsizlik ve savaş koşulları psikolojimi iyiden iyiye bozdu. Psikolojik yardım almaya başladım bir süre önce.

Serap’ın ihraçtan yurtdışı yasağına uzanan öyküsü burada da bitmiyor. Bu gelişmelerin üstüne müzikten kopmamak için Halkeğitim’in korosuna gitmeye karar veren Serap, ‘fişlenmişliğinin’ burada da karşısına çıktığını belirtiyor:

Üç hafta önce Halkeğitim’in korosuna gideyim dedim, aktivite olur diye düşündüm. Her şeyin güzel geçtiği bir derste Halkeğitim’in müdürü teftiş amacıyla derse geldi. Daha önce tanıştığımızda bana bir halk korosu kurmamı önermişti, bu gelişinde ise sohbet esnasında ‘Çok politik olmamak lazım’ gibi sözler söyledi. Bu sohbette aynı zamanda koro için sözleştik fakat ne aradı ne de sordu. Hatta beni görmemezlikten, tanımamazlıktan gelmeye başladı. Böyle olunca kendisinin benimle ilgili bazı araştırmalar yaptığını anlamış bulundum. Zaten korodan çıkarıldığımı bana bildirmeleri de çok uzun sürmedi. Şaşırdım mı? Hayır. Mütemadiyen yaşam alanımızı daraltıyorlar, fişliyorlar.

Hayatın ve umudun devam ettiğini de vurgulayan Serap, adaletin sağlanacağı günü bekleyeceğini söylüyor:

Tabi ki hayat devam ediyor. Tabi ki yine çıkacaktır fırsatlar ama bu yaşadıklarımın bedelini adalet karşısında ödeyecekleri günü bekleyeceğim! Bizden çaldıkları umudun, hevesin, huzurun bedelini ödeyecekleri güzel günler gelecek diye bekliyorum.

Başka kanallar yoluyla sesimi, müziğimi duyurmaya çalışıyorum. Yeni projeler geliştirmeye çalışıyorum. Ve motorları mavilere süreceğimiz günlere özlemle diyorum; barış ve sanatla.


Serap Ekinci Yaşar, ‘Sasa Serap’ adı ile müziğini icra ediyor.

Previous post
Sur'daki istismar görüntüleri: Çocuklardan biri konuştu, konu Meclis'e taşındı
Next post
Bir erkek kendisini reddeden kadını katletti, kızını yaraladı